Öksürüp boğazımı temizledim. Cidden soracaktım. Ne cevap alacağım umrumda değildi, elimden geleni yapmadan pes edecek değildim. Elimde olmadan kaçamak bir bakış attım ve olabildiği kadar rahat, umursamaz bir tavırla bombayı patlattım:
"Tunç kim?" Ne alaka, der gibi bakıyordu bana.
"Kuzenim olur," cevabının üzerine öksürük krizine girdim. Bu çocuk ne diyordu be?
"Kuzenine mi âşıksın yani?"
"Iyy, o nereden çıktı Allah aşkına?"
"Sarhoşken bir Tunç'un resmini, bir de çıktığı çilli kızın resmini gösterip durdun ve biseksüellere lanet yağdırdın." Atakan, bunları dinlerken gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi.
"Bak, o kısım biraz karışık ama emin ol ki kendi kuzenimden hoşlanacak değilim. Ensest ulan, daha ne olsun? Saçmalık!" Gözlerimi kısıp şüpheyle ona baktım:
"Açıkla o zaman. Yoksa sapık olduğunu düşüneceğim ve seni yaka paça dışarı atacağım." Bir an alnını ovuşturdu ve söylemek istediklerini toparlıyormuşçasına düşünceli bir hâl aldı suratı.
"Şimdi, çok uzun hikâye o yüzden kesmeden dinleyeceksin, tamam mı?"
"Tamam," dedim başımı aşağı yukarı sallarken.
"Tunç, aslında Antalya'da yaşıyor, bu yaz üniversiteye başlayacak, büyük ihtimalle İstanbul'da olacak gelecek yıl. Çok fena hâlde depresyona girdi, özellikle son iki yıldır inanılmaz bir aşk hikâyesi yüzünden acı çekiyordu ve biz de düşündük ki onu buraya çağıralım yaz için. Hem kafası dağılır, hem de şehre alışır diye.
"Bu arada görmeyeli iyice asosyal alkoliğin tekine dönmüş. Yanında en yakın arkadaşını da çağırdım, birlikte çıkarıp o bar senin bu bar benim gezdiriyorduk. Zaten ben müzik grubundayım, o ikisi de bize eşlik ediyorlardı. Gösteri bitince genellikle arkadaşlar evlerine dağılır, ben de diğer ikisiyle oturup dertleşirdim. Bir süre sonra sarhoşken iyice saçmalamaya başladık, ben Tunç'un sinirini bozmak için ayıkken de yavşarım açıkçası," diyip güldü ve devam etti:
"Neyse işte, sarhoşken de o, eski sevgilisiyle ilgili anılarını anlatırken ben de sinirini bozuyordum..." Birden sözünü kestim:
"O çilli kız mıydı eski sevgilisi?"
"Yok canım, o çilli tavuktan kat kat daha güzel bir kızdı, ayrıca cildi de kaymak gibiydi. O çilli kız, Tunç'a yavşamak için beni rahatsız edip duran bir arkadaş. Arkadaş dediğime bakma, sınıf arkadaşım, aslında hiç sevmem kızı. Neyse işte, Tunç da arada bir o kızla takılıyordu bu yaz ve ben dalga geçip duruyordum ama cidden bu durum çok komik, hiç tahmin etmezdim. Demek ki o kadar rutine bağlamışım ki senin yanındayken bile onunla dalga geçer gibi davranmışım," dedi en son kahkahalarını tutamayarak.
O, bayağı eğleniyor gibiydi fakat aynı şeyi kendim için söyleyemezdim. Bu anlattıkları, Mckagan'ın anlattığı her şeyi fos çıkaran şeylerdi. Kaşlarımı çattım, ne yapacağımı bilemiyordum.
Bu Mckagan, bir çeşit sapık olabilir miydi? Kesinlikle yalan söylüyordu, Tunç'un arkadaşı olsa, olayı tamamen yanlış anlatmazdı.
Ortalıkta garip bir şeyler döndüğü belliydi, bu yüzden Atakan'ın da bunları bilmeye hakkının olduğunu düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bennie and the Jets || BxB
Short StoryAçıkladığımda evden kovuldum. Beş parasızdım ve kazandığım okulu okuyabilmek için paraya ihtiyacım vardı. Bir yandan okurken bir yandan da çalışmak zordu. Ben de yapabileceğim en kısa yoldan para kazanmayı seçtim. Evet, tahmin ettiğiniz şeyi yaptım.