|⧒|X : T E R M İ N A L

7.8K 669 793
                                    

Redd - Kalpsiz Romantik


Mansionair - Easier (tanıtıma da koymuştum, buraya da koyuyorum. Klibi de, müziği de bu kurgu resmen agahsjjd)


Buraya bir şarkı da siz bırakın ~

Biraz hızlı geldim ama hızlı geldim diye salmayın kendinizi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Biraz hızlı geldim ama hızlı geldim diye salmayın kendinizi. Hala bol vote ve yorum bekliyorum sjsjdjx

Bu bölümden itibaren sınır koymaya başlayacağım. Lütfen anlayış gösterin. Kurgu listelerde yükselmezse keşfedilmesi de zor olacak. Her gelen bir yorum bıraksa, mütüşmel olur! 💘💦

Neyse, keyifli okumalar ☽


Değer görmemek, arka planda olmak pek tercihim olmamıştı hiçbir zaman. Ön planda olup gözlerin üstümde olmasını severdim daima; bir numara olmamak kaydıyla. Ama şimdi onlar göz önündeyken, karanlık bir otel odasından onlara yardımcı olmak, kendimi kötü hissettirmişti.

Grafiti benim tutkunu olduğum yegane şeydi. Maymun iştahlı birisiydim her zaman. Müzik zevkim bile net değildi. Pop, slow, chill, trap, caz ve rock hepsini dinlerdim. Kulağıma hoş gelen ne varsa.

Fakat bir tek grafitiden geçememiştim. Duvara zihnimi boşaltmak en rahatlatıcı yöntemdi benim için. Dertlerimi anlatan, dertlerimle yaşayan birisi değildim. Boş vermişlik hayat felsefemdi.

Dertlerimi, problemlerimi daima ertelerdim ve o hesaplaşma günü asla gelmezdi. Bir gün problemlerimin altında ezilecektim. Dertlerimin içinde boğulacaktım. Fakat bunun bilincinde olmama rağmen ertelemeye devam ediyordum. Akışına bırakıyordum her şeyi.

Sadece elimdeki boya duvarla buluştuğunda rahatlayabiliyor, az da olsa zihnimin sesini bastırabiliyordum.

Yüksek sesli müzik bir yandan bunaltıyor diğer yandan da rahatlatıyordu. Bugün hiç gelmediğimiz Solucan Deliği'ne gelmiştik. Kabul görme partisi kılıklı bir şeydi sanırım bu da.

Herkes içiyor, dans ediyor ve yine içiyordu. İçtikleri sadece içki değil, şeker ve uyuşturucu kılıklı sigaralardı. Herkesin kafası bir dünyaydı. Ve sanırım ortamdaki dumanlar benim de zihnime uğramaya başlamıştı ki biraz başım dönüyor gibiydi.

Alkolsüz kokteylimden içmeye devam ettim.

"Neden alkol almıyorsun?" Bu soru çaprazımda oturan Alparslan'dandı.

Omzumu silktim. Muhabbet edeceğim vasıfta biri değildi. O gün gerçekten ona karşı kin gütmeye başlamıştım. Ve her gördüğümde kinim tazeleniyordu.

Gözlerine bakmaya son verip dans pistine çevirdim bakışlarımı. Keyfim pek yerinde değildi bugün. "Senin burada ki işin ne Lena? Pamir'in namını düzeltmekten başka?"

NEON GECELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin