Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]

Kitap 1 - 69.Bölüm: Gizemli Mezar [2]

Bu bölüm Arken_2540 adlı okuyucuya ithaf edilmiştir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"S... Siz delirdiniz mi? Axius İblis Dünyası, Kara Lord ile savaşan 6 efsanevi figür tarafından mühürlendi! Bu çok tehlikeli!" Frank amca, öfke ve şaşkınlıkla söyledi. Haksız da sayılmazdı. Axius İblis Dünyası, tehlikeli ve vahşetin kaynağıydı...

*****

Aiden, bir ağız dolusu daha kan kustuktan sonra zorlukla bir adım daha attı ve tüm baskıdan kurtuldu. Birkaç saatlik acı dolu bir yürüyüşün ardından koridorun sonuna ulaşmıştı. İstemsiz bir şekilde bedeni titriyordu. Baskı son birkaç metrede oldukça artmıştı. Bu yüzden Aiden, birkaç ağız dolusu kan kusmadan edememişti.

Aiden, yere devrildi ve derin derin nefes almaya başladı. Zorlukla boyutsal yüzüğünden bir hap çıkardı ve ağzına attı. Hap midesine düştüğü anda parçalandı ve içerisindeki doğa enerjisi, Aiden'in bedeninde dolanmaya başladı. Bir anda canlılığını tekrar kazanmış gibiydi. Gözleri tekrardan hayat ışığı ile parlarken cildi parlak bir hal aldı. Aiden, ağzındaki bezi çıkartıp bir kenara fırlattı ve boyutsal yüzüğünden mavi renkli temiz bir bez çıkartıp ağız kısmını örttü.

Aiden, yavaşça ayağa kalkarken bedeni tekrardan kudretle dolmuştu. Bakışları daha sert ve otoriterdi. Bu hapı birkaç ay önce yapmıştı. Kendi keşfettiği bir formül ile üretiliyordu. Yan etkisi yok denecek kadar azdı. Çok büyük etkileri olsada malzemeleri toplamak çok zordu. Kızıl Ökse Otu ve Beyaz Lekeli Orkideden yapılıyordu. Bu 2 bitki de, en nadir bitkiler arasındaydı. 1 kilosu bile birkaç beyaz altından aşağı değildi.

Beyaz Lekeli Orkide, yüksek dağ yamaçlarında ya da deniz kıyılarında yetişiyordu. Mavi Ejder İmparatorluğunda ise en çok Yognu Rami Sıradağları ve Kara Sis Denizinin kıyılarında bulunuyordu. Fakat, birkaç yıl sonra bu bitki nerdeyse bulunmayacak kadar azalacaktı. Bu yüzden fiyatları oldukça yüksekti. Beyaz Lekeli Orkide, her ne kadar zehirli bir bitki olsada Kızıl Ökse Otu, tüm zehri yok ediyordu.

Kızıl Ökse Otu da, yüksek dağ tepelerinde ya da nemli ormanlarda yetişiyordu. Mavi Ejder imparatorluğunda en çok Bumira Sıradağlarında ve Akuba Ormanlarında bulunuyordu. Fakat, ne yazıkki bu bitki de çok nadirdi. Ayrıca imparatorluk çapında da bu bitki neredeyse tükenmek üzereydi. Aiden, bu bitkiyi bir katalizör olarak kullanmış ve Beyaz Lekeli Orkidenin zahir etkisini yok etmişti. Ayrıca tepkimenin hızlanmasınıda sağlayan Kızıl Ökse Otu, patlayıcı bir etkiye de sahipti. Eğer bir simyacı, bu bitkiyi toplarken dikkatli olmazsa büyük bir zarar almadan kurtulamazdı.

Aiden, kasabanın gelişimi üzerinde uğraşırken bir yandan da, bir Simya laboratuvar kurmayı düşünüyordu. Teorik olarak bu bitkileri bir şekilde çoğaltmanın yolunu bulmuştu. Fakat, işe yarayıp yaramayacağı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Ama eğer bir şekilde bu bitkileri çoğaltmanın bir yolunu bulursa, bu ona çok büyük avantaj sağlayacaktı. Kilosu birkaç beyaz altın olan bu bitkileri çoğaltabilirse birçok simya birliğine satabilirdi.

Aiden, etrafına baktığında küçük bir odada olduğunu fark etti. Oda, her ne kadar karanlık olsada koridorun girişinden gelen ışık hüzmesi sayesinde azda olsa aydınlanıyordu. Aiden, temkinli ve dikkatli bir şekilde bir adım attı. Fakat, bastığı kaya bir anda içeri göçmüştü.

"Lanet olsun! Yine bu aptal, tuzaklı kayalar! Bu defa hangi tuzağa yakalandım, yine bir ilizyon mu?" Aiden, öfkeyle haykırdı. Temkinli hareket etmek hiç ona göre değildi. 1 yıl öncesine kadar, sonunu düşünmeden fevri bir şekilde hareket ediyordu. Fakat, savaş boyunca karakteri istemsiz bir şekilde değişmişti. Savaş alanında her an tetikteydi. Bir yandan havada oklar, mızraklar uçuşurken bir yandan kılıçlar çarpışıyordu. En ufak bir dikkatsizlik bile ölümüne sebep olabilirdi. Bu yüzden Aiden, attığı her adıma dikkat ediyor ve stratejik bir şekilde düşünüyordu. Fakat, şimdi temkinli hareket etmesine rağmen tuzağa yakalanmıştı. Sitem etmekte haksız sayılmazdı.