JJK 45

1.5K 104 49
                                        


Elindeki çam mantarını güneşe doğru tutup dikkatlice baktı.Bu sırada Jungkook'u düşünmek ile meşguldüm.Salak mantarlar umrumda bile değildi.Jungkook bu sefer gerçekten sinirlenmişti.Aklım her zamanki gibi onda kalmıştı.Gerçekten aklımı çok karıştırıyordu.Zaman zaman ona hak versemde çocuk gibi davrandığı kaçınılmaz bir gerçekti.

"Hey, Lee Hyesun!"

Kafamı daldığım düşüncelerden kaldırmıştım.Saçımı geriye atıp zorlukla gülümsedim."Evet Hocam.Çam  mantarlarında kalmıştık en son."

Kaşlarını çattı.Yarım oturur bir pozisyona geldikten sonra cebinden çıkardığı mendille yüzünü sildi.

"Sana bu  mantarı büyüteçle incelemen ve not tutmanı söyledim."

"Haklısınız efendim."

''Ama bu eylemi üç kez gerçekleştirdim Hyesun.Neyin var?Geldiğimizden beri dalgınsın, kafan burdan hariç her yerde!"

Ayağa kalkıp eğildim.Bağırması beni korkutmuştu."Özür dilerim efendim."deyip ağacın dibine çöktüm.Elindeki mantarı verdiğinde hemen elinden aldım ve büyüteçle baktıktan sonra küçük boy defterime not ettim.

Bu hayatta mantarlar kadar umursansam yeterdi.

"Bu alanda incelenecek tür kalmadı."dedi elini çırparken.Ayağa kalktı zorlukla.Kilosu yüzünden zor haraket ediyordu ama sırf şu lanet mantarlar yüzünden ormanın en yükselerine de çıkmayı göze alıyordu.Hızlıca eskimiş çantasının içine malzemeleri yerleştirdim ve ayağa kalktım.

"Son durağımız şelaledeki koriolus mantarını incelemede.Hızlıca gitmemiz gerek."dedi saatine bakarken."Gezi ekibinin gelmesine yarım saat var.Hızlıca gidip gelmeliyiz Hyesun."

"Peki hocam."

O önde , ben arkada ilerliyorduk.Hava sıcaktı ve tüm eşyaları bana taşıttırıyordu.Gri ceketimi çıkarıp elime aldım.Tam da yüzülecek havaydı.Arkadaşlarım ile olamadığım için buruk hissediyordum.Bir buçuk saattir mantar avındaydık.

"Şelalenin iç kısımlarında yetişen mantarı kesinlikle koparmamalısın.Zor bulunan türlere zarar vermek yok.Tamam mı?"

"Tamam."

Sonunda şelaleye varmıştık.Kimsecikler yoktu.Hocamız paçalarını katladı ve suyun içine girdi.Yakın bir kayanın yanına oturdum ve taytımı dizlerime kadar çektim.Çantadan malzemeleri alıp yola koyuldum.

Not defterimi kapattığımda hocamız sudan çıkmıştı.Not defterimi de alıp hızla yanına gittim.Şelalenin derinliklerinde olduğu için ıslanmıştım.

"Bu kadardı Hyesun.Arkadaşların da gelmek üzereler.Çadırına uğrayıp arkadaşlarına katılabilirsin."deyip çantasını aldı.Eğildim ve kamp alanına doğru yürümeye başladım.

Çantama defterimi yerleştirdiğimde bir eksik olduğunu fark ettim.Büyüteci şelalede unutmuştum.Üstüm başım ıslak olduğu için gri şortumu ve parmak arası terliklerimi giydim.Terliklerim çadırın köşesindeydi.Saatlerdir kapalı olan telefonumu açtığımda jae'nin beni aramış olduğunu gördüm.Geri aradım.

"Nerdesiniz jae?"

"Şelaledeyiz.Hoca serbest bıraktı.Senin Azrail saldı mı peki?"

"Evet evet.Geliyorum oraya."

"Bikinini giy içine.Burda herkes soyunuk.Jungkook bile."

"Jungkook nasıl?Sakinleşti mi?"

"Hala sinirli.Gezi boyunca bir kere bile gülümsemedi.Alırsın gönlünü, boşver."

Letter | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin