Siroko: Akdeniz havzasında görülen, çölden kıyılara doğru esen çok sıcak ve kuru, kavurucu bir rüzgar.
Oh Wonder - Technicolor Beat
Keyifli okumalar ~
Üstünde ki şoku nihayet atlatmış olacak ki, bakışlarına alayı konuk etmeye başlamıştı. Benimle taşak mı geçiyordu?
Kollarını önünde bağlayarak yerde çömelmiş olan bana bakmaya devam ederken, polislerin adım sesleri eve çok yaklaşmıştı.
Feneri tam karşımdaki kıvırcığa tuttuklarında, koluna bağladığı bir elini çözüp gözüne siper etti. Polis hızla feneri yüzünden çekerek, "Çok özür dileriz efendim. Birisini arıyorduk. Yoksa bu sokağa katiyen girmezdik! Bir kereliğine mazur görün lütfen."
Kıvırcığın gözleri yeniden gözlerime indiğinde, yavru bir kedi gibi yalvarırcasına bakıyordum ona.
Kırmızı göz alıcı dudağının sağ kısmı yukarı doğru kıvrıldı. Kaaleye almıyor muydu beni Allah aşkına!
Bakışlarını kaldırıp yeniden evin dışına çevirdiğinde, hafif bir devinimle başını salladı. "Sağ olun. Elimizi çabuk tutacağımızdan emin olabilirsiniz!" dedi adam coşkuyla.
Polis kaç yaşındaydı ki, karşımda ki yeni yetme çocuğa saygıyla konuşuyordu?
Bir diğer polisin sesi duyuldu bu sefer. "Acaba siz buradan geçen bir kız gördünüz mü?"
Birkaç saniye duraklayıp devam etti. "Şey.. Sıradan bir kız değil. Belki biliyorsunuzdur, Van Kızı'nı gördük az önce. Bizi görünce topukladı. Hani şu bir gözü kahve diğer gözü mavi olan kız var ya..?"
Adamın bakışları gözlerimdeydi yine. Neredeyse ayaklarına kapanıp söylememesi için yalvaracaktım. Ta ki sesini duyana kadar. Soğuk, buğulu sesi kulağımı doldurduğunda kendimi bir senfonide hissetmiştim.
"Muhtemelen taklitçidir." Dedi gözlerime bakarak, alay edercesine. "Boşuna uğraşmayın. Bu sokağa girecek kadar yürekliyse, çıkışı olmayacağını da biliyordur."
Polislerden birkaç aksi mırıltılar gelse de, ona ters bir şey söylemeden iyi geceler dileyip uzaklaştılar.
Polislerin gittiğinden emin olduğumda rahat bir soluk verdim. Kıvırcık saçlı, ama buğulu sesiyle insanı senfonide hissettiren adam hala karşımda dikiliyordu.
Daha fazla bu konumda kalmak istemediğimden hızla ayaklandım ve göz ucuyla sokağa baktım. Kimse yoktu. Elimin tersiyle alnımda biriken terleri silip soluklandım. Daha sonra tekrar kıvırcığa bakmadan, ellerimi balkonun tırabzanlarına yerleştirdiğimde ensemde bir ürperti hissetim. Nefesi saçlarımın arasına karışıyordu. Kısık sesiyle kulağıma doğru mırıldandı. "Bu sokağa ikinci kez girersen, gerçekten çıkışın olmayabilir Van Kızı.."
Bir anda tüm tüylerim diken diken olmuştu. Bedenim titrer gibi oldu. Sıcak nefesi ensemden uzaklaşmazken, sırtımda sert göğsünü hissediyordum. Bedeni ateş gibiydi.
Arkamdan hafif çekildiğini sırtımda hissettiğim gövdesinin yokluğuyla anlamıştım. Burada kalmak istemeyen yanıma ayak uydurdum. Tırabzanları sıkı sıkıya tutan ellerime güç vererek hızla bedenimi havaya kaldırdım ve aşağı yukarı iki metre alçakta olan sokağa atladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEON GECELER
Teen FictionBiz iki dengesiz; Adalet terazisinde denge arıyorduk. ㅡㅡㅡ Genç kız Rusya'dan kaçıp Türkiye'ye geldiğinde her şeye sünger çekmek zorunda kalmıştır. Gerçek adı dahil. Lena, dünyaca ünlü bir grafiti sanatçısıdır ve lakabı Van Kızı'dır. Kendisi grafit...