Canım Acıyor Anne

42 9 0
                                    

NOT: Belki bu hikaye benim hayatımdan alıntıysa... (yazar)

•~•~•~•~•~•~•

1 hafta. Tam 1 hafta geçmişti hastaneye adımını atalı. Bu süre zarfında sayısızca kan bağışı yapılmıştı ve bugün ilik nakli günüydü. Abisi ve ablasıda o günden sonra ilk defa tekrar hastaneye gelmişlerdi. Abisini hazırlayarak ameliyathaneye götürdüler.

Bugün kardeşinin kurtulma günüydü. Belki o yataktan kalkamayıp beyaz ışığı görecek, ya da hastalığı bu tedaviyi kabul edip onu bu yoldan alıkoyup yaşama tutanacaktı.

Alp duygu karmaşası altında sıkışıp kalmıştı. Hem korkuyor hem kardeşi için bir umut ışığı olduğunun farkındaydı. Bugün herşey sona erecek ve bunu atlatabilecekti. Herkes ameliyathanenin önünde Alp'i sabırsızlıkla beklemeye başladılar. Yaklaşık 1 saat geçtikten sonra doktor Cihan bey çıktı. Yüzünde bir tebessüm takınıp gözleriyle "tamamdır" diye bir bakış gönderdi.

Şimdi sıra Tamay'a gelmişti. Zaman kaybetmeden sedyeyle ameliyathaneye götürmeye saniyeler kalmıştı. Alp'i bir odaya yatırdıklarında annesi, babası ve ablası Tamay'ın yanına gelip korkmamasını teşvik ediyorlardı ama nafileydi. Korkuyor, ağlıyor, zırlıyor ama bir türlü susmuyordu. Tam ameliyat odasına girerken ellerini öne doğru uzattı.

Annesi, ablası, babası gözü yaşlı bir şekilde izlemekten başka çareleri yoktu.

Gözü yaşlarla dolu, buğulu gözleriyle annesine baktı. Dudaklarını büktü ve şu sözleri dile getiridi.

"Anne! Anniş! N'olur sende gel. Annemde gelsin! Bırakın beni ben anneme gitmek istiyorum dedim size! Banane anneme götürün beni! Anne gel n'olursun gel çok korkuyorum anne!"

Hemşireler sedyenin üzerinde Tamay'ın küçük bedenini zor tutmaya çalışor sürekli geri yatırmaya çalışıyor ama ellerinde başka birşey gelmiyordu.

Nesrin hanım kızının bu yakarışlarına sessiz kalmak zorunda kaldı.

"Korkma kızım. Biz burada seni bekleyeceğiz tamam mı."

Gözyaşları çenesine kadar yol çizip firar etti. Çisil ve Mahir beyinde durumu aynıydı. Arkada gözü yaşlı beklemek bu kadar zordu işte. O kapı kapandı.

Kapının ardında herşey saklı, görünmez bir parça. Bilemezsin ne olduğunu. Neler çektiğini. Ne çığlık duyarsın ne bir ses...

Her bir kapının ardına saklanan o acılar, feryatlar, figanlar geçmek bilmeyen huzursuz anlar. Tavanlarda, duvarlarda ses titreşimlerin baskısı tuğlaları ağlattı.

Her bir çığlığın duvarda yankılanır. Ama kimse dışarıdan fark edemez.

Evet sonunda o an geldi ve o kapı ardına kadar açıldı. Sedye ile Tamay uyur bir vaziyette çıktı. Doktor Cihan beyin yine yüzü gülüyordu. Herkeste gözlerini gezindirdi. Bir iç çekip konuştu.

"Bu evreyide başarıyla atlattık. Çok zorlamadı beni ama artık vücudundaki bütün hücreler sıfırlandı. Sanki yeniden doğmuş gibi oldu. Şimdi ilik naklini gerçekleştirdik. Şuan abisinin verdiği ilikler yeniden hücre salgılıyor. Gün geçtikçe anlayacağız vücudu yeni hücrelerinin kabulunu bekliyor olacağız. Tekrar geçmiş olsun. O iyi olacak."

Herkes çok mutlu olmuştu. İlk evreyi atlattığına göre herşey güzel olacaktı.

"Çok teşekkür ederiz. Siz olmasaydınız biz şuan bitmiştik. Allah'ıma şükürler olsun bugünü de atlattık. Peki şimdi ne olacak?"

Babası o kadar mutlu olmuştu ki doktora bu sözlerı söylemişti. Bilmiyordu ki, ne diyeceğini bilememişti.

"Bu benim görevim Mahir bey. Ben hastaları iyileştireceğim ki vatandaşlık görevimi yapıyorum ve ekmeğimi çıkarıyorum. Tamay'ın sağ göğüsünün altına bir katater taktık. Köprücük kemiğinin altından göğsüne kadar gidiyor. Bu aletle sıvı ilaçları buradan göndereceğiz. Anlaşıldığı gibi herşeyi katater yardımıyla yapacağız. Başka bir sorunuz yoksa bence artık annesi kızının yanına gidebilir."

Yaşamak İstiyorum (SİLİNECEKTİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin