Kitap 1 - 29.Bölüm: Aketosh Şehri [1]

4.9K 443 55
                                    

Aiden cübbesinin kapşonunu başına geçirmiş ve neredeyse 1 metre boyundaki karda yürümeye çalışıyordu. Ela ise zorlukla ilerleyerek Aiden'i takip ediyordu. Kar fırtınası yüzünden 10 metre ötelerini görmüyorlardı. Aiden ile Ela, önlerindeki mağraya sığınarak kar fırtınasının dinmesini beklemeye başladılar. Plana göre Aketosh şehrine ulaşana kadar yollarına sürekli devam edeceklerdi fakat kar fırtınası yüzünden mağraya sığınmak zorunda kalmışlardı.

Fırtına birkaç saat daha sürdükten sonra sona ermişti. Fırtına yüzünden kar, birkaç santim daha yükselmiş ve yolculuk etmeyi zorlaştırmıştı. Kış aylarında oldukları için normalde soğuk olan bu dağlar daha da soğmuştu. Yognu Rami sıradağları, Mavi Ejder İmparatorluğu için hem çok önemli hem de tehlikeliydi. Önemli olmasının sebebi Nehantis şehrinden Endral şehrine kadar uzanan değerli maden yatakları ve nadir bulunan şifalı bitkiler idi. Yakut, Safir, Altın, Platin, Mitril ve Adamantium gibi birçok değerli maden ve mücevher bulunuyordu.

Adamantium, soğuk silah yapımlarında en kullanışlı maddeydi. Hem hafif hem de çok dayanıklı olduğu için en kullanışlı madendi. Fakat 1 kilo Adamantium bile yüzlerce elmas değerindeydi. Bu yüzden bu maddeden yapılan silahları sadece İmparatorluk ordusu, Kara Kuzgun birliği, Altın Ejder Şövalyeleri ve bu tür kuruluşlar dışında satın alabilecek niteliğe sahip kimse yoktu.

Kara Kuzgun birliği, imparatorluk çapında en güçlü oluşumlardan birisi idi. Bu birlik, sadece imaparator Ares Zed tarafından emir alan bir oluşumdu. Kara Kuzgun birliğinin her şehirde bir merkezi bulunuyordu. Bu birlik, fazla üyeye sahip olmasada nitelik bakımından imparatorluk ordusunu bile geride bırakıyordu. Kendi içerisinde bir rütbelendirme sistemi de mevcuttu. Mavi Ejder imparatorluğunun en büyük savaş güçlerinden birisiydi.

Altın Ejder Şövalyeleri ise İmparatorun sağ kolu olan Wei Mu tarafından kontrol ediliyor ve onun tarafından eğitiliyordu. Kara Kuzgun birliği kadar güçlü olmasalarda imparatorluğun en büyük savaş güçleri arasında yer alıyordu.
Altın Ejder Şovalyeleri büyük, aynı zamanda da ağır bir kalkan ve 1 metreden biraz daha uzun kılıçlar kullanıyorlardı. Fakat son birkaç yıl içerisinde geliştirilen bilek kalkanları sayesinde büyük bir ağırlıktan kurtularak güçlü bir savunmaya sahip olmuşlardı. Eskisine göre çok daha güçlü bir oluşum haline gelmişlerdi.

Yognu Rami sıradağlarının tehlikeli olmasının başlıca sebepleri ise, dağların derinliklerinde ki mağralarda bulunan kudretli büyülü yaratıklar ve Aketosh şehrinin Güneyindeki devasa yanardağ idi. Bu yanardağ yüzlerce yıldır aktif halde olmasına rağmen sadece ufak tefek püksürmelerin dışında bir sorun çıkarmıyordu. Bu yanardağ Kameira olarak anılıyordu. Birkaç uzman Cücenin incelemelerine göre bu yanardağ, Yognu Rami sıradağları boyunca yayılmıştı. Eğer büyük bir patlama yaşanırsa, Yognu Rami sıradağları baştan sona yıkılarak harabe haline gelebilirdi.

Aiden ve Ela fırtınanın son bulması ile mağrayı terk ederek yola koyulmuşlardı. Kış aylarında oldukları için dağda bulunan Ork kabilesi, soğuktan korunmak için mağralara çekilmişti. Bu yüzden bir büyülü yaratık çıkmadığı sürece yolculuklarına sorunsuz bir şekilde devam edebilirlerdi.

5 gün sonra...

Güneş tepedeki yerini alırken Aiden ve Ela, büyük bir uçurumun önüne gelmişlerdi. İnanılmaz bir derinliğe sahip olan bu uçurum, son derece tehlikeli ve ürkütücü görünüyordu. Karşıya geçmek için sadece bir yol vardı. Bu yol ise bir insan genişliğindeki eski ve çürük bir köprü idi. Aiden, ruhsal algısını serbest bıraktı ve karşıya geçebilmek için başka bir yol olup olmadığını kontrol etti.

"Karşıya geçmek için başka hiçbir yol yok. Bu köprüyü kullanmak zorundayız. Ben önden gideceğim, aradaki mesafe 1 metre olduğu zaman sen de benim bastığım yerlere basarak beni takip edeceksin. Umarım karşıya geçene kadar köprü yıkılmaz."

Aiden, endişeli bir şekilde konuştuktan sonra yavaş ve sakin adımlarla köprüye adımını attı. Aradaki mesafe 1 metre olduğu anda Ela, Aiden'in bastığı yerlere basarak ilerlemeye başladı. Ela, aradaki mesafenin 1 metre olmasına özen göstererek Aiden'i takip ediyordu. Köprü biraz sallanıyor olsa da basamakları göründüğünden daha sağlamdı. 30 dakika içerisinde 300 metrelik köprünün neredeyse sonuna gelmişlerdi. Sadece 10 metre sonra köprünün sonuna ulaşacaklardı. Fakat köprünün başındaki halatlar bir anda koptu ve köprü yıkılmaya başladı. Aiden, Ela'yı kavradığı gibi bütün enerjisini ayaklarına aktardı ve tüm gücüyle karşıya zıpladı. Aiden, karşıya zıpladığı anda köprü tamamen çökmüş ve uçurumun derinliklerine karışmıştı.

Eğer aradaki mesafe 10 metre daha fazla olsaydı belki de ölmüş olacaklardı. Ela Aiden'in üzerine düştüğü için yaralanmamıştı fakat aynı şey Aiden için söylenemezdi. Sırtı boydan boya yarılmış ve büyük bir kesik oluşmuştu. Aiden, acı dolu sessiz bir çığlık attıktan sonra Ela, kızarmış yanaklarıyla Aiden'in üzerinden indi. Aiden, cübbesini ve üzerindeki siyah renkli tişörtü çıkarttı ve sırtındaki yarayı kontrol etmeye başladı. Ela, Aiden'in çıplak ve hafif kaslı vücudunu gördüğü anda yanakları daha da kızardı.

"Çok kan kaybediyorum. Bu yüzden yarayı hemen sarman gerekiyor."

Aiden, konuştuğu anda Ela kendine gelmiş ve depolama yüzüğünden sargı bezini çıkartmıştı. Hızlıca yarayı sarmaya başladı. Aiden, yaranın birkaç saat içinde kapanacağına emin olsada bu kadar hızlı iyileşmesi Ela'nın dikkattini çekeceği için sarmaya karar vermişti. Ela yarayı tamamen sardıktan sonra Aiden, siyah tişörtünü ve mavi cübbesini üzerine geçirdi ve yürümeye devam etti. Ela, Aiden'in bu yaraya rağmen yürüyebilmesine biraz şaşırmıştı fakat geride kalmamak için hemen koşarak Aiden'i takip etmeye başladı.

2 gün bir çırpıda geçti ve Aketosh şehrinin devasa surları görünmeye başladı. Aketosh şehrinin surları, 9 ana şehir arasında en yüksek surlara sahip şehir idi. Bunun sebebi ise şehrin Yognu Rami sıradağları tarafından sarılmış olmalarıydı. Şehrin GüneyDoğu tarafındaki Peintai Göllerine açılan açıklık dışında Aketosh şehri, tamamen Yognu Rami sıradağları ile çevriliydi. Aiden ve Ela, Yognu Rami sıradağlarının eteklerine inmiş ve karlı dağlardan kurtulmuşlardı. 1 haftadır sürekli yürüdükleri için çok yorgun ve uykusuzlardı.

Şehre giriş-çıkışları kontrol eden muhafızların yanına gelip 2 altın ödedikten sonra en yakın hanın yolunu tutmuşlardı. Uzun bir yürüyüşün ardından bir han bulmuş ve içeri girmişlerdi. Hanın içerisinde yoğun bir şarap kokusu mevcuttu. Aiden, içerideki kişilere ilgi göstermeden hancının yanına gitti ve 2 günlüğüne 2 oda kiraladı. Anahtarları aldıktan sonra Ela ile beraber yukarıya çıktı. Ela'ya odasının anahtarını verdikten sonra kendi odasına geçti ve elbiselerini çıkartıp banyoya girdi. 1 saat boyunca yıkandıktan sonra boyutsal çantasından temiz ve yeni kıyafetler çıkardı ve üzerine geçirdi. Boyutsal çantasını yanına koyup yatağa uzandı ve gözlerini kapatıp uyumaya başladı. Fakat tam olarak uykuya dalmıyordu, ruhsal algısı ile sürekli çevreyi kontrol ediyor ve herhangi bir tehlikeye karşı tetikte kalıyordu.

Aketosh şehri, Mavi Ejder İmparatorluğunun soğuk silahların üretildiği ve depolandığı yer idi. Muhafızlar ve İmparatorluk ordusu, bu şehirde eğitim görüyordu. Aketosh şehri, Yognu Rami sıradağları ile içli dışlı olduğu için birçok demirci ocağı ve simya birliğinin merkezi de burası idi.

Aiden, 14 saatlik uzun bir uykunun ardından uyandı ve elbiselerini giyip boyutsal çantasını sırtına geçirdi. Ela ile beraber biraz yemek yiyip şehri gezmeye karar verdi...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kurguyu düzenlememde ve bölümleri yazmamda yardımcı olan Kraytus6 adlı kardeşime çok teşekkür ederim. Yakın zamanda güzel bir kitap yazmaya başlayacak, takipte kalmanızı öneririm.

Mr.Ksasuke

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin