|⧒|VIII : E R V A H [Kısım 2]

8.6K 668 876
                                    

Yarış esnasında dinlemeniz için; Zayde Wølf - Heroes

Bölüm sonunda dinlemeniz için; Lea Michele - Run To You

Herkese merhabalar!
Ben geldim, hem de havai fişekli bir bölümle.

Bu bölüm için bol yorum ve vote bekliyorum!
Çünkü 5.000 kelimenin sizi tatmin etmediğini belirttiniz, bu sebepten ben de 7.000 kelime ile geldim.
Dün ful bu bölüm için çabaladım :D Ama değdi ;P

Çok keyif alarak yazdım, yazarken adrenalin benim bile kanımı kaynattı. Fakat yazdıkça aklımda olmayan şeyler vuku buldu. Bölüm sonunu hiç planlamadığım bir şekilde yazdım.
İçime de sindi hani!
Umarım siz de beğenirsiniz :D Biraz fazla mı fevri oldu bilemiyorum. Düşüncelerinizi o paragrafta görmek istiyorum 💘💦


Fazla uzattım, Keyifli Okumalar 🙌🏻

İkimizde merdivenden inmeden önce birbirimize baktık. Gözlerimize...

Ve Lex sordu. "Hazır mısın?"

Başımla onayladığımda elindeki siyah şapkayı başına geçirerek kıvırcık saçlarını gizledi.

Bir sonraki saniye birlikte merdivenlerden inmeye başlamıştık; tüm gözler üstümüzde ve tıklım tıklım dolu olan depodan tek çıt çıkmazken.

Merdivenlerden inmeye başladığımızda herkes sessizliğini koruyordu halen. Aklımda dolanan tek bir soru vardı. Neden bana kimliğini açık etti?

Yanında yürümeye devam ederken, birden soruverdim. "Neden bana kimliğini açık ettin?"

Omzunun üstünden bana döndü çok kısa bir an. Sonra önüne dönerek birkaç merdiven daha indi konuşmadan önce. Konuştuğunda ise bedenimi bir şaşkınlık silsilesi kaplamıştı. "Oyunları adil oynamayı severim."

Sırf benim kim olduğumu bildiği için, kimliğini bana açık etmişti. İstese bu yarışa kendi halinde katılabilirdi. İstese beni hiç dahil etmeyebilirdi. Ama bunun yerine oyununa beni de ortak etmişti.

İleride karşı karşıya gelecek birer rakiptik biz.

En hırslısından!

Ve mücadelemiz kesinlikle sıradan olmayacaktı. Sürüyle müsabakanın içine atılacak, sürüyle muharebeden sağ çıkacaktık. Ve müttefik olduğumuzu düşündüğümüz o anda, birer rakip olduğumuzu fark edecektik.

İşte o savaşta birimiz galip gelecek, diğerimiz ise mağlup olacaktı.

Sessiz kalarak nihayet biten merdivenlerin ardından kalabalığın açtığı boşlukta ilerlemeye başladık. Her şeyi planlamıştı Pamir. Hatta katılmayacağı bir yarışa benim yüzümden katılıyordu. Peki niye?

İşte o anda zihnimde cevabı yankılandı.

Rakibini tanımak için...

Müttefik değildik, hiç olmayacaktık belki de.

O Neon'un sahiplerindendi, istese Alparslan'ı devirecek güçteydi. Neon'u yönetmesini isteyen büyük bir topluluk vardı. Fakat o en önde olmak yerine ikinci planda kalmayı tercih ediyordu.

Herkesin ummadığı taştı, en afillisinden kafa yaracak olan.

Fakat ben içinde sakladığı cevheri görmüştüm. Belki tamamı değildi, belki ufak bir zerresiydi. Fakat gördüklerim bile onun kurnaz, işgüzar bir adam olduğunu anlamama yetmişti.

NEON GECELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin