JJK 10

2.8K 170 31
                                        


Hyesun:Gözüm çok doydu ya.Sağ ol.

Görüldü

Ablam boş boş mesajlar atıyordu.Hiç olgun bir insan değildi.Elimdeki yengeci yağın üstüne koydum.Kızarmasını beklerken aynı zamanda salata yapmak için malzemeler çıkartıyordum.Jungkook yanıma geldi.

"Salatayı ben yapabilirim."dedi ve elimdeki marulu aldı.Şüpheli gözlerle ona bakıp,"Emin misin?"diye sordum.Omuz silkip,

"Ben bu işte ustayımdır."dedi ve tahta ve bıçağı alıp hazırlamaya başladı.O sırada yengeçin yanına gittim ve çevirecekken kızgın yağ elime sıçradı.Elimi tuttum.

Jungkook telaşla yanıma gelip,"Ne oldu kanka?"diye sordu.Hızla yanından ayrılıp elimi musluğun önüne tuttum.Bu kanka kelimesinden tiskinmeye başlamıştım.

Jungkook yanıma geldi."Yara bandı sarayım mı?"

"Gerek yok."deyip yengeçi tabağa yerleştirdim ve balığı koydum.

Ben yemekleri Jungkook ise salatayı masanın üzerine koydu ve yemeye başladık.

"Seni kızdıracak bir şey mi yaptım?"dediğinde sanki boğazımdaki lokma aşağıya inememişti.Bana kanka demesi her şeyden çok canımı yakıyordu ama o bunu anlayamıyordu
Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip,"Hayır.Sadece elim yandığı için biraz sinirlendim."dediğimde olumlu anlamda başını salladı.

Yemekler bittiğinde birlikte kaldırdık.Elini karnına götürüp,"Hyesun çok sağ ol.Yediğim en güzel yengeçlerden biriydi."

"Afiyet olsun."dedim ve televizyonun karşısına geçtim.Açacakken önümde durdu.Tek kaşımı kaldırıp,"Neden önümde duruyorsun?"diye sordum."Saat daha erken.Gece biraz dışarıda gezebiliriz."dediğinde başımı iki yana salladım.

"Olmaz.Gece sokağa çıkmayı sevmiyorum."

"Yanına ben olacağım."deyip yanıma geldi ve koltuğa oturdu.

"Hadi kanka!Çık şu emekli öğretmen modundan.Sadece ikimiz olacağız."diye sızlandığında kararımı yeniden gözden geçirdim.Jungkook çok inatçı bir çocuktu, muhtemelen istediğini yapmayana kadar ısrar edecekti.

"Tamam tamam.Geliyorum."dediğimde güldü.Oturdugum yerden kalktım ve çantamı alıp kapıya doğru yöneldim.Arkamdan geldiğini biliyordum.

Dışarı çıktığımızda kendimi kötü hissediyordum.Geceleri dışarıya sadece çöp dökmek için çıkardım.Daha önce hiçbir arkadaşımla dışarıda gezmemiştim.Ailemin de haberi yoktu.

Soğuktan ellerini cebine koydu ve bana baktı."Gece dışarı çıktın mı hiç?"


"Çöp dökmek sayılıyorsa evet."dediğimde güldük."Ya sen?"

"Ben giderim.Yugyeom ile çok eğleniriz."dediğinde başımı öne eğdim ve ellerimi birbirine sardım.Soğuktan kıpkırmızı olmuşlardı.İleride bir oyun salonu gördük.Jungkook elimden tutup,

"Hadi biraz eğlenelim!"dedi ve kendisi önden beni arkasından koşturmaya başladı.Elimi tuttuğunda ben de aynı zamanda kalbimi tutmuştum.Deli gibi çarpıyordu.

Dartın önünde durduk ve kasadaki adamdan küçük oklar aldık.Eline okları alıp dartın karşısına geçti."Beni izle."dedi ve hedefi on ikiden vurdu.Zıplayıp alkışladığımda göğsünü kabartmıştı.

Biz oynarken karşıdan iki tane genç erkek geldi.Oku atacakken elimden tuttu ve oku elimden alıp hedefi on ikiden vurdu.Jungkook hızla çocuğun yanına geldi ve karşısında durup beni arkasına aldı.


"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!"diye bağırdı.Çocuk alaycı bir gülüş atıp,

"Bir saattir sizi izliyorum ve güzel oynuyorsunuz.Senle rekabet yapmak isterim."dediğinde ortalık kızışıyordu.

"Kabul.Neyine?"

"Ben kazanırsam bir daha buraya gelmeyeceksiniz.Siz kazanırsanız bu oyun salonuna bir daha gelmeyeceğim." Çocuklar buranın müdavimi gibi gözüküyorlardı ve sanırsam en iyi oynayanlar onlardı.Kendilerine rakip istemiyorlardı.

Jungkook gülümsedi ."Kabul.Oyun başlasın."

İkisi inanılmaz bir rekabet içerisindeydi.Şu an skor dokuza dokuzdu.On olan kazanacaktı.Çocuk dartın önüne geçti ve ıskaladı.Jungkook oku öpüp atışa kilitlendi.Oku attı ve on ikiden vurdu.Bende o sevinçle kucağına atladım.Beni döndürdü.Ne yaptığımı anlayınca hemen indim ve üstümü düzelttim.Jungkook çocuğun karşısına geçti.

Çocuk ve yanındaki yüzüne bakmadan mekandan ayrıldılar.Biz de dışarı çıktık ve yürümeye başladık.Bu galibiyet bizi mutlu etmişti.Jungkook elleri cebindeyken güldü.

''Gördün mü, nasıl  da yendim hergeleyi.''dediğinde başımı sallamıştım.

İleride pirinç keki satan bir satıcı gördük.Çok canım çekmişti.Jungkook'a dönüp sordum.

"Jungkook,pirinç keki alalım mı?"

"Olur."dedi ve tezgahın önüne geldik.İki tane pirinç keki alıp bir banka oturduk.Gece gezmenin  gerçekten çok eğlenceli olduğunu gördüm.Jungkook yanımda olunca ayrı bir zevkliydi.Şu an birlikte oturmuş pirinç keki yiyorduk.Bu bile beni mutluluktan uçurmaya yetiyordu.

Çantamdan telefonu çıkardım ve şehrin fotoğrafını çektim.

Çantamdan telefonu çıkardım ve şehrin fotoğrafını çektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonu çantama koyduğumda jungkook seslendi.

"İstersen seni her zaman dışarı çıkarabilirim."

***

Önceki bölüm pek içime sinmediği için yb erken geldi.Bu bölümler sakin geçecek ama ilerki bölümler bomba gibi.Okumayı bırakmayın.

Okuduğunuz için teşekkürler.Oy vermeyi unutmayın 💞

Letter | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin