FORTY-FOUR

8.8K 589 1.4K
                                    

Sabahın saat beşinde hem Harry'yi hem de Louis'yi uyandıran şey, odada yankılanan telefon sesiydi. Louis kesinlikle uyanmak istemedi. Elini komodinin üzerinde gezdirerek telefonu buldu, rastgele düğmelere basıp çağrıyı sonlandırdı ve Harry'nin karnına sardığı kollarını daha da sıkılaştırdı. Bu onun kalkmak istemiyorum hareketiydi.

Bir kez daha telefon çalmaya başlayınca bu sefer Harry rahatsız oldu. "Louis, telefonun çalıyor." diye mırıldanıp başını yastığa bastırdı. Böyle yapınca sesin azalacağını ummuştu ama hayır, hala rahatsız ediyordu.

Louis mecburen gözlerini açtı. İstemeye istemeye kollarını ondan ayırdı, telefonu alıp kimin aradığına bile bakmadan çağrıyı cevapladı. "Ne var?"

"Paketler tuhaf, el jefe." Duyduğu sesin kokain taşıyıcı şoförlerinden Jon'a ait olduğunu anlayınca yavaşça yattığı yerde doğruldu. "Ne?"

"Kokain paketleri, el jefe. Her zamankinden daha hafifler. Kolileri evden alıp kamyona yüklerken fark ettim. U.S 41 karayolunda arabayı kenara çektik. Bobby'yi tartı bulmaya yolladım, senin de haberin olsun istedim."

"Siktiğimin Lance'ine her arabaya bir tartı koydurmasını söylemiştim." dedi Louis sinirle. Sonra yanında Harry'nin de olduğunu hatırladı, onu rahatsız etmemek için ayağa kalktı. "Bekle, birazdan arayacağım seni." deyip telefonu kapattı.

O altına dolapta bulduğu ilk pantolonu giyerken Harry de doğruldu, baş ucundaki lambayı yaktı. "Ne oldu?"

"Ufak bir sorun var, önemli değil. Sen yat."

"Bir yere mi gideceksin?" diye sordu Harry onu dinlemeyip ayağa kalkarken. Meraktan uyuyamazdı ki.

"Bilmiyorum. Duruma el koymam gerekebilir."

"Kiminle konuşuyorsan ara tekrar, ben giyinmene yardım ederim." Harry de onunla birlikte dolabın karşısına geçti, gömleklerin bulunduğu askılık tarafını açtı. Siyah renkli, kısa kollu gömleği eline alıp askıdan çıkarttı, yatağa bıraktı. Onun üstüne de gri bir ceket ve gri kravat buldu.

Bu sırada Louis tekrar telefonunu eline alıp birini aramıştı. Aradığı kişiye söylediği ilk şey "Russo, kokain torbaları neden hafif?" oldu. "Şoför aradı. Paketler normalden daha hafifmiş."

Muhtemelen uykusundan uyandırılmış olan 'Russo' Louis'ye bir şeyler söylerken Harry gömleği onun boştaki kolundan geçirdi. Louis telefonu diğer eline aldı, böylece sevgilisi ona gömleğin öbür kolunu da giydirebildi.

Adam ona açıklamalar yaparken Louis onu susturup "Birileri kendini benden akıllı sanıyor." dedi. "Umarım birden çok kişinin derisini yüzmek zorunda kalmam. Fabrikayı ve çalışanları seviyorum. Hiçbirinizin cesedini yakmak istemiyorum."

Harry telefondaki adamın "Fabrikada sorun yok, yemin ederim." diye bağırdığını duydu. Konuşulanı duymazdan gelmek için gözlerini kırpıştırdı, gömleğin düğmelerini ilikleme işine geri döndü.

Louis sonunda telefonu adamın suratına kapattı ve yeniden şoförünü aradı. Uykusu tamamen açılmıştı. "Jon, fabrikada sorun yok."

"El jefe, paketlerde bir hata olduğundan eminim."

"Bobby gideli ne kadar oldu?"

"On dakika kadar oldu. Bisikletle gidiyor. Kamyonu sağa sola götüremezdik, bazı bölgelerde polis kontrolleri var."

Louis'nin sinirden kaşları çatıldı. "Bobby bisikletle bu saatte bir yerlerden tartı bulabilsin diye mal öylece karayolda bekliyor, öyle mi? Lance piçini elime geçirdiğim an geberteceğim."

PERMANENT MIDNIGHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin