39. Rüzgarın Sesi

184 12 36
                                    

Gecikme için üzgünüm. Olay gidişatında yahut karakter gelişiminde sıkıntı görürseniz bana yorum atmaktan çekinmeyin okurlarım. 

Oy sınırım 7. 

Bol bol yorum da gelse tadından yenmez.

Keyifli Okumalar!

&

Camekanın gerisinde demirden bir yığın halinde duran lokomotif nihayet buhar püskürtmeyi kesmişti ki istasyon bu kez yolcuların sesiyle doldu. Gürültüden korkarak ahizeyi kulağıma bastırdım. Yanaklarım alev alev yanıyor, sırtımdan ter boşalıyordu. Bayan Wolf siyah kabanıyla camekanın girişinden geçerken beni görmemesi için dualar ediyordum ancak etrafına dikkatle bakınan gözleri içeriyi seçtiğinde derhal kapıya yöneldi.

"Neredesin?"

Bekleyişin ardından sesini yeniden duyduğumda kalbim duracak sandım. Herhangi bir duygu barındırmasa da duyularımı altüst etmeye yetiyordu. "İstasyonda." dedim, yaşadığım güç vaziyete karşı nasıl dilimin dolanmadığına şaşkındım. "Trenim geldi. Bayan Wolf yanımda. Gidiyorum."

Bayan Wolf isminin ağzımdan çıkışına eş zamanlı olarak yanımdaydı. Kolumu kavrayarak bana çevirdiği öfkeli ifadesinden kaçabilmenin bir yolu yoktu. "Kiminle konuşuyorsunuz? Bırakın şunu artık." Telefonu kolumdan çekip alacağı sırada Bay Camber'ın sesi araya girdi. "Malikaneden arıyorlar. Acil."

Ona tüm kalbimle minnettardım Amiral. Bunu yüzüme ne kadar yansıtabildiğimi bilmiyordum elbette. Her geçen saniye heyecanımı katlarken ahize yeniden sesle doldu. "Mika, başkente gitmek üzere bir saat önce istasyona yola çıktı. Arabası şu an orada olmalı. Dışarıda aracı bulup şoföre bana gelmek istediğini söyle. Seni bekliyorum."

Söylediklerini zihnimde tartma gereği duymadan "Tamam." dedim çabucak. İyi bir zamanlamaydı çünkü lafımın ardından telefon ani bir darbeyle parmaklarımın arasından kayıp gitmişti. "Kiminle konuştuğunuzu anlamadığımı mı zannediyorsunuz?" Bayan Wolf'u hiç bu kadar kızgın görmemiştim, iri iri açılan koyu gözleri üstüme dikilmişti. "İnanamıyorum! Sizi terk eden biri için niye kendinizi paralıyorsunuz?"

"Bu sizi ilgilendirmez." diyerek Bay Camber ağzını açacak olduğunda bu kez o bu öfkeden payını aldı. "Asıl sizi ilgilendirmez! Siz kimsiniz? Nasıl aşağılık işlere aracılık ediyorsunuz?"

Fırsattan istifa ederek kapıya hedeflenen gözlerimle yavaş yavaş onlardan sıyrılmak üzere birkaç adım attım. Zihnim kazan gibi kaynıyordu. Buna rağmen içimde duyduğum istek vücudumu ayakta tutuyordu. Hafifçe sıradaki adımdaydım ki Bayan Wolf beni fark etti ve canımı yakma pahasına kolumu sıkıca tutarak beni camekandan dışarı sürükledi. Bay Camber'ın arkamızdan yükselen sesini duydum ancak Bayan Wolf zerre üstüne alınmadan ilerleyişini sürdürüyordu.

"Pis aşağılık herif! Demek sizi hala rahatsız ediyor." Şimdiye dek onun bu kadar korkunç bir güce sahip olduğundan habersizdim. Neredeyse kolumu kıracaktı. Kalabalıktaki kişiler arasında kabaca vücut hareketleriyle kendi yolunu çiziyor, diğer yandan söyleniyordu. "Ne dedi size? Ne konuştunuz? Yoksa gel mi dedi? Peki ya siz ne dediniz? Köpek gibi o gel deyince geliyor git deyince gidiyor musunuz?"

Yüzüm birbiri ardına yaşlarla yıkanıyordu. Darbelerimi hiç hızını kesmeden kırıyordu. Arada durup hayret içinde bize bakanlar vardı. Gerçekten dışarıdan ne kadar tuhaf göründüğümüzü tahmin edemiyordum. Bir an içimden çığlık atmak geldi. Yardım edin, diye bağıracaktım neredeyse ancak bundan daha iyisi oldu. Malikaneden tanıdık birkaç sima yakınlarımızda belirdi, bir kadın durumdan endişelenmiş olacak ki yolumuzu kesti. Bayan Wolf bu beklenmedik gelişmeyle afallarken o aralık hızla kolumu çektim ve arkama bakmadan aksi istikamette koşmaya başladım.

KIRIK KARAMELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin