Geçmişin İzleri

22 4 2
                                    

İyileşmeyecek yaralar açma. Yoksa o yaraların dermanını asla bulamazsın.

•Mirza'nın Ağzından•

Sınıfta yaşanan olayın ardından herkes evlerine gitme kararı almıştı. Biz ise şimdi okuldan çıkmış otobüs durağına gidiyorduk. Kızlar ise bizden önce okuldan ayrılarak bir yere gideceklerini söyleyip apar topar okuldan çıkmışlardı. Lakin hallerindeki tuhaflığı sezmiştim. Bu durum beni de meraklandırsa da susmayı tercih ettim. Sonuçta her şeyi söylemenin bir gereği yoktu. Söylenecek ve söylenmeyecekler var olduğu için sustum.

"Size bir şey deyim mi? Bu Altan geldikten sonra okulda fırtınalar kopacak. Olur olmayan olaylar yaşanacak." Dedi Melih.

"Hemde nasıl. Okul dizilerdeki, kitaplardaki gibi olaylar görecek." Pamir umutsuzca konuşuyordu. Tamam. Bana çabuk alışmış olabilirler ama Altan'a karşı aldıkları tavır bence onu tanımadan ön yargılı davranmak hiç iyi değildi.

"Daha konuyu bilmeden bu konu hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Mantıklı düşünmeliyiz. Mesela neden bayıldı? Neden düşünceleri ve davranışları sürekli değişiyor?"

"Hasta çünkü ne olacak delinin teki çocuk!" Pamir dişlerinin arasından konuştuğunda ne kadar öfkeli olduğunu fark ettim. Ne desemde ona karşı olan görüşlerini değiştiremedim.

"Abi bi sakin olur musun? Bence kapatalım konuyu ve daha fazla bu konudan bahsetmeyelim." Melih ortamdaki boğucu havayı dağıtmak için Pamir'i sakinleştimeye çalışıyordu.

"Ya abi bakın benlik bir problem yok ama Tamay onunla sanki fazla zaman geçiriyor. Ne bileyim okula onunla gelmek, seni yerinden kaldırıp onu yerine geçirmesi, bugün ise onu öyle gördüğünde kız resmen ağlayacaktı."

Kuşkularımızı bir kenara bırakıp olan biteni izlemek gerekiyordu bence. Benim gözümde onları pek yakın görmemiş veya şahit olmamıştım, ki okuldan başka yerde birlikte vakit geçirdiklerine dair hiçbir iz de görmedim.

"Bak bu konuda hepimiz hemfikiriz gibi gözüküyor." Dedi Melih. Başımla onaylamakla yetindim.

"Eğer bizden gizli bir iş çeviriyorlarsa benden çekecekleri var." Dedi Pamir kesin konuşarak.

"Kimler?" Dedim.

"Kızlar ve Altan." Dedi düz bir sesle.

"Vallahi kardeşim dereyi görmeden paçayı sıvama derim ve ben giderim." Dedim. Çünkü birkaç işim olduğu için onlardan ayrılmak zorundaydım. Hastaneye gidecektim. Artık zamanı gelmiş ve geçiyordu. Beynimi kemiren sorularla başa çıkamayacağımı farkettiğimden dolayı oraya gidip kardeşimin kalbi kime nakledilmiş, bir şekilde öğrenmem gerekiyordu.

Melih soru sorar gibi bana bana baktı. "Nereye oğlum beraber gidelim işte niye ayrılıyorsun?"

"Eve uğrayıp öyle gelirim kardeşim."

"Anneni veya babanı arasan ne olur? Boşu boşuna yolu uzatma." Diye diretti Pamir. Lakin bugün o hastaneye gidecektim. Kaç gündür bugünü bekliyordum. Artık erteleyemezdim.

"Haklısınız da annem benden bir şeyler istemiş derste mesaj atmış. Onları alıp eve götüreyim sonra gelirim." Diye geçiştirmek zorunda kaldım.

"Peki sen bilirsin. Sonuçta validenin istekleri yerine getirilmeli." Diyip burukça gülümsedi. Gözlerindeki acıyı okumuştum. Ailesini trafik kazasında kaybettiği için içinde eksiklik vardı. Fakat kendisi gözlerindeki anlamlı bakışları görmese de biz görüyor ve hissediyorduk. Hayat öyle bir illetti ki acımazsızdı. An ile yaşayıp an ile nefes alıyorduk.

Yaşamak İstiyorum (SİLİNECEKTİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin