Tek Değilsin

15 2 0
                                    

SONDAKİ DUYURUYU LÜTFEN OKUYUN!

Herşey alev alıyor.
Küller havada uçuşuyor.
Hayatım alevler arasında küle dönüşüyor.

• Deste •

En son okula ne zaman gülerek, eğlenerek giriş yapmıştık hatırlamıyorum. Hatırlanacak geçmişi bile özlüyorum. Sabah yaşanan olayın üzerinden tam beş ders geçmiş ve öğle arasına girmiştik. Sabahki olaya değinirsek Tamay başına aldığı darbeden sonra pek normal davranmıyordu.

Alışılmışın dışında anormal yani mental olarak tam bir faciaydı. O çok hassas olduğu için topun sertliği ona fazla ağır gelmiş olabilirdi. Çok narin bir kişiliği varken hayattaki yaşamına çok önem veriyordu. Hangimiz beş yaşında ölümcül bir hastalığını yenebilirdi ki? İşte Tamay kendi görevini başarmıştı. Ölümcül hastalığa karşı gelmiş ve şuan bizim aramızdaydı. Son gücünü hastalıkla savaşırken kullandığı için, şimdi bizimki kadar güce sahip değildi. Onun gücü yetmediğinde zaten biz ona seve seve yardım ediyorduk. Yorulmasına izin vermiyor ve saygı duyuyorduk.

Şimdi ise kantinde birşeyler yemek için en köşede boş olan masada hep beraber oturuyorduk. Fakat Tamay sayesinde birazda rezil oluyorduk. Niye mi?

"Yhaaa bana çikolatalı süt alır mısınız bir tane daha. N'olur çok canım istiyor." Çocuk gibi kelimeleri hep uzatarak ve mızmızlanarak konuşup duruyordu. Bu davranışı onu çok çocuksu sevimli gösteriyordu. Geldiğimizden beri Pamir'e sürekli çikolatalı süt aldırıyordu. Garibim  en son dayanamayıp tam beş kutu çikolatalı süt alıp gelmişti. Az önce tekrar istesiğinde hepimiz ona uzaylı görmüş gibi baktık.

"Ya sen manyak mısın kızım? Tam beş altı kutu içtin doymadın yani. Cık. Yok abi, biz baştan hata yaptık biz o topu kesecektik. Sonra aynı şekil bizde onlara kesik topu başlarına atacaktık. Üzerine de yazacaktık, 'Bugün kapalıyız yarın gel.' Diye bitecekti."

Melih sabahtan beri söylenip duruyordu. Sadece o da değil diğerlerinin ağzı susmuyor ve üstelik büyün okul biliyorsa dedikodu bir hafta sürerdi.

"Güzel fikir. Kalkın topu kesip notu drank diye yapıştırakta başlarına atak." Altan'ın kuzeni değişik konuşmasıyla fevri davranarak ayağa kalktı.

Tarık'ın söylediği fikir Peren'in hoşuna gitmiş gibi gülümsedi. "Etkiye tepki diyorsun yani."

"Evet. Onlar yan çiziyorsa bizde aynı karşılığı veririz."

"Aaaa nereye gidiyorsunuz be. Top niye kesiyoruz. Hem atalarımız boşuna mı demiş daha karpuz kesecektik lafını. Cık. Cık. Cık. Kapuz kesin bari onu yiyelim." Tamay araya girip ortadaki gergin havanın içine, hayalden karpuz koyduğunu hayal edip umutsuz vaka olarak kendisine bakmamızı sağladı.

Beste kafası karışmış gibi "O sözü atalarımız mı demiş?" Diye soru sorduğunda göz devirdim.

"Bu kızın başına darbe uygulamayın bize yazık." Diye söylenen Peren'e göz devirdim.

"Bizim suçumuz mu başına darbe alması? Zaten ne oluyorsa herşey Tamay'ın başına geliyor." Dedim kınayeyle konuşup Altan'a bakarak.

Bana öfkeli bakışlarını çevirdiğinde söylediklerimi aklımda iyice tartarak düşündüm. Evet, bu olanlardan sorumlu olan kişi Altan olduğunu düşünüyordum. O da benim onu sorumlu tuttuğumu anladığı için kendine veya bana öfkelendi ve aniden oturduğu yerden kalktı.

"Nerde lan top?" Diye sert dille topun kimde olduğunu sordu.

"Bende." Mirza elindeki topu gösterdiğinde Altan fevri hareketle elinden alıp kantinin yiyecek satılan yerine gitti. Hepimiz arkadından seslensekte bizi duymazdan geliyordu. Tamay'ın yanında Peren'i bırakarak Altan'ın peşine takıldık. Kantin sorumlusu olan abiden zorla bıçak vermesini diretti. Abi pek istekli olmasa da bıçağı Altan'a verdiğini kantindeki herkes hayret içinde izliyordu.

Yaşamak İstiyorum (SİLİNECEKTİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin