19. Bölüm

8.3K 477 114
                                    

İyi okumalar dilerim...

Aşk çok farklıydı, gerçekten çok farklıydı.

Bedeninizde kendi ruhunuzu yaşatmaya çalıştığınız yetmiyormuş gibi birde aşık olduğunuz kişinin ruhunu yaşatmaya çalışıyordunuz. Yaratılışımızın gereği tek bir ruha sahip olsakta, aşık olduktan sonra tek bir ruha sahip olmak pek mümkün olmuyordu. Aşık olduktan sonra, bir bedende iki ruh yaşamaya başlıyordu. Aşık olduğunuz kişinin ruhu ve sizin ruhunuz...

Belki evrende asla yan yana gelemeyecek iki beden, ruhları sayesinde bir beden içinde yan yana geliyordu...

Dedim ya, aşk çok farklıydı.

Ağrıyan boğazımı ovuşturarak yatağımın üzerine oturdum. Grip olacağımın en büyük belirtilerinden biri boğazımın ağrımasıydı ve yeni bir gribin yaklaştığını bilmek beni sinir ediyordu. Çünkü grip demek burun akıntısı ve hiç gitmeyen sümükler demekti. Geçen seferki gribimi -daha doğrusu bitmek bilmeyen sümüklerimi- atlatalı fazla olmadan yeni bir gribe -daha doğrusu bitmek bilmeyen sümüklere- başlıyor olmak, gözlerimi devirmeme sebep oluyordu.

Aslında genel olarak yıl içinde sadece bir kez grip olurdum, o da hep yaz mevsimine denk gelirdi. Ne kadar çok dondurma veya başka soğuk şeyler tüketsem bile yaz içinde bir kere grip olur, hemen atlatırdım. Ancak son iki yılın her yaz mevsiminde grip olma sayım üçe, dörde hatta bazen beşe çıkıyordu ve gribi tamamen atlatma süremde yaklaşık bir hafta kadar oluyordu. Bu durum benim için, iki yılda değişen tek şeyin ben olmadığımı gösteriyordu aynı zamanda.

Sağ kolum dürtüldüğünde yerde olan bakışlarımı kolumu dürten anneme yönelttim. "Efendim anne?" Kıstığı gözlerini üzerimde gezdirdi. Evet kısık gözler, el belde... Sorgulama seansı başlıyor. "Son iki yıldır neyin var Temmuz?"

Sorusu karşısında boğazımda olan ellerimi yavaşça çektim ve gözlerimi kaçırdım.

Son iki yıldır, ölüm hayatı ile dünya hayatı arasında mekik dokuyorum anne. İki yıldır senin beni uyudu sandığın zamanlarda ben yatakta, yorganın altında ağlıyorum anne. Karanlıkta, yorganın altında, sessiz olmaya çalışarak ve boğazımdaki o düğümleri bir bir yutarak...

"Son iki yıldır," Cümleme başladığım sırada sesimin titremesiyle boğazımı temizledim ve annemden kaçırdığım bakışlarımı bu sefer anneme odakladım. "Son iki yıldır hiçbir şeyim yok anne." Bana kaşlarını kaldırarak baktığında konuşmamızın burada bitmeyeceğini anladım ve annemin oturması için yatağımda yana kayarak anneme yer açtım. Tebessüm ederek yanıma oturdu ve bağdaş kurdu. Daha sonra bağdaş kurduğu bacaklarına vurarak yatmamı işaret etti. İkiletmeden bağladığım saçlarımı açarak annemin bacaklarına başımı koydum. Annemin parmakları saçıma değdiğinde yutkundum.

Saçlarımı okşayacaktı...

"Konuşmamızı burada sonlandırmayacağımı bilmen beni mutlu etti," Derin bir nefes almıştı, bunu derin nefes alırken hareket ettirdiği bacaklarından anlayabiliyordum. "Zaten uzun zamandır seninle konuşmak istiyordum, güzel bir fırsat oldu bana." Annem cümlesini tamamlayıp parmaklarıyla saçlarımı yumuşak bir şekilde okşamaya başladığında dolan gözlerimi kırpıştırdım. Neden gözlerimin dolduğunu bilmiyordum ama Güney ile konuşmayı kestikten beri, sürekli gözlerim doluyordu. Kilometreler yetmiyormuş gibi birde ona mesafe koymuştum, kendimce haklı olsam bile bu durum aklıma geldiğinde gözlerimi doldurmaya yetiyordu.

"Anlat bana mavişim, ne oldu sana böyle? Benim bilmediğim neler oldu son iki yılda? Her şeyi anlat bana, sen yargılamadan dinleyeceğim. Söz veriyorum. Ancak bana bir şeyim yok desen bile ben sende bir şeylerin olduğunu biliyorum. Mesela senin bile bilmediğin ama benim farkettiğim bir şeyi söyleyeyim mi sana? Normalde yaz mevsimlerinde bir kere grip olursun, küçüklüğünden beri böyle bu. Ama canın bir şeye çok sıkıldığı zaman, ruhunun iyi olmadığı zaman üst üste grip olursun," Söyleyeceği şeyleri bir süre yarıda kesti ve eliyle alnıma düşen saçlarımı geriye doğru itti. Saçlarımı geriye doğru atan annemin eli şimdi de yüzümde gezinmeye başlamıştı. Beni bu kadar iyi tanıması içimi ısıtırken aynı zamanda aklıma masmavi aşkımın gelmesi ile dolu olan gözlerimden birkaç damla gözyaşı düşmüştü, annemin yüzümde gezinen eline...

"Altı yaşındayken yazın dedeni kaybettiğinde üst üste birçok kez grip olduğun gibi, son iki yıldır da üst üste gripler oluyorsun. Başka tavırlarında sende bir şeyler olduğunu anlamama yetti ama bu üst üste olan gripler anlamamı daha çok kolaylaştırdı... Söylesene Temmuz, son iki yılda seni bu hale getiren adam kim?"

Asıl sen söylesene anne, ben sana; ona olan özlemimden, aşkımdan, kızgınlığımdan, kıskançlığımdan ağlarken nefes aldığımda o havanın ciğerlerimde düğümlendiğini nasıl anlatayım? İki yıldır gözyaşlarımı yumruk gibi sıkan bir insan olduğumu, acımı savaşırcasına yutkunan bir insan olduğumu nasıl anlatayım? Her aynaya baktığımda yanımda onun bedenini gördüğümü nasıl anlatayım? Ondan çaldığım tişörtüne gözüm takıldığında kokusunu sadece tişörtten içime çekmenin acısını nasıl anlatayım? Söylesene anne, ben onu kalbime ve düşüncelerime anlatamazken... Sana nasıl anlatayım?

"Anne, öyle biri yok."

"Aşık genç bir kızın dili yalan söyleyebilir, mimikleri yalan söyleyebilir ama asla gözyaşları yalan söyleyemez." Gözyaşlarım annemin söylediği şeylerle akmaya başladıklarında başımı annemin bacaklarından kaldırıp yatağımın üzerinde oturur pozisyona geçtim. Gözyaşlarım sanki bir daha akmayacaklarmış gibi deli gibi yanaklarımdan süzülürken annemin bana sarılmasıyla kafamı boynuna gömdüm. "Mavişim... Sen nasıl aşık olmuşsun öyle."

"Anne," diye söylendim deli gibi ağlarken. "Sana öyle biri yok dedim." Annem bana daha sıkı bir şekilde sarılıp kafasını usulca salladı. "Haklısın, belki evde patatesin bitmeside bu kadar içine dokunmuş olabilir." Güldüğümde kollarını benden çekti ve omuzlarımdan tutup gözlerimin içine baktı. "Zorladım, aşık olduğunu söylemedin. Bundan sonra yanıma eğer 'aşık oldum anne' diye gelirsen," Gözlerini kıstı ve ayağını kaldırdı.

"Aha bu ayağımda gördüğün terliği tam kıçından yersin."

-

umarım hiçbir zaman yalnızlığınızda boğulmazsınız, umarım hepiniz daima ruhen iyi olursunuz... ruhunuza iyi bakın, iyi geceler.

BELATES | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin