55. BÖLÜM

2.1K 105 13
                                    

Berat'ın mesaj attığı kafeye geldiğim de kimsenin olmadığını fark edip rahatça bir masaya oturup onu beklemeye başladım. Toplantısının bittiğine dair attığı mesaj esnasında ben de okuldan çıkmıştım. 

Heyecanlıydım.

Görevli başıma dikildi ve elinde ki menüyü masaya bırakıp sırıttı. Başımı kaldırıp "Birini bekliyorum, o geldiğini de verebilir miyim siparişi?" 

Kibarca başını sallayıp masaya bıraktığı menüyü geri alıp "Tabii efendim," diyerek yanımdan ayrıldı.  İnstagrama girip Berat'ı stalklamak için girişimde bulunduğum da kapı açıldı başımı kaldırıp gelen kişinin büyüsüne kapıldığımı hissettim. Arabasını çizdiğim gün ki kabanı vardı üzerinde ve beyaz gömleği siyah dar pantolonuyla çok değişik tarzını ortaya koyuyordu. Odaklandığı gözü beni gördü ve dudağı yukarı kıvrılarak yanıma geldi. Öpüp öpmemek arasında kalan ifadesine "Otur," diyerek karşılık verdim. 

Ciddiydim çünkü haklıydım.

"Nasılsın?" Diye sordu montunu çıkartıp beyaz gömleğiyle kalırken. İç çekip elimde ki telefonu masaya bıraktım. "İyiyim, sen?"

"Toplantı çok saçmaydı, Melisa'nın başına yıkıp sana geldim."

Ona düşüyordum. Hiç hoşuma gitmedi, ifademi toparlayıp başımı salladım. 

"Evet, anlat."

Bana baygınca baktı. "Biraz daha yumuşak ol Alçin."

"Zorlama istersen."

"Tamam. Ne anlatma mı istiyorsun?"

Yüzüne baktım. Sahi ne anlatsın ki?

"Korkut ile nasıl başa çıkabilirim?"

Ciddileşti. "Bak onu kafaya takma lütfen. Tedavi şu anlık iyi gidiyor."

Başımı iki yana sallarken "Berat bu hastalık ilaç alıp geçtilik bir olay değil. Bu psikolojik bir rahatsızlık ve sen bana bu yolda yardım edeceksin."

"Ben o zaman senden uzak duracağım."

Sinirle güldüm. "Hadi bu olay günler sürdü? Benim Korkut ile yüz yüze gelmem gerek anlamıyor musun? Onunla konuşmam gerek."

Sinirle elini saçına geçirdi ve istemediğini belli eden bir bakış attı. "Bunda kararsızım. Seni kırabilirim." Sıkıntıyla oflayıp. "En son babama kalp krizi yaşattım Alçin."

Tamam, korkmaya başladım.

"Senden vazgeçmeme izin vermiyorsun bari savaşmama izin ver," diye fısıldadım. 

"Bak asla fiziksel bir olay yok, Korkut insanları sözleriyle yıkabiliyor."

Çaresizce kıkırdadım. "Konuya bak, sanki başka biri. Sevdiğim adam fakat bir yabancısında."

"Üzgünüm," Gözlerine çöken hüzünle. "Benimle uğraştırıyorum seni. Çok bencilim."

"Sevmek fedakarlık gerektirir der annem."

"Üzgünüm," dedi ayağa hızla kalkarken. Gözleri kocaman olmuştu. "Ne yapıyorum ya ben? Seni bu girdaba sürükleyerek ne yapıyorum?" Etrafa çekinerek bakıp "Berat," diye mırıldandım. "Ne diyorsun?"

Gözleri dolu dolu beni buldu. "Ben çok bencilim, hep bencilim. Senin hayatını mahvediyorum sırf kendi mutluluğum için. Olma benim için fedakar. Hak etmiyorum!"

Sandalyenin üzerinde ki montunu elinin içine hapsedip dış kapıya doğru yürüdüğün de şaşkınlıkla ona baktım. Ben de ayağa hızla kalkıp ardından giderken "Berat," diye bağırdım.

Durmadı. Koştum ve kolundan tutup kendime çevirdim. 

"Anlamıyorsun, Özür dilerim yine birinin hayatını mahvettim."

"Kes şunu Berat! Bu konuyu halledeceğiz, hayatımı mahvetmiyorsun!"  

Karşı çıkmam için dudaklarını araladı ama parmağımı kaldırıp susmasını sağladım. "Eğer ben hasta olsaydım beni bırakır mıydın?"

"Asla."

"Peki bunu benim yapabileceğime neden inanmıyorsun Berat. Evet, sana çok kızgınım ama bu sana hastalığın için değil Korkut olduğunu gizlediğin için."

"Bak o zaman çok sinirliydim asla sana öyle şeyler yazmak istemedim Alçin."

"Biliyorum."

Pes etmiş gibi alnını omzuma koyduğun da bir hayli uzun olan boyu yüzünden eğilmek zorunda kaldı. Elimi ensesine koparak bana sarılmasını sağladım. Kolları belime sarılırken boynuna doladığım kollarımla bir bütün olduk. 

"Tamam," diye mırıldandı. "Korkut ile yüzleşeceksin."

"Berat," diye mırıldandım. "Seni seviyorum. Korkut'u da seviyorum. Sana dair her şeyi seviyorum."

"Onu sevme." Kollarıyla belimi sıktığın da gülümsedim. 

"Tamam." kıkırdadım. 

*****

Korkut ile ilgili kafamda bir sahne var inşallah yazarım fıtık tarafım tutarsa kesin saçmalarım çünkü bu kurgu kabaca kurgulandığı için pek izah edemiyor gibi hissediyorum.

Seviyorum sizi. Üzgünüm şu aralar kafamı toparlayamıyorum, Sükût'u da yazamadım. Ona da yazmam gerek.

BEYAZ TENLİ KADIN/ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin