SEVEN

9K 820 3.1K
                                    

Harry kulağında telefonla istemsizce sırıtarak mutfak masasına doğru giderken, Nathan ve Noemi'nin çoktan oturmuş akşam yemeklerini yiyor olduğunu gördü ama umursamadı. Sadece hattın öbür ucunda kendisine o günkü doktor randevusunu anlatmakta olan Louis'ye odaklandı.

"Peki şimdi evde misin?" diye sordu ve Noemi'nin yanındaki sandalyeye oturdu. Louis ona "Evet." diye cevap verdi. "Andy'e yemeğini yedirmeye çalışıyorum ama durumumuz pek iç açıcı değil."

"Kolun mu zorluyor yoksa Andy mi?" dedi Harry. Telefonunu kulağıyla omzunun arasına sıkıştırdı ve ortada duran makarnanın bir kısmını kendi tabağına döktü.

"Andy zorluyor. Onu biliyorsun, yemek istemiyorsa, yemez. Tanrım, bu çocuğun ergenliğini bir düşünsene!"

Harry onun söylediğine kahkaha attı. "Başa çıkabileceğinden eminim." diye mırıldandı. "Kolun ağrıyor mu?" O sırada evin kapısı çalmaya başladı ama o kalkmaya tenezzül bile etmeden makarnasını yemeye devam etti.

Louis "Hayır. Ağrım hiç yok. Tek sorun hala hareketlerimin kısıtlı olması." diye cevap verdi. Harry onun görmeyeceğini bile bile gülümsedi. "Yakında o da geçecek. Haftaya seni Brady ve Andy ile birlikte oyunlar oynarken görürsem hiç şaşırmam."

"Oyun oynayan bir adama mı benziyorum?" dedi Louis sahte alınganlıkla. Harry kıkırdadı. "Hey hey hey, inkar etme. Evinde golf sahası var senin." Louis "Yakalandım, lanet olsun." dedi ve Harry'nin bir kez daha kahkaha atmasına sebep oldu.

Kapıyı açmaya gitmiş olan Nathan mutfağa geri döndü. Yüzü kireç gibi bembeyaz olmuştu. "Polis." diye tısladı öfkeli bir şekilde Harry'e bakarak. "Polisler seni soruyor."

Harry şaşkınlıkla etrafına baktı. "Şey, kapatmam gerekiyor. Seni sonra arayacağım." dedi ve Louis hiçbir şey diyemeden telefonu kapattı. Noemi ile Nathan'ın meraklı bakışları arasında kapıya yürüdü.

Önünde 5-6 tane polis görünce yutkundu. En yaşlı olan polis "Harry Styles?" diye sorduğunda başını salladı. "Evet, benim."

"Savcılık izniyle evinizi aramaya geldik." dedi adam ona bir kağıt göstererek. Harry izin vermekten başka çaresi olmadığını bilerek geri çekildi. "Tamam."

Böyle bir şeyi ilk defa yaşıyordu ve nedeni hakkında hiçbir fikri yoktu. Yaşlı olanla birlikte genç polislerin de içeri girmesini çaresizce izledi. Koltukların yastıkları, televizyon sehpasının çekmeceleri, hatta halıların altı aranırken evde ne bulmaya çalıştıklarını bilmiyordu.

Aramanın devam ettiği yarım saat içinde Noemi hiç konuşmadı. Ama Nathan, yarım saatin sonunda artık polisler çiçek saksılarını bile arıyorken çileden çıktı.

"Önce kardeşimin evine çöktün. Sonra buraya gelen takım elbiseli bir adamın beni tehdit etmesine sebep oldun. Eve hiçbir yararın olmadığı gibi burada yiyor içiyor yatıyorsun, iş aramayı bıraktın. Şimdi de evimizi polisler arıyor. Nasıl bir boka karıştığını bize anlatacaksın yoksa yemin ederim daha fazla sabredemeyeceğim. Haksız mıyım Noemi?"

Nathan gibi Harry de Noemi'ye döndü. "Çocuğun üstüne gitme." dedi Noemi Nathan'a istemeye istemeye. Sonra Harry'e baktı. "Ama gerçekten tüm bunların sebebini bilmeye hakkımız var Harry. Seni sevdiğimi biliyorsun, burada bizimle yaşamandan da çok memnunum. Ama şu an evim polisler tarafından aranıyor."

Normalde Noemi her zaman buradan 'evimiz' diye bahsederken, ilk defa vurgulayarak evim dediği için, Harry kendini hiç olmadığı kadar sığıntı gibi hissetti. Burada daha fazla kalamayacağının farkındaydı. Artık Noemi de Nathan gibi düşünüyor olmalıydı.

PERMANENT MIDNIGHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin