Geçmiş, Her Zaman Biraz Karışıktır

1K 59 3
                                    

Merhabalar. Yeni bölüm sizlerle ve her zamanki gibi beğenmeniz dileğiyle.. :)

Not: Şu an multimedia koyamıyorum ama bölümün son kısmını Bastille - Oblivion şarkısı eşliğinde okumanızı tavsiye ederim. (Tabi şarkının başındaki durağan kısmı geçerek)

Yanımda Derek'in baygın bedeni arabanın arka koltuğunda oturmuş, Beacon Hills'e yol alıyorduk. Ona karşı hissettiğim yabancılık hissi beni rahatsız etmekten öte, açıklayamadığım şeyler hissettiriyordu. Deaton'ın kliğinin önüne geldiğimizde hızla arabadan inip Derek'i içeriye taşıyıp masaya yatırdığımızda hala bunları düşünüyordum.

Deaton Derek'i görünce yüzünde büyük bir şaşkınlık oluşmuştu. Endişesini hissedebiliyordum.

"Onu iyileştirebilecek misin? Yani eski haline dönebilecek mi?" diye sordum hemen.

"Bir yolunu bulmak için çabalayacağım.. Ama Lily.. Bence sen gidip dinlenmelisin." dedi Deaton bana anlam veremediğim bakışlarını yönelterek.

"Hayır! Onu bırakıp gidemem!" dedim sert bir sesle.

"Su içinde kalmışsın ve yaşadığın duygu değişimlerin.. Ellerine bak." dedi Deaton sakin bir sesle.

Ellerime baktığımda pençelerimin çıktığını gördüm. "Hayır, bunu.. kontrol edebilirim." dedim ısrarla.

"Lily.. Sana durumunu haber vereceğim. Ama bu şekilde daha fazla kalamazsın. Dinlenmen gerek. Ve Derek'i bulduğunuz için rahatlaman.." dedi Deaton samimi bir tavırla elini omzuma koyarak.

"Ama onu bırakmak istemiyorum." dedim.

"Merak etme, biz burdayız." dedi Scott güven vermek istercesine.

Istemeden de olsa başımı sallayıp kapıda dikilen David'e baktım. O da yapmam gerekenin bu olduğunu düşünüyormuş gibi bakıyordu bana. Kapıdan çıkmadan önce arkamı dönüp "Haber vermeyi unutmayın." dedim ve David'le birlikte klinikten dışarı çıktık.

"Seni evine bırakmamı ister misin?" diye sordu David.

Onunla göz göze gelmeden kafamı sallayıp arabaya yöneldim. Kapıyı açıp ön koltuğa oturunca David arabayı çalıştırdı. Ona tarif etmeme gerek kalmadan evi bulmuştu. "Yardıma ihtiyacın var mı?" diye sordu David.

"Hayır. Biraz yalnız kalsam iyi olacak." dedim ve arabadan çıkıp eve yürüdüm. Kapıyı açıp içeri girince hızla odama çıktım. Üstümdekileri çıkarıp kendimi banyoya attım. Aynanın karşısına geçip hastalıklı gibi gözüken yüzüme baktım. Neden kontrolümü kaybettiğimi bilmiyordum. Ağzımı açıp dişlerime bakınca hafif sivrileşmeye başladığını gördüm.

Rahatlamak için küvete girip soğuk suyu açtım. Kan akışını yavaşlatan soğuk su, sanki düşüncelerimi de yavaşlatıp beni karmaşadan kurtarıyordu. Düşüncelerim berraklaşıyor, olayları tekrar gözden geçirebiliyordum.

Aklıma avcı kadının söyledikleri geldiğinde boğazımda tekrardan bir yumru oluşmuştu. Leo'nun geri geleceğinden bahsetmişti. Acıyla gülümsedim.. Bu imkansızdı.. Ama onun geri gelmesini hayal etmek bile kalbimde oluşan sıcaklığın göğsüme yayılmasına yetiyordu. Eğer şu an yanımda olsa, bana bir çıkar yol gösterir ve mantıklı düşünmeme yardımcı olurdu.

Bu düşüncelerimi bir kenara itip, David'in bana nasıl yardımcı olabileceğini düşünmeye başladım. O sadece bir avcıydı. Ne bir kurtadam ne de başka bir doğaüstü varlık. Özel yeteneği olan bir avcıydı sadece. Ve bana yardım eden bir avcı.. Neden yeni tanıştığı bir.. canavara.. evet uygun kelime buydu, neden yardım ediyordu ki? Bunu onunla konuşmam ya da asıl amacını öğrenmem gerekiyordu.

teen wolf: a new storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin