34. Sahtekâr

128 10 38
                                    

Sevgili Okurlar, özellikle son günlerde okunmalar arttığı halde oylar ve yorumlar azalmaya başladı. Açıkçası böyle okuyup sessizce kaçan okurlardan hiç memnun değilim. Ricayla da bu işler olmuyor siz de görüyorsunuz. Haliyle...

Yeni bölüm için 10 oy ve 5 farklı kişiden yorum gerekiyor. Yani sözün özü siz bilirsiniz.

Keyifli Okumalar!

&

Aydınlanmaya başlayan havada sabah meltemi açık pencerenin önündeki perdeleri uçuşturuyordu. Kar gece hafif hafif başlamış ve günün aydınlanmasını beklemeden üstümüzden çekilmişti. Kış güneşi dedikleri şeyi yeni seçiyordum, ısıtmayan bir ışık demetinden ibaretti. Belki de bu yüzden dışarıda tek bir kuş bile seçememiştim.

Kuşlar sıcak iklimlere göç etmişti Amiral.

Kapının aralanma sesini duydum bu sırada, ses çıkarmaktan korkarak yavaşça hareket eden biri geziniyordu odada. Beni uyuyor sanıyorlardı. Halamın doktorunun verdiği uyku ilacını aldıktan sonra kısa bir süre kendi isteğimle gözlerimi kapattığımı, geri kalan tüm saatlerde yatakta uzandığım yerde hiç kıpırdamadan pencereden dışarıyı seyrettiğimi bilmiyorlardı. İlaç sadece bedenimdeki uyuşukluğu arttırmış, kaslarımı tabaktan zorlukla çıkacak bir pelte kıvamına getirmişti. Bayan Wolf'un tokadının ardından ağlayıp sızlamayı bıraktığım gibi göğsümdeki şiddetli çarpıntı da kaybolmuştu. Şimdi geriye kalan, göğsümdeki bu katı ağırlıktı. Nefes aldıkça içime batarak kendini hissettiriyordu.

Zihnim ise herkese ve her şeye inat ederek uyanıklığını korumuştu. Öyle ki yatağın başındaki Bayan Wolf'un düzenli nefeslerinden, arada beni kontrol etmeye gelen Belinda halamın küçük fısıltılarından ve nihayet büyükannemin gönderdiği birinin Bayan Wolf'u birkaç kez çağırmasından haberdardım. Dikkatimi pencerenin çizdiği sınırların ötesinde beyaz bir örtüyle ışıldayan araziden hiç ayırmasam da zihnim yine kendi taleplerini benden bağımsız yerine getirerek hassaslaşmıştı. Bu yüzden Belinda halamın kaygıyla incelmiş, yorgun sesini çok açık seçtim.

''Zavallı çocuk... Hiç uyandı mı?''

''Hayır.'' dedi Bayan Wolf, bana her daim sarsılmaz gelen sesi şimdi bir başkaydı ancak soğukkanlılığından taviz vermiyordu. Beni güneşin yeniden doğacağına inandıran şey de buydu. O söylemişti ve ben inanmıştım.

''Pencereyi neden açtınız? Üşüyecek.''

Benim tarafıma ilerleyen adım sesleriyle hızla gözlerimi kapattım. Pencerenin kapatılmasını istemesem de konuşmaya hiç tahammülüm yoktu. Aynı anda ''Bırakınız açık kalsın.'' diyen Bayan Wolf'u duydum. ''Hava alması daha iyi olur.''

Belinda halam isteksiz bir onay mırıltısıyla pencereden bana yaklaşmıştı. Sıcak ellerinin yüzümde gezindiğini hissettim.

''Yemek için kaldırsak mı? Ne dersiniz?''

''Uyuması şimdilik en iyisi.''

''Öyle ya... Keşke yıkandırıp yatırsaydık. Şu geceliğin haline bir bakın.''

''Mühim olan dinlenmesi.''

Tüm bu anlarda Bayan Wolf'a büyük bir minnet besliyordum. Nihayet Belinda halam üstümden çekilerek odanın diğer tarafına geçince gözlerimi araladım. Biraz sonra kapı açılıp kapandı. Demek ki Bay Suvorin'den hala haber yoktu. Şehir merkezindeki hastaneye ulaştığı edindiğim son bilgiydi. Gözlerim dolmak ister gibi kıpırdandı, tek bir damla yaş bile üretemeyen göz bebeklerim küçük bir yangın çıkardı. Neyse ki pencereden esen sert rüzgar yüzüme çarptığında yüz kaslarım eski donukluğuna geri kavuşmuştu.

KIRIK KARAMELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin