2. Adaya Veda

481 22 37
                                    

Keyifli okumalar.

&

O gece, odama geri döndüğümde vakit gece yarısını geçiyordu. Bu odada dört yatak vardı ancak diğer üçü boştu. Derslerin bittiği günün akşamı ilk olarak buraya yeni gelen sarışın genç kız apar topar gitmişti. Adı Ciara'ydı. Akademiye geldiği günde mutsuz görünüyordu ve bu mutsuzluğu geçen aylara rağmen onu terk etmemişti. Sürekli geç vakitlere kadar pencere kenarlarında mahzunca otururdu. Gidişi onu sevindiren tek şeydi. Çok istemiştim onu böyle üzüntüye boğan derdinin kaynağını bulmayı ancak vakit yeterli gelmemişti doğrusu, bir kez olsun yanına gidip sormaya cesaret edememiştim. Sonrasındaki gün benden büyük olan iki kız ayrıldı odadan ve ben yalnız kaldım.

Yalnızlığın en güzel yanı odaya istediğim zaman girip çıkabilmekti şüphesiz. Uyumak zorunda da değildim. Lambamın ışığı kimseyi rahatsız etmezdi. Yatağıma oturup cebime koyduğum mektubu çıkardım ve yeniden okudum. Delora kısmını göz ardı ettiğimde beni çağırdıkları gerçeği gün yüzüne çıkarıyordu. Muhtemelen önceki sefer olduğu gibi Dern'de görüşecektik. Dern, Maksim adasının bağlı olduğu Portusva şehrinden oldukça uzakta küçük bir dağ şehriydi. Şehir gerçekte öylesine küçük ve ıssızdı ki tren istasyonuna sahip olmasa kimse onu tanımayacaktı bile.

Yatağımın altından küçük valizimi çıkardım. Birkaç parça temiz iç çamaşırı, elbise yerleştirdim. Tren yolculuğu uzun sürerdi ancak zirveleri karlı, yüksek dağlar arasındaki yolculuk sırasında etrafı gözlerken vakit hızla geçiyordu. Yine de okumakta olduğum tarih kitabını da valize koymak iyi fikir gibi gelmişti. Sonrasında gerekli küçük şeyler, zaten valizi fazlasıyla kaplamıştı. Son olarak yatak başımdaki gözden renkli kartı çıkardım. Serin çarşafa uzanıp kartı lambaya doğru tuttum. Bu, Amiralin zaferlerle dolu askerlik hayatının başlangıcından bir resimdi. Henüz genç olan Amiralin yüzünde sert ve toy bir bakış vardı. Hayat ona daha kibirlenme hakkını sunmamış olacak gözleri biraz mahzundu.

Amirali çantama koymayı biraz geciktirebilirdim. Valizi eski yerine bırakıp yatağa geri döndüm. Lambayı kapatmama rağmen aralık pencereden esen rüzgarla dışarıdaki soluk ışık içeri taşınıyordu.

''Acaba mesleğinizin başında yeni ve tecrübesiz biri olarak aklınızdan neler geçiyordu Amiral? Hayatınızın size sunacağı şeylere karşı heyecanlı mıydınız yoksa benim gibi içinizde her daim bir parça tedirginlik duyuyor muydunuz?''

Gece hala sürerken kapım olağan sayılmayacak şekilde vuruluyordu. O an irkilerek kendime geldim. Kolum, üstüne uzandığımdan uyuşmuştu. Uyuyakaldığımı fark edince doğruca elimde unuttuğum kartı aradı gözlerim, neyse ki elimden zemine düşürdüğüm için resme hiçbir zarar gelmemişti. Hızla onu güvenli bir yere yerleştirip kapıya koştum. Yatakhanede görevli hanım, elinde tuttuğu lambanın bana sunduğu telaşla parlayan gözleriyle karşımdaydı.

''Sizi alacak kişiler gelmiş, müdire hanım hemen doğru düzgün hazırlanıp girişteki salona gitmenizi istiyor. Eşyalarınızı hazırladınız mı çocuğum? Yardımcı olabilirim.''

Ellerim kapı kolunda kalmıştı. Şaşkındım. Diğer zamanlarda her daim gecikmelere uğrayan akademiden ayrılışımın şimdi böylesine göz açıp kapayıncaya dek gerçekleşmesi, beni ürkütmüştü. Mektupta yazmayan kötü bir şey mi vardı? ''Şimdi mi gideceğim? Müdire yarın gidebileceğimi söylemişti.''

Görevli hanımefendi, tüm telaşına karşın anlayışla tane tane konuştu. ''Sanırım vakitte bir karışıklık olmuş. Sizi almaya gelenler, sabah yedideki gemiye yetişmek zorunda olduğunuzu söyledi. Lütfen acele edin.''

KIRIK KARAMELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin