Kızıl güneş gökyüzünü aydınlarırken Aiden ve Ela handan çıkmış ve araca binmişlerdi. Aiden, cübbesinin cebinden bronz madalyonu çıkarttı ve kontrol kolundaki mavi taşın üzerinde bulunan boşluğa yerleştirdi. Enerjisinin çok küçük bir kısmını aktardığı anda araç hareket ederek ilerlemeye başladı. Bir süre ileledikten sonra Nehantis şehrine giden kervanların kullandığı yolu buldu ve hızlanarak ilerlemeye başladı. 1 günlük yolculuğun ardından Nehantis şehrine ulaşacaklardı.
Nehantis şehrinin surları, Aketosh şehrinin surları kadar büyük olmasada daha ihtişamlı olduğu söylenebilirdi. Ne de olsa Aketosh şehri bir askeri şehir olduğu için ihtişama gerek yoktu fakat Nehantis şehri, Mavi Ejder imparatorluğunun başkenti idi. Bu yüzden şehir surlarının ihtişamlı olması doğal birşeydi.
Nehantis şehrinin doğusu, batısı ve kuzeyi olmak üzere 3 tarafı Kara Sis adında bir deniz ile kaplıydı. Nehantis şehrinin bu coğrafi konumu savaşlarda dezavantaj olarak görülebilirdi fakat bu denizde yaşanan olağanüstü fenomenler yüzünden savaş gemileri veya yük gemileri bu bölgeyi asla kullanmazdı. Birkaç on yıl önce denizin üzerinde karanlık bir sis ortaya çıkmıştı. Bu sisin içine giren gemiler, denizciler ile beraber yok oluyor ve bir daha asla ortaya çıkmıyordu. Sisin içine giren kişi Gökyüzü aleminde bile olsa geri dönebileceğinin bir garantisi yoktu. Bu yüzden o bölge her imparatorluk için korkulan ve girilmemesi gereken bir bölgeydi.
Aiden ve Ela Nehantis şehrine ulaştıktan sonra şehre giriş ücretini ödeyip Mavi Ejder akademisinin yolunu tutmuşlardı. Mavi Ejder akademisi, Juin akademisinden farklı olarak bir dağa değilde şehrin merkezine inşa edilmişti. Şehrin merkezine ulaştıktan sonra Mavi Ejder akademisini bulmak hiç de zor değildi. Kısa bir gezintinin ardından akademinin girişini bulmuş ve aracı bir görevliye teslim ettikten sonra giriş kapısının önüne gelmişlerdi.
Kapı hafifçe aralandı ve üzerinde gri bir cübbe ve akademinin resmi üniforması bulunan, beyaz sakallı bir adam çıktı. Gri cübbeli adam, Aiden ve Ela'nın önüne geldikten sonra samimi bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Mavi Ejder akademisine hoşgeldiniz. Siz yeni öğrenciler olmalısınız."
"Evet efendim, biz Juin şehrinden geliyoruz. Ben Aiden Claus ve bu da arkadaşım Ela Samu."
Aiden'in konuşması üzerine gri cübbeli adam sadece gülümsedi ve arkasını dönerek kapıya doğru yürümeye başladı. Aiden ve Ela, adamı takip ederek geniş bir odaya ulaşmışlardı. Odada toplamda 7 kişi vardı. Hepsinin yaşı 15 ile 20 arasında değişiyordu. Kimisinin yüzünde kendinden emin ve kibirli bir ifade varken, kimisinin yüzünde samimi bir ifade vardı.
Aiden odadaki kişileri sakince süzerken gri cübbeli, sakallı adam söze girdi.
"Son 2 kişide geldiğine göre size bir açıklama yapma zamanı geldi. Sizler, yıl sonu akademi turnuvasının dış saha öğrencilerinden birinci olmayı başaran kişilersiniz. Mavi Ejder akademisinin iç sahasına katılma şansı elde ettiniz fakat bundan önce imparator Ares Zed'in sizden yapmanızı istediği bir görev var. İmparatorun tek kızı prenses Yuna Zed, önemli bir nedenden dolayı Nehantis şehrinin kuzeyinde yer alan Kira dağlarındaki bir sığınağa gönderilecek. Yolculuk 2 gün sürecek. Yolculuk boyunca İmparatorun sol kolu Albert Zau ve Kara Kuzgun birliğinden 10 kişi rehberliğinde 100 kişilik bir asker grubu prensesi koruyarak güvende kalmasını sağlayacaklar. İmparator, bu yolculukta sizinde prensesi korumanızı istedi."
Beyaz cübbeli adam konuştuktan sonra yüzünde küçük bir yara izi bulunan, hafif kaslı ve yeşil saçlı bir genç kahkaha attı ve alaycı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Bu görev gerçekten çok saçma! Prensesi koruması için imparatorun sol kolu Albert Zau ve imparatorluğun en güçlü oluşumlarından biri olan Kara Kuzgun birliğinden 10 kişi yetmezmiş gibi bir de 100 kişilik bir asker grubu var. Onlar bizlerden daha güçlüler bizim ne gibi bir faydamız olabilirki?"
Odada bulunan herkes yeşil saçlı çocukla aynı fikirdeydi. İmparatorun sol kolu Albert Zau, zaten prensesi koruyacak kadar güçlüydü. Üstelik Kara Kuzgun birliğinden 10 kişi ve 100 asker ile beraber sıradan bir haydut birliği veya bir büyülü yaratık onlara zarar bile veremezdi. Odada bulunan 9 genç, prensesi koruyacak nitelikte olmamalarına rağmen İmparator onlarında bu yolculuğa katılmalarını istemişti.
"İmparatorun bu görevi neden sizlere verdiğini bilmiyorum ama bu göreve katılmazsanız yada görev bir ihtimal başarısız olursa, Mavi Ejder akademisine katılma şansını kaybedeceksiniz. Bu görevi kabul edenler, yarın şafak vaktinde şehrin kuzey çıkışının önünde beklesin."
Beyaz cübbeli adam konuştuktan sonra arkasını döndü ve odayı terketti. Odadakiler söylenmeye devam ederken Aiden, bir kenara geçti ve lotus pozisyonuna geçip meditasyon yapmaya başladı. Hızlı bir şekilde Nehantis şehrine ulaşabilmek için araca sürekli olarak enerjisini aktarmıştı, bu yüzden yorgun düşmüş ve enerji kaybetmişti.
Zaman hızlıca akıp geçti ve Ay yerini Güneş'e bırakmaya başladı. Aiden, Ela ile birlikte araca binmiş ve Nehantis şehrinin kuzeyindeki çıkışa gelmişti. Bir süre bekledikten sonra dün odada bulunan diğer 7 kişi de çıkış kapısının önüne gelmiş ve beklemeye başlamışlardı.
Güneş yükselmeye devam ederken imparator aracı ve çevresinde onlarca kişilik atlı asker grubu görünmeye başlamıştı. Platinyumdan yapılmış aracın üzerinde Safir, Yakut, Elmas gibi birçok değerli mücevher bulunuyordu. Aracın arkasında küçük bir direğe, beyaz bir kumaş üzerine ihtişamlı bir ejder motifi işlenmiş bayrak asılmıştı.
Askerler, aracın çevresinde düzenli bir şekilde dağılmış ve sağlam bir savunma oluşturmuşlardı. Askerlerin önünde, belinde büyük bir ağır kılıç bulunan, 40 yaşlarında sakallı bir adam ve hemen arkasında gece kadar karanlık cübbeleri ile 10 kişilik beyaz atlı bir grup vardı. Bu güçlü figürler, İmparatorun sol kolu Albert Zau ve Kara Kuzgun birliğindeki 10 uzmandan başkası değildi. Albert Zau, Aiden ve diğerlerinin önüne geldi ve sakince atından indi.
"İmparatorun sol kolu Albert Zau'yu saygıyla selamlıyoruz!"
9 kişilik grup, aynı anda hafifçe eğilip Albert Zau'yu saygıyla selamladı. Albert Zau, umursamaz bir tavırla Aiden ve diğerlerini süzdü ve çirkin bir suratla söze girdi.
"Yüce imparator Ares Zed, sizi neden seçti hiç anlamıyorum. Aranızdan en güçlüsü bile Köken aleminin başlangıcında. Hemen şu atlara binin ve bizi en arkadan takip edin. Yoluma çıkmazsanız sizin için iyi olur!"
Albert Zau'nun aşağılama dolu sözleri üzerine 9 kişinin yüzleri sinirden kızarmaya başlamıştı. Hem istemedikleri bir göreve gönderilmişlerdi hem de sebepsiz yere aşağılanmışlardı. Kara Kuzgun birliğinden sarı saçlı, belinde uzun bir kılıç bulunan, 25 yaşlarında görünen yakışıklı bir adam öne çıktı ve sinirli bir şekilde konuşmaya başladı.
"Siz imparatorun emirlerini mi sorguluyorsunuz? Efendimizin emirlerine göre bu 9 genç bizim yanımızda yani en önden ilerleyecekler. Bir sorununuz varsa bunu görevimiz bittikten sonra imparatorumuza iletebilirsiniz."
Albert Zau'nun çirkin yüzü daha da çirkinleşti ve "Lanet herifler, ne istiyorsanız onu yapın! Görev bittikten sonra tekrar görüşeceğiz!" dedikten sonra tekrar atına binerek yavaşça ilerlemeye başladı.
Sarı saçlı adam küçük bir kahkaha attıktan sonra 9 kişiyi sakince süzdü ve samimi bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Benim adım Eric fakat arkadaşlarım bana Kara Turna olarak hitap eder. Hadi, atlarınıza bininde çok geç olmadan yola koyulalım..."
Mr.Ksasuke
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]
Fantasy👑ÖLÜMSÜZ KRAL 👑 🌟Kitap 1: Santara'nın Çırakları🌟 Dünya büyük bir savaş içerisindeydi. Orklar, elfler, cüceler, goblinler, devler ve insanlar aynı tarafta mücadele ediyorlardı. İblislerin efendisi olan Kara Lord, Dünya'da bulunan 6 ırkı karşısın...