Jungkook biraz düşündü ve kafasını kaşıdı.Ben ise içimden kabul etmemesi için dua ediyordum.
"Aslında sana bir şans verebilirim."dediğinde Kunsun hemen Jungkook'un boynuna atladı.Ben ise manzaraya baka kalmıştım.
Kunsun ellerini Jungkook'un göğsünde birleştirdi ve parmağıyla daire çizmeye başladı.
"O zaman sevgilim yarın dışarı çıkalım."
"İşim olmazsa gelirim."dediğinde Jungkook'un yanağından öptü ve ayrıldı.En gıcık ses tonuyla,"Güle güle sevgilim."dedi.Ben ise hala şoku atlatmamış donup kalmıştım.
Jae kolumdan tuttu ve çıkışa sürükledi.Bacaklarım tutmuyordu.Jae 'nin götürdüğü yere ayak uydurmasam düşecektim."Size güle güle çocuklar."deyip okulun dışına çıktık.Duvarın kenarına yasladı ve yüzüme vurmaya başladı.
"Hyesun ,Hyesun iyi misin?Beni duyuyor musun?"
Ben ise bakışlarımı yere sabitlemiştim.Hareket edemiyordum.Konuşamuyordum.Üşüyordum sadece üşüyordum.Sanki bu olanlar rüyaymış ve bu acı dolu rüyadan uyanacakmış gibi hissediyordum.
Jae elimden tuttu."Hyesun buz gibi olmuşsun!"dediğinde yüzüne baktım ve yere çöktüm.Bacaklarım beni taşımıyordu.Kalbimin içinde çok acı vardı ve bu bana ağır geliyordu.
Zar zor eve gelmiştim.Yavaş adımlarla odama çıktım ve yatağıma uzandım.Yarın hafta sonuydu.Dinlenmek istiyordum.
Sabah kalktığımda yüzümü yıkadım ve toparlandım.Kahvaltıya indim.Annem babam ve ablam masadaki yerlerini almışlardı.Ben de oturdum.
Kahvaltımızı yaparken ablam telefonuna gelen mesajla ayaklandı."Arkadaşımla dışarı çıkacağımızı tamamen unutmuşum.Anne baba ben kaçtım."deyip çantasını komidinin üzerinden aldı ve dışarı çıktı.
Yukarı çıktım ve keyfimi yerine getirebilecek bir şeyler aramaya başladım.En iyisi telefonumdan kedi videoları izlemekti.Telefonu açtım ve izlemeye başladım.
Telefonuma mesaj gelmişti.Kimden olduğunu görünce kalbime gömdüğüm acı tekrardan ortaya çıkmıştı.
Jungkook:Kanka biz Kunsun ile kafeye gideceğiz.Sensiz olmaz diye düşündüm.Lütfen sen de gel.
Hyesun:Benim iki sevgilinin arasında ne işim var?Birlikte eğlenin.
Jungkook:Lütfen beni kırma.Yalvarırım.
Hyesun:Tamam ama kısa kalırım.
Jungkook:Yeterki gel.Biz apartmanın önünde seni bekliyoruz.
Görüldü
İstemeye istemeye yerimden kalktım ve dolabıma yöneldim.Jungkook'u bir türlü kıramıyordum.O benim kalbimi parçalara ayırmış olsa bile.
Üstüme beyaz tişörtümü ve kotumu giyip dışarı çıktım.Kunsun yine olabilecek en kısa eteğini giymişti.Elinde telefonu ile sinir olmuş bir şekilde oynuyordu.
"Merhaba Jungkook."beni görünce sevinçle güldü.
"Sonunda geldin.Hadi gidelim."dedi ve ilerlemeye başladık.Kunsun bana öldürücü bakışlar atıyordu.Ben ise yüzüne dahi bakmıyordum.Bakamıyordum daha doğrusu ,midem bulanıyordu ondan.
Kafeye vardığımızda Jungkook karşısındaki sandalyeyi gösterip,"Hyesun sen buraya otur."dedi.Kunsun sinirle yandaki sandalyeyi çekip oturdu.Saçlarını geriye atıp tırnaklarıyla oynamaya başladı.
"Jungkook bu ikimizin olacağı bir buluşma olacağını umuyordum."dediğinde alttan bana yüklendiğini anladım.Jungkook,"Hyesun çok eğlenceli bir kızdır.Onla nereye gitsem sıkılmam."dediğinde ensesini okşadı ve kafasını yana çevirdi.
Jungkook gülüp,"Bir keresinde birlikte çarşıya gitmiştik ve anket yapan kız bana zorla anket yaptırmaya çalışmıştı.Hyesun benim adıma beş sayfa anket doldurmuştu."deyip güldü.Aklıma o an gelince ben de güldüm.
Heyecanla kaşlarını kaldırıp,"Bir keresinde Han Nehri'ne gitmiştik.Bir çocuk Hyesun'a çarpıp nehre düşürmüştü.Ben ise onla dalga geçerken benim paçamdan tutmuştu ve bende nehre düşmüştüm."dedi ve birlikte güldük.Kunsun ise sinirlenmişti ve hiç gülmüyordu.
Konuyu dağıtmak için elini Jungkook'un elinin üstüne koydu."Jungkook ,kendi telefonundan benim böyle bir fotoğrafımı çeker misin?"diye sordu.Jungkook telefonunu çıkardı ve açıyı ayarlamaya çalıştı.Ben ise elimi kulağımın arkasına koymuş onu izliyordum.
Kafasını olumsuz anlamda salladı."Kunsun bu açıdan güzel çıkmıyorsun."deyip kamerayı bana yönlendirdi.Kunsun yumruklarını sıkmış bana bakıyordu.
"Hyesun çok güzel çıkıyorsun.Sabit dur."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
