Şu hikayeyi yazarken aşırı eğleniyorum, inşallah hep böyle eğlenceli yazarım.
S.aAkşın: "Bazen liseli olmadığına seviniyorum."
Berat: "Benim kadar sevinemezsin."
Akşın: "Şu an birinin kafasına elimde ki soğumuş sıcak çikolatayı dökmemek için zor tutuyorum kendimi."
Berat: "Tutma."
Akşın: "Eğer tutmazsam disipline giderim."
Berat: "Müdürün arkadaşım desem?"
Akşın: "Ciddi misin?"
Akşın: "Bak, hak etmese asla böyle bir şey yapmam ama sürekli laf sokuyor."
Akşın: "Ve ben ona bunun hesabını sormazsam ciddi anlamda kendimi affetmem."
Akşın: "Sen konuş demiyorum ama, şu içeceği onun saçında görmezsem bu gece bana afakanlar basar."
Berat: "Benden ne istiyorsun o zaman?"
Akşın: "Sanırım beni onaylamanı."
Berat: "Eğer, benim sözümle o kişiye içeceği dökeceksen bu olmaz."
Berat: "Karşılık vermek istiyorsan vereceksin."
Akşın: "Döküyorum o zaman."
Berat: "Dök."
Aldığım onayla derin bir nefes dudaklarımın arasından firar etti. Karşımda oturan Berna'ya gözlerimi kısarak baktığım da o da ona baktığımı fark etti ve alaylı bir tavırla gülümseyerek, "Gözlerini alamıyorsun sanırım benden?"
Ilıyan, sıcak çikolatayı masanın üzerinde elime alıp arkama yaslandım. "Evet, tezgah yine dolmuş, her çeşit kaşar var." Yanında ki arkadaşları arkasına dönerek bana baktılar.
"En azından öğretmenlerimle kırıştırmıyorum."
Derslerim ve öğretmenlerimle haddinden fazla iyi olduğum için beni kendileriyle karıştıran gruba baktım.Yavaşça ayağa kalkarak elimde ki çikolatayla yanına gittim ve kaldırdığım kağıt bardağı başının üzerine getirerek ağır ağır saçına dökmeye başladığım da elleri havaya kalkmış ağzı kocaman açılmıştı. Bütün herkesin gözü bizdeydi ve ben çekinmeden ona sataşmıştım. Bardakta ki çikolata bittiğin de masaya çarparak koydum ve çikolataya bulanan suratına bakarak, "Artık yaptıklarının karşılığını vermeye karar verdim, Berna." Gülümsedim. "Elinden geleni ardına koyma olur mu?"
"Sen!" diye çığlık attı ama onu dinlemeden arkamı dönerek masamda ki telefonumu elime alıp sınıfıma çıktım ve yerime oturdum.
Akşın: "Birazdan sınıfa bir öğrenci gelecek ve müdürün beni çağırdığını söyleyecek."
Akşın: "Ve ben hiç pişman değilim."
Berat: "Bu düşüncedeysen sana yardım edeceğim."
Kapı çaldığın da dersin onuncu dakikasındaydık. Öğretmen tok bir sesle, "Gel," diye bağırdı. Kapı yavaşça açılırken aradan bir alt sınıfta olduğunu bildiğim çocuk girdi ve bize bakarak. "Kantin de kavga çıkaran öğrenciyi müdür yanına çağırıyor," dediğin de öğretmen sınıfa sormadan ayağa kalkıp yüzüne baktım.
Selim öğretmen bana şaşkınlıkla bakıyordu çünkü kavgacı bir insan değildim ve benim çıkarmış olduğumu öğrenmesi onda bir miktar şaşkınlık meydana getirdi. "Gidebilir miyim öğretmenim?"
Başını salladı. Sınıftan çıkıp müdürün odasına vardığım da derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım ve açtığım kapıdan içeri hızla girip masanın karşısına dikildim. Berna saçında ki çikolatayı hâlâ temizleyememiş ama yüzünde ki sinirle bana bakıyordu. Müdüre baktım.
"Kızım utanmıyor musun arkadaşına bunu yapmaya?" diye bağırdı.
"O benim arkadaşım değil ki hocam" Diğerlerine öğretmenim derken bu adama hep hocam diyordum okulla fazla ilgisi yoktu çünkü.
"Terbiyesiz," diye söylenip bilgisayarda bir şeylere baktı. "Baktım hiç disiplin suçun yok, sessiz sedasızmışsın neden kavga ettiniz?"
Berna'ya baktım. "Derslerim iyi ve bana öğretmenlerimle ilgili asılsız şeylerle suçluyor."
"Hocam bana kaşar dedi," diye atıldı Berna. "Küfür etti tek bana değil arkadaşlarıma da.2
"Doğru mu bu?"
"Evet."
"Okuldan üç haftalığına uzaklaştırma alacaksın. Bu kadar pişkin cevap verme, sinirimi bozma."
"Pişman değilim," diyerek diklendim ama sanırım batıyordum çünkü bu adamın arayacağı falan yoktu. Sanırım oyuna gelmiştim.
Mehmet hoca elini masaya vurarak "Kızım asabımı bozma benim. Aileni arayayım da gör sen," dediğin de bütün her şey uçup gitti. Eğer annem kavga ettiğimi öğrenirse çok üzülürdü.
"Hocam yapmayın, ailemi bu meseleye karıştırmayın."
"Senden mi öğreneceğim, bekle sen."
Telefonu eline aldığın da anlamadığım şekilde kulağına tuttu. "Alo."
Gözlerim kocaman açıldı. O muydu acaba?
"Sen beni arar mıydın?" diye sordu Mehmet hoca pişkince gülerek. "Hayırdır?"
Berna ile göz göze gelince başımı aşağı yukarı sallayıp gözlerimi kıstım. Onunda benden aşağı kalır yanı yoktu zaten. Müdürün bakışlarını üzerimde hissettiğim de daha yeni ki pişkin halini ciddi bir hâl aldı. "Peki," dedi ve kapattı.
İkimiz de ona bakıyorduk.
"Akşın'dı değil mi?"
"Evet, hocam."
"Bu seferlik seni mazur görüyorum. Bir daha seni bu odaya şikayet için geldiğini görmeyeyim."
İçimden koca bir oley çakarken düz düz müdüre baktım. "Tamam, teşekkür ederim." Ağzı açık Berna'ya sırıtıp arkamı dönüp odadan çıktığım da yerimde zıplayıp kahkaha attım.
Akşın: "Sen harikasın."
Akşın: "Suratını görmeliydin."
Akşın: "Teşekkür ederim."
Berat: "Abartmasan."
Akşın: "Dile benden ne dilersen, bu sefer sen benden bir şey iste."
Berat: "Saf. (Göz deviren emoji)"
Akşın: "Bak bu konu da ciddiyim."
Akşın: "Hadi iste."
Berat: "Hakkımı sonra kullanma isteğim var mı?"
Akşın: "Tabii."
(Görüldü.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ TENLİ KADIN/ TEXTİNG
Short StoryKaranlığın sardığı bir gece de salıncağın üzerinde ağlayan beyaz tenli kız ve onun ağlamasına dayanamayan adam. Bu Akşın Alçin Yürekyakan'ın hikayesidir. 01.09.2018 başlama tarihi. 11. 10. 2018 bitiş tarihi.