Arel ve Aeos, çok küçüklerdi. Ayrıca güçsüz ve masumlardı. Bu yüzden Aiden, onları güvenli bir bölgeye yerleştirdikten sonra Kuzey Riha Çöllerine gidecekti. Haku, Bei ve Rebius ile birlikte toplamda 4 kişilerdi. Bu Necromanger Tarikatını durdurmak için yetersiz bir sayıydı. Bu yüzden Aiden, yanına birkaç kişi daha almaya kararlıydı.
Aiden, Bei ve Haku, kısa sürede kasabaya ulaşmışlardı. Aiden, yol boyunca Bei ve Haku'ya kasaba hakkındaki planlarını anlatmıştı. Haku büyü teknolojisinden pek anlamasada Bei, bu alana karşı oldukça ilgi duyuyordu. Aiden, planlarını duyunca ona daha fazla hayranlık duymaya başlamıştı.
Kasabaya ulaştıktan sonra Aiden, askerlere Bei ve Haku'yu tanıtmış ve onlara bir kulübe ayarlamıştı. Aiden, Arel ve Aeos'un endişelendiğini biliyordu bu yüzden hızlı adımlarla küçük tepenin üzerindeki kulübesine doğru yürümeye başladı. Tepeyi hızla çıktıktan sonra yüzünde büyük bir gülümseme oluşmuştu. Arel ve Aeos, hayat ağacının eteklerinde doğa enerjisini hissetmeye çalışıyorlardı.
Aiden, duygulanmadan edememişti. Aklına, yetişim dünyasına attığı ilk adımlar gelmişti. Gölün çevresinde yaptığı ağır antrenmanlar, dantianını oluşturduktan sonraki heyecanı ve kaplanla tutuştuğu o ilk zorlu mücadelesindeki ölüm korkusu... O antrenmanlar şu anda bir anlam ifade etmesede Aiden, bu noktaya o antrenmanlar ve çabalar sonucunda ulaştığını çok iyi biliyordu. Muhafızların lideri olan adama gerçekten büyük bir minnet borcu vardı. Eğer bir gün onunla tekrardan yolları kesişirse, onun bu yardımlarının karşılığını kesinlikle ödeyecekti. Dantianını oluşturduktan sonra Zarnal ormanının dış kesinlerinde birkaç ay büyülü yaratıklarla savaşmıştı. Fakat, hayatını büyük ölçüde değiştiren en büyük olay ise kadim ruhla tanıştığı gündü. Bu noktaya aslında kadim ruh olmasa ulaşamayacağını çok iyi biliyordu. Bu yüzden ustasına karşı büyük bir sadakat ve saygı besliyordu. Aslında onu bir ustadan çok büyükbaba olarak görüyordu. İşte Arel ve Aeos'tan istediği şey de tam olarak buydu. Onların, kendisini bir usta değilde abi olarak görmelerini istiyordu.
Aiden, yavaş adımlarla birkaç adım attı ve küçük bir taşın üzerine oturup boyutsal yüzüğünden büyük bir resim kağıdı çıkardı. Birkaç tane de kalem çıkardıktan sonra Arel ve Aeos'u rahatsız etmeyecek şekilde mırıldanarak şarkı söylemeye başladı. Bir yandan da onların resmini çiziyordu. Bir gün bu 2 küçük çocuk, dünyanın en korkulan yetişimcileri arasına gireceklerdi. İşte o gün bu resme bakıp hangi noktadan başladıklarını görecek ve geride kalanları hüzünle anacaklardı. Kaybettikleri dostları, sevdikleri, aileleri ve onlar için daha önemli olan abilerini... Karanlık Çağ, hepsini alıp götürecekti. Tüm bu güzel anıları birer rüya haline gelecekti. Dünya vahşete doğru hızla sürüklenirken bundan kimsenin haberi yoktu.
Birkaç saat hızla akıp geçmişti. Aiden, resmi bitirmiş ve boyutsal yüzüğüne göndermişti. Birkaç kadeh Kızıl Bulut Çayı demledikten sonra gün batımını izlerken elindeki kadehten bir yudum aldı. Havadaki enerji hareketliliğini hissettiği anda ciddi bir yüz ifadesiyle bakışlarını Arel'e yöneltti. Enerji akışını net bir şekilde görebiliyordu. Doğa enerjisinin Arel'in bedenine doğru nasıl çekildiğini hissetmişti.
"Potansiyeli gerçekten muazzam. Daha doğa enerjisinin ile yeni tanıştı. Fakat, çok geçmeden enerjiyi hissetemeye başlamış. Eğer böyle devam ederse dantianını kısa süre sonra oluşturacağına eminim." Aiden, keyifli bir tonda söylerken bakışlarını Aeos'a çevirdi. Sevimli bir şekilde gülümserken sakin bir tonda konuşmaya başladı. "Onun yaşı daha çok küçük. Fakat, birkaç yıla kalmaz o da dantianını oluşturacaktır." Aiden, tekrardan kadehinden birkaç yudum aldıktan sonra gün batımını izlemeye devam etti. Tam bu sırada Arel, heyecanla haykırarak ayağa fırlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]
Fantasy👑ÖLÜMSÜZ KRAL 👑 🌟Kitap 1: Santara'nın Çırakları🌟 Dünya büyük bir savaş içerisindeydi. Orklar, elfler, cüceler, goblinler, devler ve insanlar aynı tarafta mücadele ediyorlardı. İblislerin efendisi olan Kara Lord, Dünya'da bulunan 6 ırkı karşısın...