Bölüm 20

5.8K 302 133
                                    

Arkama dönüp onu görmek için baktım. Açıkçası içimde garip bir his vardı, sesi tanıdıktı.

Fark ettim de, yüzü de tanıdıktı. Belki de viskinin etkisi yüzünden böyleydim; duygularımı, tepkilerimi kontrol edemiyordum. Gözlerimden süzülen yaşlara engel olamıyordum.

"Ben de rastalıyım ne var yani, derken ciddiymişsin," dedim buruk bir gülümsemeyle. Hâlâ gözlerimden yaşlar akıyordu.

"Neden ağlıyorsun?" diye sordu endişeyle. Omuz silktim:

"Boşver, zaten bu gidişle birden fazla sebebim olacak gibi görünüyor ağlamak için."

"Niyeymiş?"

"Niye olabilir Atakan? Beni kandırdığın için!" diye bağırdım. Boğazımdan çıkan hıçkırığa engel olamamıştım.

"Karşıma çıktığın an neden söylemedin? Neden oyun oynamak istedin ki? Ben basit adamım, böyle dolambaçlı yollardan tiksiniyorum!"

"Biliyorum, yine de kendime güvenmiyordum," dedi gözlerini kaçırarak. "Kendim olarak karşına çıktığımda, direkt Mckagan benim diyemezdim Fatih! O zaman bana ön yargıyla yaklaşırdın. Ayrıca belki de beni sevmeyecektin, o zaman hiç yedek planım kalmayacaktı."

"Yedek plan mı? Vay be, gerçekten de senin için sadece bir oyun," dedim sinirle gülerek. "Tabii ya, sadece bir jigoloyum ben! Bir şekilde düşüremezsen başka strateji uygularsın olur biter!"

"Hayır, öyle değil!" diye bağırdı çaresizce, daha doğrusu çaresiz görünerek. Gözleri dolmuş, burnu kızarmıştı.

"Cidden," dedim. "Nasıl biteceğini düşünüyordun ki? Seni Atakan olarak sevmeyip Mckagan olarak sevseydim, yine de benimle yüzleştiğinde aynı sahneyi yaşamayacak mıydık?"

"O an bunu düşünecek kadar aklım başımda değildi. Aslına bakarsan senin karşına çıkabileceğimi de bilmiyordum ki, bir anlık deli cesaretiydi."

"Karşıma çıktın ama kendini eksik tanıttın, öyle mi?"

"Sen hiç birine karşılıksız âşık oldun mu," diye haykırdı, artık o da hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. "Çok fazla şey risk altındaydı. Seninle ufacık bir bağ kurabilmiştim, sanal da olsa. Bunu kaybetmeyi göze alamazdım, alamadım!"

Gözümü yumdum. Duymak istemiyordum. Daha kim bilir neleri yalandı, sanki başka biriymiş gibi davranıp bana Atakan hakkında ne düşündüğümü sormuştu. Resmen aklımda dalga geçmişti!

Gözümü tekrar açtım. Söylediği şeylerin çoğunu duyamıyordum, kulaklarım uğulduyordu. Sadece bir cümle, uğultuyu delip kulaklarıma ulaşabildi:

"Özür dilerim Fatih." Titreyen dudaklarımla kafamı sola döndürüp yere baktım:

"Boşuna özür dileme, nasılsa affetmeyeceğim."

Daha sonrasını hatırlayamıyorum, kendime geldiğimde kaldırıma oturmuş, ağlıyordum. Her şey hayal gibiydi. Keşke öyle olsaydı, maalesef varlığım, nefes alıp verişlerim kadar gerçekti olanlar.

Bennie and the Jets || BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin