JJK 37

2.1K 168 117
                                        


Bağırdığında  koltuğa sinmiştim.Bu tavırları her ne kadar korkutsa da güçlü duruyordum.

Kolumdan çekti ve ayağa kaldırdı.Kolumu sıkıyordu ve çekiyordu.Tuttuğu yer kangren olabilirdi.

''Kolumu acıtıyorsun!''diye bağırdığımda umurasamadan dışarı çıkardı.Barda pek bir insan kalmadığından kimsenin ilgisini çekmiyorduk.Zaten nerdeyse hepsi sarhoştu.Arabasına  geldiğimizde arabasının kapısını açtı ve beni içeri fırlattı.

Dışarı çıkacağım sırada kapıyı üstüme kapattı ve koşarak arabaya bindi.Direk kapıları kilitledi ve arabayı çalıştırdı.

''Bırak beni jungkook!Senle gitmek istemiyorum!'' Diye  bağırdığımda tepkisizce yola bakıyordu.

''Kime diyorum?!İmdat kurtarın beni!''

Camları yumrukluyordum.O ise tepkisizce sürüyordu.Elimi camlardan çekip direksiyona uzandım.Bir hamleyle
direksiyonu kendime doğru çektim.Jungkook bir yandan, ben bir yandan direksiyonu çekiyorduk.Direksiyonu çevirdim.Kolumdan tuttu ve arabanın diğer tarafına savurdu.

"Rahat dur Hyesun!"

"Bırak.Yeter artık, istemiyorum seni.Anla artık!"diye bağırdığımda arabayı durdurdu.İlk baş kendi indi.Kapımı açtı.Önümde durduğunda boş boş bakıyordum.Bu boş bakışlar kasıtlı yapılan bir haraketti oysaki.

"İn aşağıya.'' Emir verici konuşmalarından bıkmıştım.Ormanlık bir alanda durmuştuk ve güvende hissetmiyordum.

"Niye ormanda durduk?Ne yapacaksın?"dediğimde kolumdan tuttu ve dışarı çıkardı.Hava soğuktu ve burası çok karanlıktı.Tek ışık Jungkook'un arabasının farlarıydı.

''İstemiyorum seni!Neden bana bunu yapıyorsun ha?Daha çok  acı çekeyim diye mi?'"

Ağaca yaslandım.Dayanacak gücüm kalmamıştı.Haftalardır umursamaz kız rolü yapmaktan yorulmuştum.Jimin'e yalan söylemekten yorulmuştum.Gözlerimden yaşlar süzüldüğünde bitmiştim.İlk defa Jungkook'un yanında ağlıyordum. 

Bu duygu yoğunluğu ve jungkook bana hiç iyi gelmiyordu.Ağlamama hıçkırıklar eklenirken anılarım canlanıyordu, gözümün önünden bir bir geçiyordu hepsi.

''Neden bana bunu yapıyorsun?Neden uzaklaşamıyorum senden?Senden nefret ediyorum jungkook!Canımı acıtıyorsun.Seni her gördüğümde kalbim paramparça oluyor.Bıktım!"diye bağırdığımda önümde duruyordu.

Çığlıklarım ve hıçkırıklarım ormanı dolduruyordu.Ağaca kafamı yaslamış ağlıyordum.Jungkook yanıma yaklaştı.

"Hyesun..."diye fısıldadığında kollarımı tuttu."Bırak beni!Ah bırak!"diye bağırdığımda kollarımdan ellerini çekmiyordu.Ondan kurtulmaya çalışıyordum.Kolumu bıraktı ve sert bir tokat attı.Bu hamleyle yere savrulmuştum.Elbisem ve ellerim çamur içindeydi.

Topuklu ayakkabılarım ve bedenim çamura saplanmış çaresiz haldeydi.Benim gibi.Yerden kalkmaya gücüm yoktu zaten.

Jungkook önüme eğildi ve yüzümü ellerinin içine aldı.

"Seni seviyorum Hyesun."

Dediğinde tüm dünya durmuştu sanki.Beynimdeki uğultu algılamamı engellerken kalbimin atış sesini duyuyordum.Belki ilk defa bu kadar coşkulu atıyordu.

Gözlerine şaşkınlıkla bakıyordum.Göz yaşlarımı baş parmağıyla sildi ve vurduğu yanağımı okşadı.Onun da gözlerinden yaşlar süzüldüğünde bana sarıldı.Ben ona sarılamıyordum.Hala şoktaydım.Kendini ayırdı ve yüzüme baktı.

"Seni seviyorum Hyesun.Lütfen beni bırakma.Lütfen Jimin'e gitme."

"...Sen beni gerçekten seviyor musun?"

"Evet."dediğinde gülümsedi.Bunların olduğuna inananamıyordum.Ağlamam daha da şiddetlenmişti.Hayalim gerçek olmuştu.Bu sefer mutluluktan ağlıyordum.Hep üzüntümden ağladığın için bu duruma alışkın değildim.

Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildiğimde çamur yüzüme de bulaşmıştı.Jungkook beni göğsüne bastırdı ve saçımı öptü."Ağlama Hyesun.Artık yanındayım.Söz veriyorum.Seni bırakmayacağım."dediğinde beni saran koluna daha da sarıldım.

"Beni sakın bırakma."Dediğimde sesim titriyordu ve kekeliyordum.Soğuktan ayaklarımı hissetmiyordum.Ona muhtaçtı kalbim.Başkasına gitmekle kendimi kandırmıştım.


Kolumdan tuttu ve kendisiyle birlikte ayağa kaldırdı.Ceketini çıkardı ve üstüme attı."Hadi gidelim."dediğinde başımla onayladım ve arabaya gittim.Bindiğimizde üstümün ve yüzümün çamur olduğunu fark ettim.Aynadan yüzüme baktığımda gözlerim kızarmıştı ve yüzüm çamurdu.Boynumda damar çıkmıştı.Bağırdığımda ve çok ağladığımda hep bu olurdu.

Bir apartmanın önüne geldiğimizde durdu.Bizim apartman değildi.Başımı ona çevirdim.

''Burası neresi jungkook?''diye sorduğumda gülümsedi.

''Babam, ben ve abime evi almıştı.Önce evlenen bu evi alacak derdi.Sanırım bu ev ikimizin Hyesun.''

Dediğinde gülümsedim.Bu yaşadıklarımız rüya gibiydi.Önce o arabadan indi ardından ben.

Apartmanın üçüncü katına geldiğimizde durduk.Jungkook cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı ve içeri geçti.Arkasından ben de girdim.

Büyük bir evdi.Krem ağırlıklı ve koltukları açık kahverengiydi.Salon ile mutfak birleşikti.Her şey Bay Jeon'un zevkine göreydi.Jungkook ardından kapıyı kapattı.Üstümdeki ceketi sıkı sıkı tutuyordum.

"Hyesun banyo yapmak ister misin?''Diye sorduğunda başımı önüme eğdim.Üstüm başım çamurdu ve çok mahçup kalmıştım.

Jungkook yanıma geldi ve eliyle yüzümü kaldırdı.Gözlerimin içine bakarak,

"Utanma güzelim.Burası ikimizin evi."

''Ha?''

''Banyoya diyorum,gitmek ister misin diyorum,güzelim diyorum.''

Kulaklarım 'kanka' kelimesine alışkın olduğu için şu anı hatta sarfettiği cümleleri bile bir kerede anlayamıyordum.

"Tamam.Banyo ne tarafta?"dediğimde koridorun sağındaki odayı gösterdi.Çamurlu ceketini çıkardım ve ona verdim.Banyo koridoruna girdiğimde jungkook ile olmanın şoku hala üstümdeydi.

***

Evet.Sonunda sevgili yaptım bu güzel ikiliyi.Bu güzel bölüme bol vote ve bol yorum yakışır bence.Gelecek bölümde görüşmek üzere !

Gelecek bölümde görüşmek üzere !

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


+40 vote
+60 yorum

Letter | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin