Atakan - Bölüm 18

1.9K 118 36
                                    

İçini boşaltmak isteyen YN: Arkadaşlar hayatım klişe ergen kurgularından daha aksiyonlu geçiyor normal mi? Dün üç arkadaşımı grup seks yaparken bastım hâlâ görüntüler hafızamdan silinmiyor aq. Neyse, bölümlerin neden gecikmeli gelip durduğunu içkili sıçkılı aksiyonlu ve biyokimyalı hayatımdan verdiğim kesit sayesinde anlamışsınızdır :/

"Bana da bir kadeh şarap getirir misin aşkım," diye sorarken tatlı tatlı gülümsedim Tunç'a. Karşılığında alnıma bir öpücük kondurup hülyalı bakışlar attıktan sonra içeceklerin satıldığı tezgaha yöneldi. Onur'a arkasını döner dönmez hınzırca göz kırpmayı da unutmamıştı Hüseyin'le bana.

Onur'un mosmor kesildiğini görmek güzeldi, her ne kadar artık içimde ona karşı en ufak bir kıpırtı yoksa da kinim devam ediyordu. Derdim ne kaçırdığını anlayıp pişman olması değildi, tek isteğim kaçırdığı insanın mutlu olmasını kıskançlıkla izlemesiydi. Onur, başkalarının mutluluğundan haz duyabilecek kapasitede bir insan değildi, kalbi küçücüktü zavallının.

"Bu Tunç da amma güzel rol kesiyor be," dedi Hüseyin kulağıma yaklaşıp. Ortam o kadar gürültülüydü ki dibime girmesine rağmen sesini zor duyuyordum. "Bilmesem inanacağım sevgili olduğunuza." Genişçe sırıtmama engel olamayıp Hüseyin'in kulağına eğildim:

"Bir zamanların saykodeli bad boyuydu bu çocuk, niye şaşırıyorsun ki?" Dudak büktü:

"Ne bileyim, üstünden dozer gibi bir Elis geçtikten sonra kişiliği değişmişti ya..." İşaret parmağımı havaya kaldırıp sözünü kestim:

"Kişiliği değil tavırları değişti. Kişilik dediğin öyle ha deyince değişmez," derken Onur'a bakıyordum. O da bana bakıyordu ve muhtemelen dudaklarımı okumaya çalışıyordu. Gözlerinde anlamlandıramadığım, öfkeli bir pırıltı vardı. Saçı başı dağılmıştı, biraz sarhoş olduğu tavırlarının agresifleşmesinden belliydi.

Sonunda kaç gündür ertelediğim buluşmayı ayarlayabilmiştim, Burak ve Tunç'u grup arkadaşlarımla tanıştırıyordum. Normalde grubun ağabeyi ve basçısı Tankut, Onur'la da ilgilenip kendini yalnız hissetmemesini sağlardı fakat şu an hem çakırkeyifti hem de Burak'la saçma sapan, koyu bir sohbete dalmışlardı.

"Ne yani, şimdi gruptaki tek üniversiteli sensin diye grup üniversiteli mi oluyor? Basbayağı da liseli müzik grubusunuz oğlum..." lafının üstüne Tankut, Burak'ın sözünü tamamlamasına izin vermeden masaya yumruğunu vurdu:

"Saçmalama lan! Koskoca adam liseli bebelerle takılıyor dedirtmem; üniversiteli müzik grubuyuz, işte o kadar!" Hüseyin'le birbirimize manidar bakışlar attık, masaya yumruk vurmaya başladıysa birkaç kadeh sonra partnersiz görünen genç kızlara sarkıntılık etmeye başlayacaktı. Neyse ki görece yakışıklıydı da her seferinde reddedilmiyordu, tabii ne zaman reddedilse onunla birlikte bizim de başımız belaya giriyordu.

Bugün bizim sürekli çaldığımız mekanda Bennie and the Jets gösteriye gelmişti. Danstan çok Fatih'i göreceğim için heyecanlıydım. Geçen gece verdiğim kararın arkasındaydım, hayatı ertelemeyecektim bundan sonra.

"Seviyorsan gurur yapma," demişti Tunç dün gece sızmadan önce. "Ben yaptım da ne oldu? Maskara oldum! Bak, onun için dövme bile yaptırdım," diyordu göğsüne, yeni yaptırdığı dövmesinin üstüne pat pat vururken. Kaşlarımı çatmıştım:

"O senin aptallığın. Ben gurur falan yapmıyorum, sadece gözlem yapıyorum, açılacağım çocuğa. Hem ben dövme yaptıramam zaten, çok acır oğlum!"

Gösterisi henüz başlamamış bir adet Fatih'i barmenle karşılıklı içerken görünce fazla düşünmeden masada duran telefonumu alıp yanına koştum. Buradan sonra neler olduğunu biliyorsunuz...

Bennie and the Jets || BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin