Ulak nefesini düzene soktuktan sonra telaşlı bir şekilde konuşmaya başladı. "Efendim! İmparatordan önemli bir haber getirdim. Felaket! Felaket yaklaşıyor..."Kaptan Jinbu'nun yüzü ekşimişti. "Ne oldu? Anlat!" sert aynı zamanda meraklı bir tonda sordu. Çok önemli konular olmadıkça yönetim salonuna izinsiz girilemezdi. Bu imparator için bile geçerliydi. Kara Kuzgun birliği çok köklü bir birlikti. İmparator Ares'in büyükbabası Satou Zed tarafından kurulmuştu. Satou Zed, Kara Kuzgun olarakta anılıyordu. Kara Kuzgunlar sadece imparator tarafından emir alan askerlerdi.
"Efendim, İmparatorluk kuşatma altında! Nehantis şehrinin kuzeyinden 10.000 filoluk bir donanma yaklaşıyor. Aynı durum Juin, Endral, Jargan ve Ragnal şehirleri içinde geçerli. İmparator Ares, hepinizi taht odasında bekliyor!" ulak hızlıca anlattı ve derin bir nefes aldı. Kaptan Jinbu'nun yüzü öfkeden kızarmaya başlamıştı. "Kim Mavi Ejder İmparatorluğuna saldırmaya cürret ediyor!" öfkeyle söyledi ve yumruğunu sıkarak hızlıca yürümeye başladı. Onun hemen arkasında Teğmenler ve Generaller vardı.
Birkaç saat sonra taht odasında bir sürü kişi toplanmıştı. Kara Kuzgun birliği takım kaptanları, imparatorluk ordusu ve Altın Ejder Şovalyelerinden üst düzey yöneticiler, bakanlar ve bir çok aristokrat taht odasında toplanmıştı. İmparator Ares'in yüzünde telaşlı ve öfkeli bir ifade vardı.
"İmparatorluk kuşatma altında! Saldıranlar Necromanger Tarikatı! Bu beklenmedik bir savaş. Hazırlıksız yakalandık! Nehantis Şehrinin kuzeyinden yani Kara Sis denizinden 10.000 filoluk bir donanma yaklaşıyor! Kara Sis denizinden nasıl geldiklerini bilmiyoruz fakat karaya ulaşmadan onlarla savaşamayız! İmpratorluk ordusu Başkenti savunacak. Altın Ejder Şovalyeleri ve Kara Kuzgun birliği diğer şehirlerin güvenliğini sağlayacak." Ares, derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti. "Şehirleri ve kasabaları tahliye edip halkı sığınaklara yerleştirin. Onlara yeterli gıda ve giyisi sağlayın. Akademilere haber verin iç saha ve çekirdek öğrencilerden savaşmak isteyenleri orduya alın. Şuan donanmalar 1 aydan kısa sürede karaya ulaşamazlar. Bu yüzden hemen hazırlıkları yapın..." İmparator Ares, telaşlı aynı zamanda öfkeli bir ifadeyle anlattı.
Yakın zamanda bir savaş olacağını tahmin ediyordu fakat bu kadar erken olamsını beklemiyordu. Eğer halkı güvenli sığınaklara yerleştirmez ise bir süre sonra halk, isyan edebilirdi. Mavi Ejder imparatorluğu, Bir yandan Necromanger Tarikatı ile savaşırken bir yandan da isyan ile baş edemezdi. Mavi Ejder imparatorluğunda 9 ana şehirin yanısıra yer altı sığınakları adında 20'ye yakın yer altı şehri inşa edilmişti. Bu şehirler, neredeyse 9 ana şehirlerle aynı büyüklükteydi. Savaş durumuna karşı her an halkı tahliye etmek ve güvenliği sağlamak için bu yer altı şehirleri yapılmıştı.
"Elimizde ne kadar kristal topu var?" imparator Ares, savunma bakanına dönerek sordu. Kristal topları, Kara Kuzgun birliğinin 4.takımı tarafından icat edilmiş ve üretilmiş teknolojik bir silahtı. Büyülü yaratık kristallerini bir mekanizma sayesinde reaksiyona sokarak etkili bir silah olarak kullanabiliyorlardı. Kristallerin seviyesi arttıkça, kristallerin verdiği hasarda bir o kadar artıyordu. Gökyüzü alemindeki bir büyülü yaratık kristaliyle küçük bir kasabayı yok etmek mümkündü.
"Efendim, şuanda elimizde 70.000 adet kristal topu var. Fakat ne yazıkki Gökyüzü alemindeki kristallerden sadece 500 adet var. Yeryüzü alemindeki kristallerden 10.000, Bilge alemindeki kristallerden 20.000 ve köken alemindeki kristallerden ise 50.000 adet var. İmparator alemindeki kristallerden de elimizde sadece 3 tane mevcut. Onlarda sizin geçen ay öldürdüğünüz yaratıkların kristalleri." savunma bakanı hızlıca anlattı.
Kristal topları savaşın seyrini değiştirecek önemli bir silahtı. Köken aleminde, kristaller daha saf hale geldiği için bu alemden düşük olan kristaller kullanılmıyordu. Necromangerler karaya çıkana kadar asıl savaş başlamayacaktı. Bu sırada hazırlık için 1 aylık bir süre vardı. Bu büyük bir savaşa hazırlanmak için çok kısa bir süreydi fakat yapacak başka hiçbir şey yoktu.
"Bunlar şimdilik işimizi görür. Peki bilek kalkanları ne durumda? Üretimi tamamlandı mı?" İmparator Ares merakla sordu. Bilek kalkanları Altın Ejder Şovalyeleri için özel olarak üretilmişti. Çok kullanışlı bir alet olduğu için imparatorun emriyle beraber üretimleri arttırılmıştı. Savaşta gerçekten avantaj sağlayan bir alet idi.
"Efendim, şuanda Kara Kuzgun birliği ve imparatorluk ordusu dahil olmak üzere tüm askeri güçlerimiz donatıldı." savunma bakanının konuşmasıyla İmparator memnun bir şekilde başını salladı.
"Kara Kuzgun birliği ve Altın Ejder Şovalyeleri harekete geçsin! Hiç durmadan ilerleyin. Tüm askerlere birer tane at verilecek. 1 hafta içinde yerlerinize ulaşmalısınız!" imparatorun konuşmasıyla beraber Kara Kuzgunlar ve Altın Ejder Şovalyeleri taht odasını terk etti. Kara Kuzgunlar merkeze döndükten sonra tüm takımlar kısa bir toplantı yapıp harekete geçtiler. İmparator Ares, bir gün boyunca savaş için gerekli hazırlıkları yaptı. Kara Kuzgunlar çoktan yola koyulmuşlardı. Atlar son hızda koşarken toprak sarsılıyor ve toz bulutları semaya yükseliyordu.
Bu sırada Nehantis şehri sınırlarına doğru hızla yaklaşan bir gemide 12 kişi bir masanın etrafına kurulmuştu. Masada İmparatorluğun detaylı bir haritası vardı.
Çirkin suratlı, yaşlı bir adam ayağa kalktı ve haritada bir yeri işaret ederek konuşmaya başladı. "Mavi Ejder imparatorluğu arazisinde şuanda 4 kolye var. Kolyelerden birisi Endral şehrinin güneyindeki Gui kasabasının altında. Bir diğer kolye ise Juin şehrinin batısındaki Rumiza kasabasında. 3. kolye Jargan şehrinin batısındaki Yui dağında ve son kolyede Ragnal şehrinin kuzeyindeki Kubi kasabasında. 1 ay içerisinde donanmalarımız şehir kıyılarına ulaşacaktır. Mavi Ejder imparatorluğu savaş hazırlıklarına başladı. Tam istediğimiz gibi hareket ediyorlar. Askeri güçlerini ayırarak tüm şehirlerini koruma altına almaya çalışıyorlar. Hazırlıklarını tamamlamaları için 1 aylık bir süreleri var. 1 ay sonra İmparatorluğu dümdüz edeceğiz." yaşlı adam, derin bir nefes aldı ve Huan'a döndü.
"Rumiza kasabasını sana bırakıyoruz!" yaşlı adam sert ve soğuk bir tonda söyledi. "Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım abi..." Huan kararlılıkla söyledi.
1 hafta sonra...
Kara Kuzgunlar ve Altın Ejder Şovalyeleri yerlerini almıştı. Aiden, Teğmen Kara Turnanın izniyle Juin şehrine gelmişti. Rumiza kasabasını savunmak istiyordu. Ne de olsa doğduğu ve büyüdüğü kasabaydı. Orası onun eviydi. Kara Kuzgunlardan Juin şehrine gelen askerler şehri ve kasabaları tahliye etmeye başlamıştı. Rumiza kasabası çoktan terkedilmişti. Aiden, yavaş adımlarla kasabanın merkezine doğru yürüdü. Bir süre sonra ahşap bir kulübenin önünde durdu. Bu kulübe onun eviydi. Gözünden yaşlar süzülmeye başladı.
"Keşke... Keşke annemi tanıyabilseydim!" Aiden, hüzünle söyledi. Annesi, o doğduğu sıralar babası tarafından öldürülmüştü. Onu hiç tanıyamamıştı. Kalbinde her zaman bir anne özlemi vardı. Sakin adımlarla ahşap evin kapısını araladı ve içeri girdi. Yüzünde hüzünlü bir ifade vardı. Bir süre evi dolaştıktan sonra odasına gelmişti. Yerde rüzgarla beraber savrulmuş birkaç kağıt parçası vardı. Kağıtları eline aldı ve incelemeye başladı. Kağıtlara baktıkça yüzünde bir gülümseme oluşuyordu. Bu kağıtlar onun küçükken çizdiği resimlerdi. Tamamen hayal gücünü kullanarak çizdiği bu resimler onun geçmişinden kalan tek gerçek anılarıydı. Babası ile yaşadığı her bir anı bir yalandan ibaretti. Bir süre sonra resimleri boyutsal çantasına gönderdi ve ruhsal algısını serbest bıraktı.
Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Odasının altında daha önce fark edemediği bir oda vardı. Hemen yumruğunu sıktı ve bulunduğu noktaya sert bir yumruk attı. Yer altına açılan merdivenden hızla aşağıya indi. Kayalardan oluşmuş odada sadece küçük bir masa ve bir kitaplık vardı.
Masanın üzerinde tozlu bir parşömen duruyordu. Aiden, masaya ilerledi ve parşömeni alıp yavaşça açtı. Bir üfleme ile tozları temizledikten sonra parşömeni okumaya başladı.
"Aiden, oğlum..."
Mr.Ksasuke
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]
Fantasi👑ÖLÜMSÜZ KRAL 👑 🌟Kitap 1: Santara'nın Çırakları🌟 Dünya büyük bir savaş içerisindeydi. Orklar, elfler, cüceler, goblinler, devler ve insanlar aynı tarafta mücadele ediyorlardı. İblislerin efendisi olan Kara Lord, Dünya'da bulunan 6 ırkı karşısın...