Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]

Kitap 1 - 65.Bölüm: Arel ve Aeos Kardeşler

Bu bölüm CanerGren adlı okuyucuya ithaf edilmiştir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"O... O hala hayatta mı? Eğer bu doğruysa, savaşın seyrini değiştirebilir!" yaşlı adam heyecanlı aynı zamanda keyifli bir şekilde haykırdı. Eğer Ra Muai hala hayattaysa, dünyanın kaderini belirleyecek olan savaşın seyrini değiştirebilirdi.

Pumai, heyecanla gülümsedi ve başını onaylar bir şekilde salladı. "Yüce usta Ra'nın Yaşam Kristalini bulduk. Fakat, hayat enerjisi çok düşük. O, zor durumda olabilir." Pumai telaşlı bir şekilde söyledi. Zabu'nun gözlerinde öfke belirdi. Yüzünü ekşitti ve dişlerini sıkarak sert bir tonda konuşmaya başladı. "Kim ona meydan okumaya cürret edebilir ki? O, bir Sorgon! O, bizim liderimiz! Kurucumuz!" Ra Muai'nin saldırıya uğrama düşüncesi bile, Zabu'yu öfkelendirmeye yetiyordu.

Pumai, korkuyla birkaç adım geri çekildi. Zabu'nun gözleri bir anda alev almış gibi parlamaya başlamıştı. Bedeninden gizemli ve ürkütücü bir aura yayılıyordu. Devasa dağ, bir anda sarsılmaya başladı. Onun gözlerine bakan bir kişi, kendini uzay boşluğunda hissedebilirdi. Sanki, tamamen hiçlikten oluşuyor gibiydi. Pumai'nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Zabu, dostum! Sen bunu nasıl başardın? Bu imkansız! Bunu yapmak için yüzlerce yıla ihtiyacın vardı. Nasıl sadece 10 yıl içinde Kozmik aşamaya ulaştın?" Pumai, inançsızlık ve şaşkınlıkla söyledi.

Zabu'nun gözleri eski haline dönerken öfkesi yatışmıştı. "Pumai! Sen daha genç ve sabırsızsın. Kozmik aşama basit bir kavram değildir. Ben sadece çok küçük bir kısmını kavramayı başardım. Bu seviyede bile Kozmik formu kontrol edemiyorum. Bu çok büyük bir güç. Bunu anlamaktan daha çok uzağım..." Zabu iç çekti ve yumruğunu sıkarak konuştu. Gözlerinde bir ustanın bakışları vardı. Fakat, o da biliyordu ki bu gücü kontrol etmek onun için imkansızdı.

"Zamanımız azalıyor Pumai! Necromangerler, kolyeleri elde etmek üzereler. Eğer Omnia Kai'yi ele geçirirlerse Kara Lord'un, Cennetin ve Cehennemin Zincirlerini kırması için hiçbir engel kalmayacak. Eğer bu durum yaşanırsa, Karanlık Çağ'ın tekrardan dünyayı hakimiyet altına alması, sadece an meselesi haline gelecek. Bu yüzden Ainz, tapınağın kapılarını açtığı zaman, Omnia Kai'yi almak için gitmemiz gerekiyor. Şimdi beni, Usta Ra Muai'nin Yaşam Kristaline götür." Zabu, öfkeyle söyledi ve bir kez daha iç çekti. Kara Lord'tan bahsederken, gözlerindeki nefret belli oluyordu.

Pumai, kararlılıkla başını salladı ve tekrardan kaplan formuna büründü. Neredeyse 10 metre boyundaki iri kaplanın kürkü, bir kar tanesi kadar beyazdı. Dişleri keskin ve kulakları normalden daha uzundu. Pumai, kudretle kükredi ve bir anda ileri atıldı. Dağın zirvesinden son süratle düşerken hemen arkasında, gece kadar siyah derisiyle devasa bir yılan vardı...

*****

Aiden, Arel'e bir elmas bulmuş gibi bakıyordu. Yontulmamış bir elmas! "Arel, güçlenmek istiyor musun?" Aiden, merakla sordu. Zaten Arel'in vereceği cevabı biliyordu. Fakat, bakışlarını merak ediyordu. Arel, elini sıktı ve avcuna sert bir yumruk attı. Bakışları kararlılık ve iradeyle doluydu. Aiden, parlayan gözlerle Arel'e bakıyordu. Ondan yayılan karanlık enerjiyi hissediyordu.

"Evet! Güçlenmek istiyorum! Kardeşimi koruyacağım! Bunu kimse engelleyemez." Arel kararlılıkla haykırdı. Aynı anda gözlerinde küçük bir kıvılcım yanıp söndü. Söylediği bu birkaç cümle, tüm hayatını değiştirecekti. Kimse bilmesede bu isim birkaç yıl içinde imparatorluğu sarsacaktı.

Aiden, bomba gibi bir kahkaha savurdu. "Bu inanılmaz! Saf öfke! Gerçekten saf öfkeye sahipsin! Sen bir dahisin, çocuk!" Aiden, şaşkınlıkla ve heyecanla haykırdı. Arel'in başını bir abi edasıyla okşadıktan sonra ayağa dikildi ve Aeos'a bir bakış attı. Aiden, her ne kadar Frank amcaya bir an önce sarılmak istesede, ilk izlenim önemliydi. Şimdi oterite sağlayamazsa, ilerde bu ona büyük sorunlar yaratabilirdi. Anlamsız baş kaldırmalar ve ölümler yaşanabilirdi.