Fatih, berbat geçen bir geceden sonra yaptığı hatanın farkına anca varmıştı. O an üstüne uzandığı yumuşacık yatak bile çivilerden yapılmış gibi hissettiriyordu. Tüm vücudu sızlıyordu ve sanki yarın hasta olacakmış gibi bir kırgınlık vardı bünyesinde. Boğazı acıyordu ama neden acıdığını çözememişti. Tüm gece avazı çıktığı kadar bağırmasından mıydı yoksa Taylan'ın bir ara cinsel organını teklifsizce boğazına sokmasından mıydı bilemiyordu. Cinsel organı sanki derisi yüzülmüşçesine kıpkırmızı olup şişmişti. Makatında keskin bir acı vardı ve süzülen birkaç damla kanın kuruyup pıhtı oluşturduğunu fark edebiliyordu.
Galiba Taylan'ın kardeşi olacak çocuk da acımasızdı ağabeyi gibi. Evde yalnız değillerdi ama Fatih'in çığlıklarına koşup gelen olmamıştı. O çığlıkların zevkten atılmadığı bariz belliydi. Omuz silkti Fatih kendi kendine, belki de çocuk sadece fazla duyarsızdı. Kimi insan böyle olurdu, elini kirletmezdi ama gözünün önünde cinayet işleseniz sessizce izlerdi.
Bahtiyar'ı dinlemediği için sövdü kendine içten içe, zaten sesli sövecek kadar gücü kalmamıştı. Dünyanın parasını verseler de şu işkenceye değmezdi, Fatih bunun apaçık farkındaydı aslında. Neden yine kendini bu sadist psikopatın koynuna atmıştı bilmiyordu. Atakan yüzünden miydi?
Taylan'ın kardeşi olacak aptal veledin Atakan'ın eski sevgilisi olduğunu öğrenince içten içe bir adrenalin patlaması yaşadığının bilincindeydi ama bu kadar ileri gitmek... Gözü dönmüş olmalıydı Fatih'in, niye yapmıştı ki sahi? Taylan Junior gidip Atakan'a ispiyonlasın diye mi? Atakan onları kıskansın diye mi?
Sonuç bu kadar kötü olduktan sonra nedenlerin bir önemi kalmıyordu gerçi. İğrenç hissediyordu Fatih. İşini her zaman para karşılığı tecavüz edilmek olarak görmüştü ama ilk defa ciddi anlamda şiddete uğramış hissediyordu. Taylan önceleri bile bu kadar ileri gitmemişti. Fatih tahmin etmeliydi böyle olacağını, Taylan her seferinde daha da ileri gitmeyi alışkanlık haline getirmişti. Nasılsa verdiği zararı daha fazla para ödeyerek telafi ettiğini düşünüyordu ve bu zengin hıyarlar için paranın bir avuç bok kadar değeri yoktu.
Zihni aktif çalışsa da etrafında olan biteni fark edemiyordu. Kendi düşüncelerinde kaybolmuştu ama beş duyusu yarım yamalak çalıştığı için dışarıda bomba patlasa haberi olmazdı. Nitekim aslında o anda dışarıda bomba patlamasa da kıyamet kopuyordu.
"Açın ulan kapıyı," diye çığlık attı Tunç çatallaşan sesiyle, elindeki boş şarap şişesini kapıda parçalamıştı. Burak, arkadaşının omuzlarına yapışarak onu tutmaya çalışırken Atakan da kapıyı yumrukluyor ve her zamanki gibi içinde bulunduğu duruma sövüyordu.
Çok öfkeliydi. Fatih Taylan'la birlikte olacağının mesajını attıktan sonra üç saatten fazla vakit kaybetmişlerdi. Taylan'ın normalde işlerini müdavimi olduğu gece kulübünün üst katındaki VIP odalarında gördüğünü bildiği için trafiği umursamadan ilk önce oraya bakmışlardı. Evlerine gitmek ikinci seçenekti ve bir kez daha trafik yüzünden vakit kaybetmişlerdi. Yetmezmiş gibi Tunç gerzeği gece kulübünün karşısındaki tekel bayiinden bir şişe şarap ve puro alıp kafayı bulmuş, işleri zorlaştırmıştı.
Maalesef Atakan'ın o eve yalnız gidip sağ salim Fatih'e ulaşma ihtimali bile yoktu çünkü Taylan'ı teke tekte alamazdı, hele Onur da işin içine girerse başına gelebilecek türlü türlü felaketleri düşünemiyordu. O yüzden Tunç'la Burak'ı peşinde sürüklemişti. Burak'ın beynine ve Tunç'un hayvanlığına ihtiyaç vardı.
Üçü birden kapıya abanmışlardı ve çelik kapıyı kıracak gibi tekmeliyorlardı. Taylan en son dayanamayıp kapının önüne gitti ve duvarın ardından öfkeli üçlüye:
"Açmıyorum ulan, siktirin gidin evimden," diye bağırdı. Tunç'la Atakan daha beter azmış kapıyı hunharca tekmelerken Burak sakince birkaç adım uzaklaşıp durumu gözlemlemeyi akıl etti.
Kapının kilidi zaten darbeler yüzünden yerinden oynuyordu. Taylan denen korkak aradaki duvara güvenip diklenmişti ama kapıyı kilitlemediği belliydi.
Burak, cebinden lisede kullandığı öğrenci kartını çıkarıp usul usul kapıya yanaştı. Arkadaşlarına dokunmadan kapının kilidini halledecekti çünkü öfkelerinin soğumasına gerek yoktu. Atakan'ın kolunun altından uzanıp kartı kapının minicik aralığına ittirip sıkıştırdı. Bir-iki denemeden sonra doğru açıyı buldu ve kartı hızlıca çekti. Ani bir gümbürtü koptu, Atakan önde Tunç arkada eve dalmışlardı.
Burak, bir saniye durup içerideki manzaraya baktı. Temkinli bir şekilde içeri girdi ve kapıyı ardından kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bennie and the Jets || BxB
Short StoryAçıkladığımda evden kovuldum. Beş parasızdım ve kazandığım okulu okuyabilmek için paraya ihtiyacım vardı. Bir yandan okurken bir yandan da çalışmak zordu. Ben de yapabileceğim en kısa yoldan para kazanmayı seçtim. Evet, tahmin ettiğiniz şeyi yaptım.