Geldiğim bar, geçen hafta Bennie and the Jets'in dansçısı olarak çalıştığım yerdi. Buraya gelebilmek için diğerlerinden izin almam gerekmişti, çünkü onlar her zamanki yerlerinde gösteriye devam ediyorlardı.
"Ayy, düzenli bir ilişki yapma ihtimalin bile varsa izin senindir," diye bağırmıştı Bahtiyar heyecanla.
Düşündükçe yüzümü salak bir sırıtış kaplıyordu ve ben dudaklarıma engel olamıyordum bile. Gruptaki kimse, bir günlük yokluğumu sorun etmemişti. Herkes benim adıma heyecanlıydı.
Hayatımda ilk defa sahipsiz olmadığımı hisseyordum belki de. Mckagan'la işler umduğum gibi gitmese bile o kadar yıkılmayacaktım. Kim bilir, belki de insanlara güvenebilmeye başlardım yavaş yavaş. Hatta belki de erkeklere güvenmeye başlardım.
Aşktan umudumu kestiğimi düşünürken, böyle küçük bir randevuya bile heyecanlanmama hayret ediyordum. Demek ki ne olursa olsun küçük umutlar insanın yakasını bırakmıyordu, ilk fırsatta tekrar yeşermeye hazırlardı.
Sahneye bakınca gülümsedim. Atakan'ın grubuydu bunlar, çocukla göz göze geldiğimizde hafif bir baş selamı verdim. O da sırıtarak karşılık verdi.
Şarkıya başladıklarında kendimden geçtim. Bugün hep yavaş tempolu parçalar seçmişlerdi. Nedense barda da her zamankinden daha hüzünlü bir hava vardı. Belki de dışarıda yağan yaz yağmuru yüzünden herkesin ruh hâli değişmişti.
Ne olursa olsun, duyduğum en güzel şarkıyı çalıyorlardı o anda. Atakan söylüyordu, öyle belliydi ki şarkı sözlerini hissettiği. Gözleri pırıl pırıldı, yüzünde kırık bir ifade vardı.
Saate bakmak çok sonra aklıma geldi. İkinci viskimi bitirmiştim, çoktan 11'e geliyordu. Ortalıkta Mckagan falan yoktu, hatta herkes öyle kendi hâlindeydi ki bu gece, yanıma gelip flört etmeye çalışan birileri bile yoktu.
Elimi yanağıma yaslayıp gözlerimi kapattım. Gelmeyecekti. Tahmin edebiliyordum zaten, yine de hayatımdaki bazı ayrıntıların değişebileceğine inandırmıştım kendimi.
Ne kadar da aptaldım! Geçen dakikalar da bunu kanıtlar nitelikteydi. Şimdi kolumdaki saate baktığımda, 23.15'i gösteriyordu. Belki bir sıkıntı çıkmıştır diye düşünerek telefonumu kontrol ettim fakat tek bir mesaj bile atmamıştı.
Vay be, diye düşündüm. Boşuna gösteriyi ekmiştim. Bu biraz da benim hatamdı: heyecanlanıp randevu tarihi üzerinde tartışmayı unutmuş, direkt kabul edivermiştim. Şimdi ise değmediğini görüyordum. Ekilmiştim.
Gözümden akan bir damla yaşa engel olamadım. Maalesef umutlandırmıştı. Dudaklarım titriyordu, hıçkırmamak için dişlerimi sıkıyordum.
Dirseklerimi masaya yaslayıp başımı iki elimin arasına koydum. Gözlerimden damla damla akan yaşlar, masanın siyah camdan yapılmış yüzeyine düşüyordu. 19 damla saymıştım ki birinin omzuma dokunmasıyla irkildim.
"Geç kaldığım için özür dilerim Fatih."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bennie and the Jets || BxB
Short StoryAçıkladığımda evden kovuldum. Beş parasızdım ve kazandığım okulu okuyabilmek için paraya ihtiyacım vardı. Bir yandan okurken bir yandan da çalışmak zordu. Ben de yapabileceğim en kısa yoldan para kazanmayı seçtim. Evet, tahmin ettiğiniz şeyi yaptım.