Heyoo, naber millet? Sınavım bu cuma, gelecek hafta sonu yb atarım 😘
Birkaç saniyeliğine sessizce bakışmaya devam ettik. Ne düşündüğünü kestiremiyordum, dalgın bakışları vardı. Muhtemelen onun aksine ben, tüm duygularımı açığa vuruyordum ama utanmama gerek yok, nasılsa şu an sarhoş diye düşünüp kendimi teskin ettim.
Birden Fatih, psikopat gibi kahkahalar atmaya başladı, şaşkınlıktan olduğum yerde donakaldım. Anlamış mıydı yoksa? O yüzden mi gülüyordu? Beni tanımıştı ve belki de birazdan ağzıma sıçacaktı. Gözlerimi yumup onun gazabına uğramayı beklerken verdiği tepkiyle beni bir kez daha şaşırttı:
"Siz zengin bebeler de çok komiksiniz! İnsan hiç kendini Atakan Alptekin diye tanıtır mı? Soy adını bastıra bastıra... Ne kadar tuhaf," derken birbirlerine en son dedikoduları anlatan teyzeler gibi kıkırdadı. Rahatlamış bir şekilde iç çekip gülümsedim:
"Ne bileyim, normalde böyle tanıtmam aslında. Çok fazla Atakan tanıyorsundur diye düşünüp şey ettim..." Yanaklarım yine kızarmıştı, utançtan yerin dibine girmek üzereydim. Beni tanıyamamış olması da bir başka üzücü ayrıntıydı. Yan dönüp başını dirseğine yasladı:
"Tanıdığım ilk Atakan sensin," dedi uykulu bir hâlde. Gülümsedim ama bir şey söyleyemeyecek kadar sevinmiştim. Elbette sadece birkaç saniye sürdü sevincim:
"Gerçi, bir sürü sapığım vardı adı Atakan olan ama onları boş ver, yüz yüze tanıştığım ilk Atakan sensin." Ona dönüp bir an tereddütün ardından sarhoş olduğunu hatırlayıp umursamayarak sordum:
"Neden senin yüz yüze konuşmakla ilgili bir takıntın var?" Küçük bir çocuk gibi dudaklarını aşağı sarkıtıp omuz silkti:
"Sanal aleme güvenmiyorum. İki cümle güzel şeyler yazdıktan sonra üçüncü cümleyi sikiş sokuşa getiriyorlar hemen. Zaten belki biliyorsundur, jigoloyum ben."
"Nereden bileyim ya," diye çemkirdim. Tepkimin sebebini yanlış anlamış olacak ki kuşkulanmak yerine güldü:
"Ne bileyim, gey olduğun çok belli de. Belki yer altını da biraz biliyorsundur diye düşündüm."
"Bilmiyorum," dedim konuyu kapatmasını umarak. Yine yapmıştı yapacağını. Neden her seferinde jigolo olduğuna vurgu yapıp beni kendinden soğutmaya çalışıyordu ki? İşe yaradığı yoktu, aksine sadece sinirlerimi zıplatıyordu. Beni olmadığım biri gibi görmesinden hoşlanmıyordum hiçbir zaman.
"Geçenlerde çok garip bir şey oldu Atakan," dedi birkaç dakikalık sessizliğin ardından. "Çocuğun biri bana sahte bir hesaptan ulaşıp benden çok hoşlandığını söyledi. Götümle ilgili yorumlar yapmaktansa hayatımla ilgili şeyler soruyor ve ikide bir beni sevdiğini söyleyip duruyor, çok komik değil mi? Kim bir jigolodan hoşlanır ki?" Umursamaz görünmeye çalışarak omuz silktim ve sesimin titrememesi için dua ettim:
"Ben hoşlanırdım. Ne yaptığı kimin umurunda ki seviyorsam? Sonuçta eğer isterse bırakır, istemezse de ona saygı duymak zorundayım çünkü onun seçimi. Kıskanırdım ama yine de ses çıkaramayıp başa gelen çekilir derdim ben." Yine bocalıyordum, Allah kahretsin. Konuyla ilgili ayrıntılı görüşümü mü sormuştu da açıklama yapıyordum sanki!
"Çok tatlıymışsın,"dedi usulca, gözleri kendiliğinden kapanıyordu. "Keşke birileri de beni tam senin anlattığın şekilde sevip kabul etse."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bennie and the Jets || BxB
Cerita PendekAçıkladığımda evden kovuldum. Beş parasızdım ve kazandığım okulu okuyabilmek için paraya ihtiyacım vardı. Bir yandan okurken bir yandan da çalışmak zordu. Ben de yapabileceğim en kısa yoldan para kazanmayı seçtim. Evet, tahmin ettiğiniz şeyi yaptım.