10. Varış

245 14 9
                                    

Keyifli okumalar!

&

''Bu duvarlarda bir eksik var. Evet, buldum. Küçük mermer heykeller her ne kadar bu eksikliği kapatmaya çalışsa da hala eksik! Tablo yok! Bir tane bile... Ah, Amiral, şu sizin ressam hanımefendi burada olsaydı bu siyah beyazlık karşısında nutku tutulurdu. Sahi buradakilerin gözleri nice zamandır güzel bir renk şöleni çekmemiş olmalı. Yolculara değil sözüm, onlar ve biz yarın gemiyi terk edeceğiz. Ne yarını? Neredeyse gün doğacak, yani bu sabah. Peki ya Berberoka'da çalışanlar, bize burada yardımcı olan hanımefendi Mary?''

Gözlerimi kapanmaya zorlamakla geçirdiğim vaktin sonunda pes etmiş, yatağın karşısındaki duvarı izliyordum. Bayan Wolf'u uyandırmamak adına fısıltılarım dudaklarıma yapışmıştı adeta, yine de susmam gerektiği halde ağzımı kapatamamıştım. O zaman duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Kalbimdeki ağırlık yerini terk etse belki hemen uykuya dalardım. Yorgun olmalıydım. Biraz sessizliğe kulak verdim.

''Dalgalar burada adadan daha farklı şeyler söylüyor. Duyuyorum Amiral, sizce bu kez bana ne söylüyorlar? Hala sizi bulamadım, acaba dalgalar sizi yutmuş olabilir mi? Belki de arsızca bunu dile getiriyorlar, eğleniyorlar benimle.'' Kendimi yatağın ortasına devirdim. Elim göğsümün üstüne yerleşince oradaki hareketliliğin ne kadar ürkütücü olduğunu fark ettim. ''Yarın eve ulaşacağım. Bunu uzun süredir rüyamda bile görmemiştim. Eminim bu yüzden kalbim bana ihanet ediyor.'' Konuşmak, Amiralin resmi olmadan eksik hissettiriyordu. Buna rağmen onun sözlerini işitebiliyordum kafamda.

''Muhakkak yolculuk heyecanı son gün çarpmış olmalı.'' diyordu, sanki bugün biraz acımasızdı. Resmini kaybettiğime kızgın olmalıydı. En sevdiği, gençlik resmiydi. Amiralin başlangıcıydı. ''Ya da Bay Camber'in söyledikleri mi?''

''Ah hayır Amiral.'' dedim, sesimdeki dalgalanmadan hiç hoşnut değildim. ''Ben zaten yüzükleri sevmem ki... Paltoyu da geri verdim bakın. Biraz vakit geçse de ısındıktan sonra hemen yaptım bunu. İlgili kişi bana ulaştıracaklarını söyledi. Bay Suvarin çoktan gemiden ayrılmıştı. Üstelik onu bir daha görmeyeceğim için yolcular dedikoduların ne kadar asılsız olduğunu görecekler... Aslında Mika'yı yeniden görmeyi çok isterdim ancak onlar birlikte yolculuk yapmaya alışık gözüküyorlar, bu yüzden en iyisi onlarla hiç karşılaşmamak. Sonra yaşanılan tüm bu tatsızlıklar geride kalacak. Ben eve trenle döneceğim ve yanımda güzel anılar getireceğim aileme dair. Kışa dair.. Hatta bu yeni anılar öylesine güzel olacaklar ki bana dört beş sene yetecekler. Böylece sonraki ziyaretimde ben daha akıllı ve uslu biri olacağım. Hiç hata yapmayacağım. Büyükannem ve diğerleri gitgide bana daha çok alışacak ve sonra...''

''Bayan Sulla siz uyumuyor musunuz?''

Bayan Wolf'un sesini duyunca mırıldanmayı derhal kestim. Karanlıkta gecelik eteğinin dalgalanışını gördüm. ''Karmel, çocuğum uykunuz mu kaçtı?''

Sesi, bu kez son derece şefkatliydi. Yatağıma oturmuştu. Ben bakışlarımı kaldırmaktan, onunla göz göze gelmekten çekiniyordum. Bir süre bu şekilde kaldık, ikimiz de en küçük bir hareket ve sözden sakınıyor gibiydik. Sonunda sormak isteğim ağır bastı.

''Bayan Wolf sizce, onları yani büyükannemleri Delora'da ziyaret etmem uygun olur mu?''

''Tabi ki.'' dedi Bayan Wolf, başımı yastıkta kaydırarak görüşümü ona çekmiştim. Şaşkın gibi durmuyordu ancak çatılan kaşlarından bunun birdenbire nereden aklıma geldiğini merak ettiğine dair düşündüğü belliydi. Ona Zoya'nın sahibiyle yaptığım konuşmayı anlatamazdım. Paltoyu güvertedeki centilmen bir beyefendiden ödünç aldığımı söylemiştim.

KIRIK KARAMELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin