76. Bölüm

4.6K 282 258
                                    

İyi okumalar dilerim...

not: mektuplar yağmur'la parkta buluşmadan önce yazıldı.

not2: yazdığım mektuplarda Melih'in intihar etme sebeplerinden bahsettim. size intihar etme sebebi aşırı saçma veya 'bu muydu ya' gibisinden gelebilir ama unutmayın bu mektupları arkadaşlarına yazıyor, belli ayrıntılardan bahsetiyor ama çok fazla ayrıntı vermeden yazıyor. hiçbir şey anlatıldığı gibi değil yaşandığı gibidir, ne kadar empati yaparsanız yapın yaşamadan anlayamazsınız bazı şeyleri. yorumlara yazdığınız her düşüncenize açığım ama 'saçma, geçerli sebep değil' gibi şeyleri görürsem yorumunuzu silerim.

Temmuz'a

Temmuz'um.

Benim, Melih.

Söze nasıl gireceğimi, sana bazı şeyleri nasıl açıklayacağımı inan bilmiyorum. Sen bu mektubu okuyana kadarki geçen sürede beni hayatından çıkarmış olabilirsin, ya da her gününü bana kızmakla geçirmiş olabilirsin ama inan ki, hiçbir şey senin bildiğin gibi değil.

Ben İkra'ya hiçbir zaman aşık olmadım.

Seninle mesajlaşırken yazdığım tüm kötü sözler planlıydı.

Söylediğim yalanlar sadece benden uzaklaşman için yaptığım şeylerdi, dahası yok.

Şu an çok şaşırdığını, neden böyle bir şey yaptığımı anlamaya çalıştığını tahmin edebiliyorum. İşte bu mektubu tamda o yüzden yazıyorum. Beni bir kez olsun gerçekten anlaman için.

Bir insanın intihar etmeyi düşünmesi, onu geçtim bu kararı alması gerçekten çok zor bir süreç. Sürekli ikilemde kaldığın, bazen bir umut bazen de iplerin kopması için tek bir sebep aradığın bir dönem. En azından benim için öyleydi.

Sana intihar etmem, sen bu mektubu okuduğunda çoktan ölmüş biri olacağım, çok mantıksız gelebilir. Sürekli kendine 'neden?' diye sorduğunu biliyorum ama gerçekten sizin o soruları aradığınız nedenler benim sonum oldu.

Mükemmel bir ailem ve sizin gibi mükemmel dostlarım vardı ama hep bir şeyler eksikti. Her zaman bir tarafım boştu, sizinle veya diğer arkadaşlarımla buluştuğumda gülebiliyordum, espri yapabiliyordum, sizlere takılabiliyordum. Sizlerle mesajlaştığımda sizi güldürecek mesajlar yazabiliyordum, size destek olabiliyordum ama bir süre sonra bu durumlar benim için aşırı derecede zorlaştı. Resmen gülmek için, espri yapmak için kendimi zorluyordum ve bu kendimden soğumama sebep oluyordu.

Mutluluğu, üzüntüyü, heyecanı, sevgiyi veya kıskançlığı... Hiçbir duyguyu hissetmiyordum. Artık işler o kadar can alıcı bir yere gelmişti ki daha fazla rol yapamayacağımı farkettim. Psikoloğa gidip göründüğümde duygu körlüğü gibi bir rahatsızlıktan bahsetti. O zaman sorun etmedim çünkü psikoterapi ile geçebilecek bir şey olduğunu söylemişlerdi ama geçmedi. Hiçbir duyguyu yine hissedemedim. Annem saçlarımdan öptüğünde hiçbir şey hissedemedim, babam bana sarıldığında veya 'ben senin her zaman arkandayım' dediğinde hiçbir şey hissedemedim, siz bana sarıldığınızda hiçbir şey hissedemedim. Ot gibi yaşamaya başladım ve bu da devamında ben de strese, şiddetli kaygılara yol açtı.

'Acaba ben sevdiklerime yetersiz gelen bir insan mıyım?'

'Ben onlara karşı hiçbir şey hissedemiyorum, bunu farkediyorlar mıdır?'

'Hiçbir şey hissetmeyeceksem neden yaşıyorum?'

'Neden sürekli mutlu ya da heyecanlanmış gibi rol yapmak zorunda kalıyorum?'

'Neden üzüntüyü kalple hissetmiyorum, sadece beyinle algılayıp ağlayabiliyorum?'

Ve daha nicesi.

BELATES | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin