BEYAZ TENLİ KADIN/ TEXTİNG

16. BÖLÜM

Optimum AVM'nin sinema salonunda gezinirken görevli çocuk elimden bileti alıp bana salona kadar eşlik etti. Arada attığı kaçamak bakışların beni rahatsız ettiğini belli etmek bileti elinden alıp herhangi bir yere oturdum. Ne var yani çocuk filmi izlemeye geldiysem? Sanki ben aldım...

Telefonumu sessize alıp etrafa bakış attım. Benden başka kimse yoktu ve bu beni aşırır tedirgin etmişti, yerşme sinip telefonumu hızlı arama modunu bulup annemi ekrana getirip kilitledim. Işıklar bir anda gürültülü şekilde kapandı ekranda bembeyaz bir ışık belirdi. Birden reklam sesi geldiğin de yerimde sıçrayıp damağımı kaldırdım. Şu an üç yüz soru çözmem gerekti ama ben saçma bir filme gelmiştim.

Yanımda ki telefonun ışığı yandığında hemen elime aldım.

Berat: "İyi seyirler, Melahat."

Ayağa kalkıp etrafa bakacakken tekrar titreşti telefon.

Berat: "Sana güveniyorum. Arkanı dönersen beni rahatlıkla görürsün ama dönmeni istemiyorum."

Önümde ki ayrılan iki yola baktım. Arkamı dönüp onu sonsuza kadar kaybedebilir bu işi erkenden bitirebilirdim. Ama dönmesem de bilmediğim biriyle böyle şeyler yapmanın tedirginliğini yaşardım. Ona güveniyordum. O da bana güveniyordu.
Derin bir iç çektim.

Berat: "Kararını verdin mi?"

Akşın: "Evet."

Akşın: "Dönüyorum."

Berat: "Dön."

Duraksadım.

Akşın: "Döndüğüm an bütün bunlar bitecek değil mi?"

Berat: "Bitecek!"

Akşın: "Bitmesin..."

Arkamdaydı, aynı ortamdaydık ve kocaman bir duvar vardı aramızda.

Akşın: "Dönmem gerek ama dönmek istemiyorum. Bana yardım et."

Berat: "Dönme ki sana yardım edebileyim. Şansım olsun."

Akşın: "Ama ciğerimden girdin."

Akşın: "Dönmüyorum ulan!"

Berat: "Öyle yaparım. Ciğerden girerim ben."

Berat: "İzleyelim artık, zaten toplantıdan kaçarak geldim."

Akşın: "İzleyelim. Beraber."

Berat: "Akşın?"

Akşın: "Hım?"

Berat: "Bir daha söylesene."

Kaşlarım sorgulayıcı şekilde çatıldı.

Akşın: "Neyi?"

Berat: "Beraber."

Dudaklarım yukarı kıvrıldı.

"Berat," diye bağırdım arkamı dönmeden elimi kaldırıp. "İzleyelim, beraber."

Berat: "Melahat, güldürdün."

Berat: "İzleyelim, Alçin."

Ve kalbim darmaduman oldu. Küçük kıpraşmaları koca bir sarsıntıya döndü.