Yara

23 3 0
                                    

Kalabalık ruhlu insanlar tehlike yaşatır.
Yardım eline muhtaç olan insan, kalabalık ruhun esirine kapılmış, yardım istiyor...

Mahvettim herşeyi. Çevreme zarar vermekten başka hiç birşeyim yoktu. Kahretsin ki karşımdaki en zayıf insanı incitmiştim. Revire hemşirenin ve çocukların gelmesiyle Pamir ani hareketle beni Tamay'ın yanından alıp duvara yapıştırdı. Karşılık vermedim çünkü suçumun farkındaydım.

"Naptın lan ona?! Ha söyle naptın? Eğer ona birşey olursa seni yaşatmam çocuk!" Elleri yakamda yüzüme tükürürcesine bağırırken neredeyse güçsüzleşiyordum. Konuşamıyordum. Tarık Pamir'in elinden beni almaya çalışsada hiç bir kuvvet onu benden alamıyordu.

"Ben böyle olsun istemedim. Ben böyle olsun istemedim." Aciz ve detone olmuş sesimle konuşmaya çalıştım.

'Böyle olsun istemedik. Senin suçun değil Altan.'

Beynimin içindeki sesin kime ait olduğunu ayırt edemesemde beni teselli etmeye çalıyordu.

"Böyle olsun istemedin demek. Nasıl oldu lan bu? Niye başına vurdun kızın aptal herif!"

"Pamir bırak çocuğu kazayla olmuş olabilir." Hemşire gelip Pamir'i uzaklaştırırken hala bana ölümcül bakışlarına maruz kalmıştım. Pişmanlıkla bakan gözlerim... Tamay'a değdiğinde sedyede baygın, anlı kanlı biçimde yatıyordu. Kızlar onun başında çaresizce beklerken ben bir köşeye sinmiş oturuyordum.

"Vallahi bu çocuk bu gidişle elimde kalacak. Kim bu ya? Birgün başkası birgün farklı biri olup duruyor. Dengesiz herif!"

"Yav abi sakin olmaya çalış ki büyütme bu kadar bak. Eğer polislik bir durum olursa Tamay'ın ailesine ne diyeceğiz. Mantıklı ol ve sakin kalmaya çalış."

"Lanet olsun..."

Onlar kendi aralarında konuşurken Tarık'ın yanımda olduğunu yeni farkettim. "Neden yaptın bunu?" Dedi sakince. Bana acıyormuş gibi bakıyordu ve ben bu bakıştan nefret ediyordum, çünkü bana acımalarını istemiyordum. "Keyfimden yapmadım." Dedim soğuk davranarak.

"Onlar yaptırdı. Kişiliklerinden biri yaptırdı bunu." 'Evet.'

"Evet onların yüzünden oldu herşey. Engel olamadım. Kontrol dışı oldu."

"Kalk dedemin yanına gidiyoruz. Onunla konuşalım." Dehşetle ona baktım. "Hayır gidemeyiz bana çok kızar. Ne diyeceğim adama ben şimdi?"

"Senin durumunu anlayacak tek kişi dedem Altan. Yürü."

Pamir ve diğerlerinin öfkeli bakışlarını geride bırakarak revirden çıktım.

•Tamay'ın Ağzından•

Başımdaki sızıdan dolayı acıyla yüzümü ekşiterek gözlerimi açmaya çalıştım. Gözlüğümün olmadığını burnumdaki ağırlığın olmamasından anlamıştım. Beyaz tavana renkli küçük noktalar ve bulanıklıkla bakıyordum ve sonra başımdaki uğultu kulaklarımı yoğunlaştırıyordu.

Elimdeki terli ve yumuşak dokulu eli farkettiğimde yavaşça elin sahibine baktım. Beste'in buğulu ve telaşlı gözleri birşeylerin ters gittiğine kanaat getirdim. "T-Tamay iyi misin? Canın acıyor mu?"

"Beni görebiliyor musun papatya?"

"Başın ağrıyor mu?"

"Konuşabiliyorsun değil mi?"

"Tatlım iyi misin? Birşeyler söyle bize."

"O şerefsiz sana nasıl vurabilir! Hala Aklım almıyor abi."

Yaşamak İstiyorum (SİLİNECEKTİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin