"O, geri gelecek."

910 61 3
                                    

MERHABALAR :) Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Keyifli okumalar.. :)

Deaton'ın kliniğinde masanın üstüne oturmuş ayaklarımı sarkıtıyordum. Sıkıntıyla tırnaklarımı kemirirken düşünceli bir şekilde dolanan Deaton'a bakıyordum.

"Bir Beta'ya, Omega'ya dönüşmem gerekmiyor muydu? Nasıl yeniden Alfa olabilirim?" dedim bilmem kaçıncı kez.

"Bu senin ilk dönüştüğün andan itibaren sahip olduğun bir şeydi. Ruhun, başka bir ruha karşılık sana tekrardan bahşedilmişti. Ama şekil değiştirdiğinde bir kurt kadın değildin. Ölüm ruhunu hapsetmişti." dedi Deaton kaşlarımı çatmama sebep olurken.

"Bir kurtkadın değilsem, ne olabilirdim ki?" diye sordum anlamayarak.

"Ölümün kendisiydin." dedi Deaton gözlerimin içine bakarak.

"Bu ne demek?" dedim dehşetle Deaton'a bakarken.

"Ruhunu sana geri veren, ölümdü. Psişik güçler ruhani dünyadan gelir. Ve orada, yaşam ve ölüm, iki ayrı büyük güçtür. Bazen beden bulup dünyaya inerler.. Kimi zamanda bir insanın ruhuna hapsolup onunla beslenirler." dedi Deaton.

" 'Ölümü ölümle yok edebilirsin.' " diye mırıldandım Peter'ın söyledikleri aklıma gelince. "Peter bana ölümü ölümle yok edebileceğimi söylemişti."

"David'in kalbi bu yüzden durdu. Yani yaşaması için önce ölmesi gerekiyordu." dedi Deaton kaçırdığı noktayı yakalamış gibi.

"Hayır.. David zaten ölüyordu. Bunu Leo'yu geri getirmek istediğim için söylemişti." dedim düşünceler beynime hızla akın ederken.

"Ne? Leo'yu geri getirmeyi mi istiyordun?" dedi Deaton inanamıyormuş gibi.

"Evet." dedim bakışlarımı ondan kaçırarak.

"Peter'ın yaptığını yapmak istedin yani?" diye sordu Deaton.

"Aklım karmakarışık Deaton." dedim sızlanırcasına.

"Lily, bu çok ciddi bir olay. Bunun farkında mısın?"

"Lütfen, bunu daha sonra konuşalım." dedim Deaton'a. "Şu an neden Alfa olduğumu çözmemiz gerek."

"Bunu araştırmamız lazım. David'in ve Eric'in de bu konuda bir fikirleri olabilir. Tabi önce gidip David'i ziyaret etmek isteyebilirsin." dedi Deaton.

"Ben onun elini tutarken ne düşündüğünü gördüm. Bu onun kontrolünde olan bir şey değildi. Ama yaptığı o zihin oyunları.. bu sefer istemeden kendi kafasının içini gösterdi." dedim Deaton'a dalgın bir şekilde.

"Ne gördün?" dedi Deaton tedirgin bir sesle.

"Çok karmaşıktı. Hatırlamıyorum." dedim geçiştirmek için.

"Emin misin?" diye sordu Deaton.

"Evet, evet.. Ben en iyisi David'i ziyarete gideyim." dedim Deaton'a gülümsemeye çalışarak. Klinikten çıkınca arabaya binip tekrar hastaneye döndüm.

David'i iyileştirirken yaşadığım şokla ona ne olduğuna bakmadan oradan ayrılmıştım. Hastaneden çıkıp arabaya bindiğimde Deaton da peşimden gelince aslında içten içe ona teşekkür etmiştim. Kafa karışıklığımı çözmesede azaltabilecek tek insan oydu.

Hastaneye girip David'in odasının önüne geldiğimde bir kaç dakika durup kendimi toparladım. Kapıyı çalıp içeri girdiğimde David'in giyindiğini gördüm.

Eric bakışlarını benden kaçırmıştı. "Ben en iyisi hastane evraklarını halledeyim." diyerek odadan çıktı. David'in yanına gidip ona sarılınca o da aynı şekilde bana sarılmıştı. Kollarımı onun boynuna dolayıp elimi saçlarında gezdirirken göğsümde sıcak bi havanın dalgalandığını hissetmiştim.

teen wolf: a new storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin