Genç kız olduğu yerde öylece kalmıştı.Üç yıl...Koskoca üç yılın ardından onu canlı canlı görüyordu.Beyni ile kalbi savaş halindeydi.Kaç kere şirketine gitmeyi denemiş ama gururuna yenik düşmüştü zavallı kız.İlk günkü gibiydi hisleri.O zamandaki gibi aşkı tazeydi Jungkook'a.
İstemsizce bir adım attı, boynuna atlamak için.Sonradan lanet ettiği aklı durdurdu onu.Onun abisi ablasına tecavüz etmişti.Junghyun denen pisliğin kardeşiydi o.İlk ve tek sevdiği adam değil.Onun için sadece bir tecavüzcünün kardeşiydi artık.
Jungkook'un gözündeki yaşlar süzülmüştü yine.Ağzından bir hıçkırık kaçmıştı.Üç yılın ardından ilk defa ilk aşkıyla karşı karşıyaydı.Baştan aşağıya süzdü genç kızı.Gözlerinin dolduğu dikkatinden kaçmamıştı.Mıh gibi aklına kazımak istiyordu genç kızı.Koyduğu yerde bulamamaktan korkuyordu.Bir daha gitmesini istemiyordu.Bunu istemeye hakkı yoktu, lanet olsun ki bunu o da biliyordu.Ama içindeki aşırı yaşadığı duyguları gözleri onu kör ediyordu.
Kollarını açtı.Elleri titriyordu.Tutuyordu kendini , Hyesun'un ona gelmesini bekliyordu.Hyesun da ağlamaya başlamıştı.Sevdiği adama gitmek yerine arkaya gitti ve sırtı kapı pervazına çarptı.Tutundu pervaza.Yapacağı herhangi bir yanlış haraketten çok korkuyordu.Jungkook'un kollarına atlamaktan , defalarca seni seviyorum demekten çok korkuyordu.
Jeon'un göz yaşları dudağına süzülürken konuştu.Dişlerinin uyuştuğunu hissetmişti.
"Gelmeyecek misin, sevgilim?"diye sordu bir umut.Güümsüyordu her şeye rağmen , belki gelir diye pozitif olmaya çalışıyordu.
Hyesun sıkışmış hissediyordu.Duyguları ve mantığı arasında kara bir delikteydi.Anlamsızca bacakları titriyordu.Tüm vücudu Jungkook'a aitti.Nasıl da zincirliyordu kendini?!Daha çok küçüldü duygularının karşısında.Jungkook'un bakışları altında eziliyordu.
Her şeye rağmen inattı genç kız.Titreyen elleriyle göz yaşlarını sildi ve dikleşti.Sildikçe akıyordu göz yaşları."L-lütfen evimden gidin, Jungkook Bey."Yere bakarak söylediği bu cümlenin bu kadar canını yakacağını tahmin etmemişti.
Jungkook'un elleri düştü birden.Jungkook Bey mi?Bu kadar mı uzaklaşmışlardı birbirlerinden ?Ne ara bu kadar resmi olmuştu araları?!
"Jungkook Bey mi?"diye sordu alayla.Hyesun terleyen ellerini eteğine sildi ve bir adım attı emin bir şekilde.Güçlü olmak zorundaydı.
"Tecavüzcünün kardeşi mi demeliydim yoksa?"Dedi karşısındaki adama acımadan.Dıştan ne kadar güçlü dursa da içi o kadar zayıftı kızın.Bu olayların olması ne kadar canını acıttıysa , dile getirmesi de bir o kadar acı veriyordu.
Jungkook bu hamleyi beklemiyordu.Hyesun her ağzını açtığında afallıyor , güçsüz düşüyordu.Göz yaşlarının akmasına izin verirken konuştu.
"Hyesun sen kendinde misin?"İnanmak istemiyordu Jungkook.
Hyesun tek kaşını kaşını kaldırdı ve güldü, içi kan ağlamasına rağmen."Hiç olmadığım kadar kendimdeyim hem de."
"İnanmıyorum.Rol yapıyorsun sadece.Sende biliyorsun gerçekleri, bu işte hiçbir suçum olmadığını.Sensiz ben yaşayamıyorum.Lanet olsun!Bu üç yılda neler yaşadığım.Her gece adını sayıkla-"
Hyesun gözü dönmüş bir şekilde bağırdı.Yoksa bu gece göğsünde ağlayacaktı.İçini dökecekti yoksa.
"SUS!"diye bağırdı avuçlarını sıkarken.Tırnakları avucuna geçmiş , baskıdan dolayı kanatmıştı.Yaşadığı acı karşısında bu acı hiçbir şeydi.Jungkook Hyesun'un elini görünce yüreği sızladı.Tırnağı bile kırılsa ömründen ömür giderdi.Çok naif seviyordu Jeon.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letter | Jeon Jungkook
FanfictionSana yazdığım mektuplar kalbinin en ücra yerini de aydınlatabilir mi? Jeon Jungkook hayran kurgu.