30. Karşılık

96 11 54
                                    

Keyifli Okumalar!

&

Beni perşembeye götüren iki gün sandığımın aksine hiç kolay değildi Amiral.

Midem bomboş bir halde tüm kasılmalardan arındığında güneş doğalı epey oluyordu. Kahvaltı geceki davetten yatıya kalan misafirler sayesinde yemek salonunda servise açılmış, öğle öğünüyle birleştirilmişti. Büyükannemin uyanık ve serada çay içmekte olduğunu öğrenince gece yarısı biten davet sebebiyle hala herkesin uykuda olduğu ıssız malikanede başıboş gezinmekten vazgeçerek yanına çıktım.

Sera, karşılaşmayı ummadığım kadar kalabalıktı. Halalarım ve Bayan Wolf küçük bir çeşmenin aktığı masa başında yerlerini almıştı. Nora halamın gözleri yaşlarla doluydu. Büyükannem öfkeyle kızarmış yüzünü yelpazesiyle rahatlatıyordu. Gelişimi fark etmeden diğerleriyle yaptığı heyecanlı konuşmaya devam etmişti.

''Rezillik! Tam anlamıyla rezillik! İnanamıyorum nasıl bu kadar alçalabildi?''

''Anne, lütfen...'' Nora halamın cılız sesi ağzından çıkar çıkmaz yok oluyordu adeta. Büyükannemin onu duymasının imkanı yoktu. ''Dediğimi duydunuz.'' dedi sertçe. ''Doktora muayene olmayı kabul edip bu iddiaları yalanlamadan bir daha bu eve gelmeyecek. Siz de irtibat kurmaya çalışmayacaksınız onunla. Tanrı aşkına, bu kadar misafirin ortasında daha ne kadar aşağılanabiliriz?''

Kimden bahsettiğini tahmin etmek bana acı veriyordu Amiral ama cevabı biliyordum. Nitekim çok geçmeden bu sinirli ev konseyinin ardından Rosa bana vaziyeti açıklamıştı. Küçük Leo hırsla annesinin saçına asılıp ondan ilgi talep ederken o tüm hararetiyle benimle konuşuyordu.

''Kont, Avery'nin odasında genç bir kıza ait olmaması gereken şeyler bulmuş. Ne olduğunu tam bilemiyorum, Bayan Sulla kimseye söylemiyor ama duyduğum kadarıyla kont çiftliğe doktor çağırmak isteyince Avery ile aralarında tartışma çıkmış ve Avery çiftliği terk etmiş. Sanırım şimdi kasabada. Her zamanki gibi kendi keyfine bakıyordur ama aptallık yaptı bu sefer. Gräfin ünvanını elinin tersiyle silkeleyip attı.''

Leo nihayetinde şiş parmaklarına iyice doladığı bir tutamı çekince Rosa konuşmayı kesti ve oğluyla ilgilenmeye döndü. Anlattıkları büyük muğlaklık içeriyordu. Tek çıkardığım sonuç, Avery'nin bir şeyleri gizlediğiydi ve her neyse Bay Suvorin buna ortaklık ediyordu.

Seradaki aile konseyinden daha çok ayrıntıyı kötü bir karşılaşma sonucu edinmiştim. Lukas Zimmermann'la -yani uzun boylu genç Zimmermann'la- bastıran kar yağışı sonucu dışarı çıkamayınca evin içinde küçük bir gezintiye çıkmıştık. Onun bana hediye vermek için getirdiği el çantası büyüklüğündeki beyaz tüylü bir süs köpeği bize eşlik ediyordu. Biraz dinlenmek amacıyla girdiğimiz kütüphanede Diana kendi dedikodu konseyinin başındaydı. Talihsiz karşılaşma burada gerçekleşmişti.

''Bir bebek düşürmüş.'' diyordu daha önce hiç tanımadığım, A dilini konuşma şeklinden D'li olduğu anlaşılan genç bir kız sesi. ''Çiftlikte kalıyorum ben. Graf'la kavga ettiklerini bizzat duydum. Uşaklar kimseyi o kata çıkartmadı bile. Ama Avery'nin kapı çarpma sesiyle tüm ev yankılandı. Apar topar atına binip gitti. Kimseyi gözü görmüyordu. O gittikten sonra Graf'ın yakın dostlarından Bay Camber çıktı yanına, biraz sonra birlikte aşağı inip arabayla gittiler çiftlikten. Hizmetçilerden biri söylüyordu gizlice, bebek düşürmek için ilaç içtiğini Graf fark edince olmuş tüm bu olanlar.''

İstemsizce boğazımdan yükselen iniltiyi bastırmak adına dudaklarımı ısırmak yeterli değildi, elimle kapatmıştım ağzımı. Tanrı aşkına, duyduklarım gerçek olamazdı. Gözlerime dolan yaşlar eşliğinde Diana'nın küçük kahkahasını duydum.

KIRIK KARAMELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin