5. Karamel Şekeri

322 16 4
                                    

Keyifli okumalar!

İnce yazılar Karmel'in anlamadığı S dilindedir, zaten bölüm içinde göreceksiniz.

&

Berberoka'ya karşı fazla heyecanlı olduğumu itiraf ediyordum. Evet, doğu tren vagonlarının hakkını yemiştim doğrusu. Orada bir kez bile düşündükçe beni daha çok kaygılandıran kötü bir anım olduğunu hatırlamıyordum. Oysa Berberoka'daki ilk günüm talihsiz bir kazayla sonuçlanmıştı.

Elbette, bir çocuğu ve bir köpeği kurtardığım için değildi üzüntümün nedeni ancak hemen ertesi gününde yataktan kalkamayıp kendimi ateşler içinde bulunca Bayan Wolf telaşla doktoru çağırmaya gitmişti. Böylece yolculuğumun ikinci ve üçüncü gününü tamamıyla yatakta geçirmek zorunda kalmıştım.

Ziyaretime gelmek isteyenlerin olduğunu Mary söylemişti. Mary, gemide bizimle ilgilenen orta yaşlı hanımefendiydi ve onun duyduğuna göre Bayan Wolf bu konuda kesin bir retle dinlenmem gerektiğini iletmişti bu nazik insanlara. Gemi kaptanından gelen çiçek buketini vazoya yerleştirirken biraz sohbet etmiştik.

''Bayan Wolf sizin adınıza karar verdiği için ona kızdınız mı?'' diye sormuştu gülümseyerek.

''Kesinlikle hayır.'' demiştim. ''Kendisi beni düşünüyor.'' Doktorun verdiği ilaçlar beni gerektiği gibi sersemletse de ilk günün ardından yataktan ayrılacak gücü bulduğumu sanıyordum. Yine de Bayan Wolf aksi konusunda ısrarcı çıkmıştı.

Kaptanın gönderdiği demet renk renk güllerden oluşuyordu. Kokuları uzaktan dahi muhteşemdi. Mary, onları vazoya koymadan evvel bu güzel kokuyu bol bol içime çekmiştim. Üstelik odamda başka çiçek buketleri de vardı. Hepsi ayrı ayrı güzellikte göz alıcı görünüyordu.

''Çocuklarını kurtardığınız için fazlasıyla minnettar Camber çifti bu büyük demeti yolladı. Beyaz orkideler ise D'li saygın diplomat ve eşinden geliyor.'' dedi Mary ben yatağımın karşısına sıralanmış çiçekleri incelerken.

''Aksini ummazdım.'' dediğimde ikimiz de gülümsememizi bastıramamıştık. O sırada gözüm çiçek buketlerinden sıyrılan siyah kutuya çarptı. Mary ile gözlerimiz kesişince o çiçekleri itekleyerek kutuyu eline aldı ve üstündeki kartı okudu hızla.

''Ne yazık ki gönderen hakkında fikir sahibi olabileceğimiz hiçbir şey yazmıyor.'' dedi. Kutuyu bana uzatmasıyla yatakta doğrularak ondan almış, yavaşça dizime yerleştirmiştim. Benim aklıma da pek kimse gelmiyordu.

Mary ''Neden açmıyorsunuz?'' diye sordu, beyaz orkideleri diğer çiçeklerden ayırarak odanın en görünür yerine bırakmıştı. Gözlerini, sessizliğim üzerine bana çevirdiğinde ''Lütfen orkideler papatyaların yanında kalsın.'' demek geldi içimden. ''Eminim birlikte daha mutlular.''

Mary bu ricama anlam veremediğini bakışlarıyla gösterse de beni kırmayarak orkideleri eski yerine götürdü. Orkideler ve papatyalar... Sonuçta her ikisi de toprağa tutunarak hayat buluyordu. Neden aralarında bir ayrıma gerek vardı ki? Renkleri ve kokuları birbirine yakışıyordu.

Kutuyu açtığımda beni kahverengi dolgularıyla iştah açıcı şekerler karşılamıştı. Birini kağıdından sıyırıp ağzıma attım. ''Hayatımda yediğim en tatlı şey!''

Mary hayretime gülümsüyordu. ''Karamel şekeri.'' dedi.

''Karamel,'' Kendimi tutmasam çocuk gibi kıkırdayacaktım. Adıma çok benziyordu. Karamel ve Karmel... Bir an bunu Mary ile paylaşmak isteyerek ona kaldırdım yüzümü, o odadaki işini bitirmiş çıkmak üzereydi. Konuşmak üzere olduğumu anlayarak duraksadığı o an Bayan Wolf'un uyarısını hatırladım. Adımı kimseyle paylaşamazdım.

KIRIK KARAMELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin