PERMANENT MIDNIGHT

FINAL

Danny Prado.

Tony Carlos'un Louis'ye verdiği isim buydu. Akşam arayacağını söylese de ertesi gün sabah onda aramıştı, adamın ismini söyleyip çağrıyı sonlandırmıştı. Louis de Danny Prado hakkında araştırmalar yapmaya başladı.

O saatlerde Harry duştaydı, Andy ise hala uyuyordu. Tatile geldiklerini sandığı için gece boyunca kıkırdamış, odanın içerisinde koşuşturup oynamış, sonunda da uyuyakalmıştı. Bir ara Winston'ın adını da sayıklamıştı, onu istediğini söylemişti ama Louis Brady ve Winston'ı Rob'a emanet etmişti, buraya getiremezdi.

Evinin etrafındaki korumalarla sürekli iletişim içindeydi. Etrafta kuş uçsa haberi oluyordu. O ev onun ilk mülküydü. Miami'ye gelip para kazanmaya başladığında satın aldığı ilk şey. Ona zarar gelmesine asla izin vermezdi.

Lion'ın, yani mafyaya ait hizmet servisinin konaklama hizmetinden Louis daha önce iki kez daha yararlanmıştı. İkisi de devletle anlaşmalı olduğu suikastlar içindi. Otel odalarındaki takip edilemez internete sahip bilgisayarların, yüzde yüz koruma koruma garantisinin faydasını çok görmüştü. Şimdi de oğlunu ve sevgilisini güvenle bırakabileceği tek yer buraydı.

O bilgisayara bağladığı yazıcıdan bazı bilgilerin olduğu birkaç kağıt çıkarırken Harry banyodan çıktı. Kıyafetlerini orada giymiş, saçlarına bir havlu sarmıştı. "Ne oldu? Buldun mu adamı?"

"Buldum, gel."

Harry onun yanına bir sandalye çekti, Louis ise yazıcıdan çıkardıklarını birer birer eline aldı. İlk kağıtta adamın fotoğrafı vardı. "Danny Prado." dedi. "Ünlü bir bankanın CEO'su. O bankayla Cumhuriyetçi Destek Grubu önceleri finansal işbirliği içindeymiş. Danny Prado CEO olduğu zaman anlaşma bozulmuş."

"Tony Carlos onu öldürmeni istiyor çünkü adam Cumhuriyetçi Destek Grubuna sponsor olmayı kabul etmemiş, öyle mi?"

"Aynen öyle."

Harry fotoğrafa dikkatle baktı. Hafif kilolu, kır saçlı, muhtemelen kırklı yaşlarda bir adamdı. "Bu adamın tek suçu hükumet yanlısı olmak mı?"

"Evet, muhtemelen." Louis diğer kağıtları önündeki çalışma masasına yaydı. "Bu akşam, saat dokuzda bankanın bir kokteyl daveti var. Şehir merkezindeki balo salonunda." deyip internetteki harita uygulamasından alınmış bir kuş bakışı haritayı gösterdi. "Şu binaların çatısından balo salonunun güney cephesi tamamen görünüyor. Bir keskin nişancı tüfeği yeterli olacak."

Harry birkaç saniye boyunca hiç sesini çıkarmadı. Öylece adamın fotoğrafına baktı. Hükumet yanlısı olduğu için öldürülecek olan adam... Muhtemelen bir ailesi vardı, dostları, sevenleri... Hayalleri ve hedefleri... Akşam dokuzdan sonra ise tüm bunlar yok olacaktı, her şey anlamını yitirecekti. Korkunç.

"Onu öldürecek misin?"

"Bugüne kadar kimleri öldürdüğümü biliyor musun?" Louis elindekileri masaya bıraktı, ona döndü. "Gazeteci Sophia Joyce; terörü savunan yazıları ve propagandaları ile ayaklanma çıkarmaya çalışan bir kadındı. Richard O'Sullivan, devlet sırlarını başka ülkelere satan bir FBI ajanıydı. Orduda düşman askerleri, iş hayatımda ise beni kazıklamaya çalışan salaklar... Şimdiye kadar bir kez bile, sebepsiz yere adam öldürmedim."

O sustuğu anda oluşan sessizlik odanın her yerine yayılırken Louis ve Harry birbirlerine bakıyorlardı. Louis gözlerini tekrar önündeki kağıtlara çevirdi. "Danny Prado hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bildiğim tek şey, onu öldürmezsem hapse gireceğim gerçeği. Daha önce iki kez o çöplüğe girdim, tekrar girmeye hiç niyetim yok."

Kısa süreli bir duraksamadan sonra Louis yeniden onunla göz göze geldi. "Ama hapse girmemek için bile olsa sebepsiz yere bir adamı öldürmem."