53. BÖLÜM

2.2K 91 20
                                    

Oturduğum bankta donuk bakışlarla hiç ayırmadan karşıya bakıp elimde ki telefonu sanki kırmak ister gibi sıkıyordum. Kuruyan yanağıma bir yaş daha süzüldü. 

Neden bana yalan söylemişti?

Benim sevdiğim adam, Korkut Berat Kandemir'di. Beni koskocaman bir çemberin içine atıp kendinin bilinmezliğin de yok ediyordu. 

O kadar karışıktı ki, onun kişisel bozukluğunun acısını ben  çekiyordum şu an. Tedavi olduğun da ben Korkut'tan korkarken ve sevmezken karşıma Berat olup çıkacak ve ben onu hemen Berat olarak kabul mu edecektim yani?

Yüzünü görmek için çaba verdiğim adam aylardır yanımdaydı, gözlerime bile baktı. Beni tehdit bile etti. O kadar kayıptım ki şu an. 

3 gündür mesajlarına dönmediğim için ne halde onu da hissedebiliyordum ama yüzünü görmeye ve gözlerine bakarak bunu diye getirmeye hazır değildim. Korkut, Korkut demek bile garip geliyordu yüreğime. O Berat'tı, beni her şekilde seven, koruyan, güldüren. Ama Korkut beni sevmiyordu, ben bununla nasıl baş ederdim?

Telefon çalmaya başladığın da gürültülü bir şekilde yerimden sıçrayıp ayağa kalktım, dalgınlığıma küfrederek arayan kişiye baktığım da nefesim kesildi. Korkut arıyordu, Yavaş yavaş çözülmeye başlayan ilmekler bana gerçeği yüzüme vuruyordu. Tercümanlık işi de yalandı, onun bana yardım etme çabası sinirime gidiyordu. 

Telefonu sertçe kapadım. Parktan çıkıp eve doğru yavaş yavaş yürürken hızlı esen rüzgar saçlarımı arkaya doğru uçuşturdu birazı da yüzümü kapadı apartmana yüz metre kala yolun kenarında birisi kolumdan tuttuğun da irkilerek arkama döndüm ve sıcak nefesi alnıma çarptı. Korkuyla kolumu tutan ele sonra bana bakan gözlere baktım. 

Berat.

Nefes nefese gözlerini gözlerime kilitlemiş endişeyle bana bakıyordu. Kolumu saran elinden huysuzca kolumu çekip iki adım uzaklaşıp titreyen bedenimi gizlemek için kendimi kasarak yanımdan geçen arabaya bakış attım. Göz altlarına çöken morluk sararan yüzüyle bana korkuyla bakıyordu. Baştan aşağı inceledi beni.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" Sesim o kadar katı ve titrekti midemin bulandığını hissettim. Boğazıma çıkan safra dizlerimin bağını çözmüştü.

"Ben.." diye kekeledi. Elinde ki ceketi bana uzatıp "Bunu unutmuşsun."

Elinde ki ceketime baktım, o gün araba da unuttuğum ceketimdi. Yüzümde mimik oynamadan elinde ki ceketi alırken parmaklarım eline değdi elimi elektrik çarpmış gibi hızla çektim. Aylar önce biraz ileri de ki parkta sarıldığım adam bu muydu?

"Teşekkür ederim." Arkamı döneceğim zaman tekrar dokunacak gibi oldu ama öyle bir geri gittim ki gözleri kocaman açıldı. Şaşkınlığı gözünden okunuyordu. Ondan korkmuyordum o kadar ihanete uğramış gibi hissediyordum ki bu yüzden kaldıramıyordum.

"Dokunma bana!"      

"Şey, Özür dilerim." Gözleri dolar gibi oldu ellerini cebine sokarak bana baktı. "İyi misin?"

"İyiyim, çok iyiyim." Boğazım düğümlendi. İyi falan değildim.

"Sevindim," dedi kısık bir sesle. Yıkılmış bir hali vardı, içim acısı da onu arkamda bırakıp yürümeye başladım Çaktırmadan arkamı döndüğüm de olduğu yerde donmuş gibi yere bakıyordu. Yanağıma inen yaşı silip kaldırıma çıkıp yürümeye devam ederken birisi sertçe kornaya bastı. Korkuyla arkamı döndüğüm de yola doğru kendinde olmadan yürüyen Berat beni şok etmişti. Ana cadde olduğu için arabalar sürekli korna çalıyordu ama hiç duymuyormuş gibiydi.

BEYAZ TENLİ KADIN/ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin