Boş Beden

1.6K 106 14
                                    

Arkadaşlar bu bölüm baya kısa. Bunu bi geçiş olarak düşünün. Çünkü asıl olay bir sonraki bölümde gelecek. iyi okumalar.

Gözlerimi araladığımda hissettiğim tek şey acı olmuştu. Karanlıkta nerde olduğumu anlamaya çalışırken ellerimin bağlı olduğunu hissettim. Bilincim tamamen yerine geldiğinde ellerim bağlı ve asılı olduğumu anlayınca dehşete kapılmıştım.

"Hey! Bırakın beni! Hey!" diye bağırmaya başlamıştım. Avazım çıktığı kadar bağırmaya devam edince bir anda ışıklar yanınca bağırmayı bırakıp gözlerimi yumdum. Işığa alışması için gözümü yavaşça açınca karşımda Deucalion'ı gördüm. Etrafıma baktığımda bir binanın bodrum katına benzer bir yerde olduğumuzu anladım.

Kısık gözlerimle ona bakarak "Ne istiyorsun?" diye sordum.

"Bunu en başından beri biliyorsun, benim küçük psişik-alfam." dedi Deucalion o itici tavrıyla.

"Bırak beni!" dedim titreyen dudaklarımdan zor dökülen kelimelerle.

"Yarın ay tutulması olacak Lily. Pardon pardon.. Bu seni etkilemeyecek ama değil mi?" dediğinde şaşkınlıktan açılan gözlerimle ona baktım. Dönüşmeye çalışmıştım ama olmamıştı.

"Ne yaptın bana?" dedim yanağımdan yaşlar süzülürken.

"Baskıladık diyelim."

"Lütfen bırak beni." diye fısıldadım gözlerimi kapatıp. "Ben sana istediğini veremem."

"Verebilirsin Lily. Hemde fazlasıyla!" Deucalion sesindeki tehdit vücudumun daha çok titremesine sebep olurken mideme saplanan keskin metal nefesimi kesti. Gözlerimi açıp ona bakınca bastonunun ucundaki bıçağı gövdeme daha da bastırmıştı.

Bıçağı geri çekip karnıma defalarca saplarken acıyla bağırıyordum. Gövdeme her girişinde daha zor nefes alır hale geliyordum.

"Hala aynı fikirde misin Lily?" dediğinde ağzıma dolan kanı kusmuştum.

"Yap-yapma…" dedim ellerimdeki demirler bileklerime sürterek kanatırken.

"Yanlış cevap." dedi Deucalion sesli bir şekilde gülerken. Arka tarafıma geçip bu sefer küçük bıçağı omurilik kemiğimdeki her diskin yanına saplarken çığlık atmaya başlamıştım.

Acıdan dolayı bilincimi kaybederken nefesim tükeniyordu.

*

*

*

*

*

"Bırak beni! BIRAK!" sesim beton duvarlarda yankılanırken kendime gelmiştim. Etrafıma baktığımda kimseyi görememiştim. Kafamı eğip vücuduma baktığımda midem bulanmıştı. Açık yaralardan kanla birlikte sarı iltihap akarken ağlamaya başlamıştım.

Iyileşemiyordum! Ölecektim! Bu soğuk duvarlar arasında ölecektim!

"Hayır tatlım!" Sesi duyunca gözyaşlarım daha da hızlanmıştı. "Yetenekler insanlara bahsedilmiş kişisel hediyelerdir... Sence de öyle mi?" dedi Deucalion karşıma geçince.

Kafamı asılı koluma yaslayıp nefes almaya çalışıyordum.

"Peki hediyeler çalınabilir mi?" diye sordu Deucalion cevap vermemi beklercesine. Çenemden tutup kaldırınca gözlerimi yummuştum.

"Yüzüme bak!" diye kükremişti adeta. Gözlerimi yavaşça açıp ona bakınca yüzünde memnuniyet belirdi.

"Bi-bilmi-yorum." dedim titreyen sesimle.

teen wolf: a new storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin