Dediğinde donup kalmıştım.Sanki yer ayaklarımın altından kaymıştı.Yüzüne baktığımda kararlı bir ifade vardı.Onu dinleyip oradan çekip gittim.İlk defa bana küfür etmişti.Tüm ilklerim bugün olmuştu.Bugün lanetli gündü sanki.
Gözyaşlarımı kazağımla sildim ve eve doğru yürümeye başladım.Apartmana girdiğimde ablam kapıya sırtını dayamış bekliyordu.Yanına gittim ve sarıldım.Kulağıma fısıldadı.
"Ne oldu?"
"Jungkook bana gitmemi söyledi.O kızın tarafında oldu."dediğimde omuzlarımdan tuttu ve yüzüne bakmamı sağladı.
"Tamam."dedim ve kazağımla yüzümü silip içeri girdim.Annem bağırmaya başladı.
"Haber vermeden nereye gidiyorsunuz siz?Ne kadar merak ettim haberiniz var mı!"dediğinde yukarı çıktım.Annemle biraz da ablam uğraşsın.Benim acım bana yetiyordu.
Yukarı çıktım ve kendimi yatağa bıraktım.Jungkook'un bakışları aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyordu.Öfke doluydu.İki günlük kız için üç yıllık arkadaşını satmıştı.Kendime yediremiyordum.O öyle birisi değildi.Olamazdı!
Benim sevdiğim çocuk bu olamazdı.Bana küfür eden çocuk Jungkook olamazdı.
Sabah başımın ağrısıyla uyandım.Yataktan doğruluğumda ablam hala yatıyordu.Onu rahatsız etmeden üstümü giyindim ve çantamı topladım.Aynaya baktığımda gözlerim ve dudaklarım kızarmıştı.Saçlarımı toplayacak halim olmadığından taradım ve açık bıraktım.
Gitmeme daha yarım saat vardı ama umursamadım.Merdivenlerden aşağı indim.Annemler bile daha uyanmamıştı.Kahvaltı yapmaya bile halim yoktu.Evden çıktım ve okula doğru yürümeye başladım.
Soğuk hava yüzüme vurdukça saçlarım dalgalanıyor,dudaklarım kuruyordu.O öpse belki yine canlanırdı bu dudaklar,bu kalp ama Kunsun'u seçmişti.Onu öpmüştü.Ona sarılmıştı.Onla birlikte olmuştu.Benle değil.
Bu gerçek soğuk hava gibi yüzüme vuruyordu.Adımlarımı hızlandırdım.Koştum.Ellerim ceketimin cebinde deli gibi koşuyordum.Etraftaki insanlar bana bakıyordu.Onlara umursamadan koşuyordum.Unutmak istiyordum.Dünü hafızamdan silmek istiyordum.
Okula geldiğimde durdum ve uzun banklardan birine oturdum.Ellerim cebimde bacaklarıma bakıyordum.Dalmıştım.Yaşayan bir ölü gibiydim.Karşıdan gelen adım sesleriyle kafamı çevirdim.Junghyun abi bana doğru geliyordu.Yanıma geldi ve oturdu.
Hayat dolu gülümsemesiyle,"Günaydın."dedi.Ağzmı zorla aralayıp isteksizce,"Günaydın."deyip önüme döndüm.
"Gün senin için pek aydınlık olamamış."dediğinde iç çektim.Demek olanlardan haberi yoktu.Söylemeyecektim.Jungkook öğrenirse ispiyoncu olduğumu düşünürdü.
"Neden bu kadar erken geldin Junghyun abi?"
"Haftada bir iki kere erken gelip kütüphanede kitap okurum.Yanlızlık iyi hissettiriyor.Seni ilk defa bu kadar erken gelirken görüyorum.Moralin yerinde değil gibi duruyor.Bir şey mi var?"
"Hayır.Sadece kendimi iyi hissetmiyorum."
"Anladım.Benim kütüphaneye gitmem gerek.İstiyorsan sen de gelebilirsin.Birlikte kitap oluruz."
"Teşekkür ederim ama yalnız kalmaya ihtiyacım var."
"Görüşürüz."dediğinde elimi kaldırdım ve yavaşça salladım.Hiç halim yoktu.Uyuşturucunun etkisinde gibiydim.
Okul yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.Gözüm Jungkook'u aradı.Baktığımda karşıdan Kunsun ile geliyorlardı.Yugyeom ve Jae yoktu.En uzak banka oturdular ve aralarında konuşmaya başladılar.Kunsun bana gıcık olsun diye Jungkook'un saçlarıyla oynuyordu.
Yugyeom ve Jae yanıma oturdular."Durumlardan haberiniz var mı?"diye sorduğumda başlarını salladılar.Yugyeom Jungkook'a bakıp"Bu kız onu değiştirmiş.En yakın arkadaşına bile küstürmüş."dedi.Ne yazıkki bu doğruydu.
Teneffüs zili çaldığında dışarı çıkacakken hocamız durdurdu."Hyesun öğretmenler odasında üstünde ismim yazan iki kutu var.Onu biri ile bodruma götürür müsün?"dediğinde başımla onayladım."Tabi hocam.Kimle götüreyim?"diye sorduğumda sınıfa göz gezdirdi.
"Jeon sen gel.Bir işe yara da öğretmenler odasındaki kutuları Hyesun ile bodrum kata indirin."
"Hocam benden başka kimse yok mu?"dediğinde başıma öne eğdim.Beni bir yabancı gibi görüyordu.
"Senden başka işe yaramaz yok."
Dediğinde tüm sınıf güldü.Zorla ayağa kalktı ve yanıma geldi.Birlikte öğretmenler odasına gittik ve kutuları aldık.Yolda benle hiç konuşmuyordu.Bana bakmamaya özen gösteriyordu."Küs müyüz?"diye sorduğumda içimi buz kestiren boş bir bakış attı."Küsüz.Muhattap olma benle."dedi ve adımlarını hızlandırdı.
Eve geldiğimde kendimi hiç iyi hissetmiyordum.Yer ayağımın altından kayıyor gibiydi.Üstümü değiştirken vücut ısımın yüksek olduğunu fark ettim.Takmayıp yatağıma uzandım.Bugün ders çalışacak halim yoktu.
Sabah uyandığımda elimi anlama götürdüm.Çok sıcaktı.Ateşim vardı.Yataktan kalktım ve aynaya baktım.Yanaklarım kırmızılaşmıştı.Formalarımı giydim ve aşağıya kahvaltıya indim.
Kapıdan çıktığımda Jungkook'un yokluğunu hissettim.Normalde birlikte okula giderdik.Şimdi ise tek başımaydım.Jae'ye söylesem gelirdi ama uğraştırmak istemiyordum.Evi bize biraz uzaktı.
Bunları düşündükçe bile başıma ağrı giriyordu.Başım döndüğünde merdivenin pervazına tutundum ve öyle aşağıya indim.
Üçüncü derse girecektik ve hala toparlanmamıştım.Tenefüstü.Jae elini yanağıma götürdü."Hyesun yanıyorsun!"dediğinde başımı çevirdim ve Jungkook'a baktım.Sınıfın en köşesinde Kunsun ile fingirdeşiyordu.
"Ben iyiyim."
"Hayır.Gidip okulun kliniğinden ağrı kesici alıp geliyorum."dedi ve dışarı çıktı.Önümdeki kitaplarla uğraşırken gözüm Jungkook'a kaydı.Kunsun onlara baktığımı görünce Jungkook'un dudaklarına yapıştı.
Onları öyle görünce başıma ağrı girdi ve gözlerim kapandı.En son duyduğum şey kafamın sıraya düşme sesiydi.
Okuduğunuz için teşekkürler .Oy ve yorumlarınızıalırım 💜
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.