Oyun

369 27 2
                                        

Yalnız takılmak zordu. Ama sanırım buna alışmıştım. Zaten babamı kaybettikten sonra hayatımda kalıcı olan biri olmamıştı. Hepsi teker teker yerini başkalarına bırakıyordu. Ama en çok Leo'nun yokluğunu hissediyordum. Tabi ki David'i özlüyordum, bana sarılması ve güven vermesine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyordum. Ne kadar özlesem de ne kadar onlara ihtiyaç duysam da şu an hiçbiri yanımda değildi.

Ay ışığının aydınlattığı odamda, tavana bakarak düşüncelere dalmışken zil sesiyle irkilmiştim. Gecenin bu saatinde kim olabilirdi ki?

Yavaşça kalkıp üzerime hırkamı aldıktan sonra aşağıya indim. Kapının yanındaki pencereden dışarıya baktığımda Eric'i görmeyi beklemediğimi söylemeliydim. Kapıya yürüyüp açtığımda bana yorgun bir ifadeyle bakıyordu.

"Bu saatte geldiğim için özür dilerim." dedi çekinerek. "Girmem de sakınca var mı?"

"Yok, hayır. Girebilirsin." dedim geri çekilerek. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışıyordum. Neden burdasın diye sormak yerine "Bir şeyler içer misin?" diye sorduğumda kafasını belli belirsiz salladı. Biraz yanına yaklaştığımda ağır hareketlerinin sebebini anlamıştım. "Sen sarhoş mu oldun?"

"Ah, hayır. Belki biraz fazla içtim o kadar." dediğinde başımı salladım.

"Ben de öyle düşünmüştüm. Geç otur hadi, ve sakın kusayım deme." dedim ciddi bir sesle.

"Beni ne sanıyorsun, 16 yaşında bir ergen mi?" dedi alaycı bir tavırla. "24 yaşındayım, ve oldukça yakışıklıyım, ve kızlar seksi olduğumu düüşünüyor." dediğinde gözlerimi devirdim.

"Bir Adam Levine değilsin ama." dedim dalga geçerek. "Hadi geç otur."

Mutfağa girdiğimde sesini duyurmak için bağırarak konuşuyordu. "O adamın neresi seksi bunu merak ediyorum. Sürekli tarz değiştirip, arada da saçını boyatan birisi. Bence tam anlamıyla bir felaket."

"Tabi ki, siz erkekler için siz hariç herkes kötü." dedim elimde buzlu bir bardak suyla geri geldiğimde.

"Kahveye ne oldu?" diye sordu alaycı bakışıyla.

"Kahve alkolün etkisini güçlendirir." dedim bilmiş bir bakışla.

"Bazen bana hala liseye giden bir genç kızdan çok her zaman sadece bir kurtadammışsın gibi geliyor, o yüzden insanlar için normal olan davranışlar sergilediğinde ara sıra şaşırıyorum, sonra o da insan, tamamen olmasa da bir kısmı hala insan ve onu korumaya çalışıyor, diyorum." Konuşmasını dinlerken kendi kendime gülmüştüm.

"Sarhoş olduğun zaman çenenin düştüğünü de öğrenmiş bulunduk. Bu kadar uzun ve duygulu konuşma senden beklenecek bir davranış değil." dedim gülmeye devam edip tekli koltuğa kurulurken.

"Neden geldiğimi merak etmiyor musun?" diye sordu aniden ciddileşirken.

"Ettiğimi biliyorsun." diye cevapladım omuz silkerek.

"Ama sormayacak kadar da kibarsın." dediğinde ne demek istediğini anlamıştım.

"David'le aramızda olanlar, ya da senin bana zaman zaman kızman ve kin beslemen, ki genel olarak sürekli yanlış yaptığımı söylemeni göz ardı edersek, bilmiyorum Eric, alıştım sanırım. Bazen çoğu şey bir süre sonra şaşırtıcı gelmiyor artık." dedim burnum hafifçe sızlarken.

Bana üzgün bir şekilde bakarken rol yapmadığını anlamıştım. Kokusu üzgün olduğunu yansıtıyordu. O bana sessiz bir şekilde bakmaya devam ederken cama bir şey çarpmıştı.

"Ben bakarım." dedim ayaklanmaya çalışan Eric'e elimle durmasını işaret ederek. Salonun bahçe kapısını açıp çevreye bakındığımda hiç bir şey görememiştim.

teen wolf: a new storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin