Merhabalar. Bayağı geç gelen bir bölüm oldu kusura bakmayın. Biraz yoğundum, bu yüzden bölüm paylaşamadım.
Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur...
Rüzgarın sesi kulaklarımı dolduruyordu. Güneş gözkapaklarımı yakıp geçiyordu adeta. Gözlerimi açtığımda ormanda bayıldığım yerde olduğumu anladım. Karşımda yıkılmış ağaç gövdesinde oturan David'i görünce aniden ayaklandım. Hızla parmaklarımı boynuna doladığımda bana şaşırmış gibi bakıyordu.
"Son nefesini al!" dedim nefretimi kusarcasına.
"Lily- L… bir dakika…" dedi sıkılı parmak boğumlarımı çözmeye çalışırken. "Ben… bir şey… yapma-"
Boğuk çıkan sesiyle bir şeyler anlatmaya çalışırken karnıma yediğim tekmeyle geriye düştüm. David o sırada elinde tuttuğu elektrik şokunu bana doğru uzattığında duraklamıştım.
"Beni dinle!" diye bağırdı. "Ben bir şey yapmadım! Her şey sadece dönüşmeni sağlamak için zihninde oluşan bir halüsinasyon gibi bir şeydi!"
Ona bakarken sanki başım zonkluyor gibi hissetmiştim. Söyledikleri bir anda kafamın içine nüfuz etmiş, düşüncelerimi delip geçmiş gibiydi. Sersemlemiş gibi sendeleyip yere düştüm aniden. David kalkıp beni kolumdan tuttu ve sırtımı ağaca yasladı.
"Dokunma bana!" dedim sinirle.
"Sana ilk kez dokundum Lily." dedi David boğazını ovalarken.
"Yalan söylüyorsun. Pisliğin tekisin. Dokunma dedim!" diye bağırdım onu ittirirken.
"Lily, gördüklerin ve yaşadıkların bir çeşit rüya gibiydi. Dönüşmen için zihninle oynamam gerekiyordu." dedi David ciddi bir ifadeyle.
"Sen sadece bir insansın. Bunu yapacak gücün yok." dedim yaşadıklarımı anlamlandırmaya çalışırken.
"Sadece insan değilim. Aynı zamanda bir avcıyım. Özel bir yetenek bahşedilmiş bir avcı. Biraz kurtboğan tozu, işimi yapmamı kolaylaştırıyor." dedi David biraz kendini beğenmiş bir havayla.
"Eric kim? O nerede?" diye sordum duyduğum o konuşmayı anımsayarak.
"Telefonda konuştuğum başka bir avcıydı." diye cevapladı.
"Bir canavar olduğum doğru mu?" diye sordum David'in gözlerinin içine bakarken.
"Her şekil değiştiren bir canavardır. Ama evet, sen onlardan daha ölümcül bir canavarsın." dedi David üzülmüş gibi.
"Kendimden korkmalı mıyım?"
"Ne yazık ki bilmiyorum. Ama dolunay vakti geldiğinde çevrende olmak istemem. Kusura bakma.." dedi David halime acır gibi.
Kafamı ellerimim arasına alıp ovalarken başım çatlayacakmışcasına ağrıyordu.
"Neden benim peşimdeydin?" diye sordum David'e.
"Senin aradığımız dişi kurt olup olmadığını anlamak için.." dedi David. "Tanrıya şükür ki değilsin."
"Neden?" derken endişeyle ona baktım.
"Çünkü dişi kurtun peşindeki avcı ailesi, bizden daha acımasız. Seni onlardan önce bulmak istememizin bir diğer sebebi de bu." dedi David.
"Scott.. Scott nerede?" diye sordum bir anda aklıma gelen düşünceyle.
"Onlar.. Derek'in peşinde." dedi David.
"Derek'in peşinde derken?" diye sordum korkuyla.
"Derek kaçırıldı."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
teen wolf: a new story
FanfictionBiyolojik babasını ararken, geldiği kasabada onu bulabileceğini düşünmüştü. Bulmuştu da. Ama daha bilmediği onlarca şey olduğunu ve hayatının normalken bir anda dibe çökmesini, onu bulunca engelleyememişti. Burada ilginç olan bir şeyler vardı, ve z...