YN: Atakan,Tunç, Elis olmayan ama çilli olan kız, Burak falan derken kafanız çorba mı oldu? O halde Evren Polisleri'nin 30. bölümünü okumak işinize yarayabilir. Yalnız zaten o kitabı da okuma niyetiniz varsa buradan direkt 30. bölüme gitmeyin çünkü çok fazla spoiler yersiniz <3
Fatih, birden gözlerini kocaman açıp sanki vebalı birine dokunmuşçasına, panikle Tunç'u itti. Kuzenimi tutmak için arkasına geçip kollarımı açmıştım ki düşmediğini fark ettim, güçlenmişti kerata. Fatih'e dönüp çemkirdi:
"Elis nerede?" Fatih de karşılık olarak bağırdı:
"Bilsem sana mı sorardım gerizekalı," deyip arkasını döndü ve sendeleye sendeleye koşmaya başladı. Tunç da arkasından gidiyordu. Bir kez daha alnıma bir tokat attım, nasıl bu gece daha kötüye gidebilirdi ki? Ben de ikisinin arkasından koşmaya başladım.
Tunç, sendelemekten koşamayan Fatih'in kolunu kısa sürede yakalamıştı. Fatih ise ince ama kaslı kollarıyla Tunç'un kendisini sürüklemesine engel olmaya çalışıyordu. Eski Tunç olsa sümük gibi yere yapışırdı, bu çocuk ne yapıp da bu kadar güçlenebilmişti anlayamıyordum. İkisinin ortasına girip sert bir tavırla kollarından tuttum ve bağırdım:
"Siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına ya? Milletin içinde rezil etmesenize beni!" Neyse ki kopan şamatayı tüm salon duymuyordu çünkü yüksek sesle çalan klasik müzik ve insanların birbirleriyle konuşmalarından dolayı çıkan gürültü bunu engelliyordu.
"Ben bir şey yapmıyorum," dedi Tunç kolunu elimden kurtarırken.
"Ben seni daha önce gördüm sanki," diye baygın baygın konuştu Fatih saç örgülerimden birini tutup. "Rastalı erkekler de ne bileyim... Hep bir çekici gelmiştir bana," dedi yüzüme doğru eğilirken.
Gözlerimi devirdim. Sarhoştu ve nefesi leş gibi alkol kokuyordu, bana yakınlaşmasından etkilenemeyecek kadar sinirli ve stresliydim. Avucumun içini yüzüne yapıştırdığım gibi kafasını ittirmem bir oldu:
"Gördün çünkü Fatih! İki dakika düzgün dur, ciddi bir şey konuşmaya çalışıyoruz şurada!" Tunç'a dönüp devam ettim:
"Ne koşturuyorsun deli danalar gibi? Çocuk da bilmiyor işte Elis'in yerini, git kendin ara!" Pes etmiştim, Burak'ın beni öldüreceğine kalıbımı basardım ama bu saçmalıkla daha fazla uğraşamayacaktım. Çok meraklıysa gidip görebilirdi sevgili "küçük orospusunu". Burada üstüme yaslanmış, göründüğünden çok daha ağır, sarhoş bir Fatih'le baş etmek zorundaydım.
Tunç, hışımla arkasını dönüp büyük adımlar atarak sütunun sonuna geldi ve sağa dönüp öbür sütuna geçti. Rahatlamış bir şekilde nefesimi dışarı verip Allah'a şükretmek üzere tavana baktım. Bakmaz olaydım; duvarda sütunun konum numarasını belirten yazıyı okuyunca sinirlerim tepeme çıkmıştı.
C-21 yazıyordu! Sondan bir önceki sütunda, Fatih'le omuz omuzaydım. Tunç ise sağdan dönüp öbür sütuna geçmişti, yani son sütuna. Burak beni öldürecekti. Fatih'e dönüp sordum:
"Bu hâlde ne kadar uzağa koşabilirsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bennie and the Jets || BxB
Cerita PendekAçıkladığımda evden kovuldum. Beş parasızdım ve kazandığım okulu okuyabilmek için paraya ihtiyacım vardı. Bir yandan okurken bir yandan da çalışmak zordu. Ben de yapabileceğim en kısa yoldan para kazanmayı seçtim. Evet, tahmin ettiğiniz şeyi yaptım.