72. Bölüm

5.3K 298 175
                                    

İyi okumalar dilerim...

4 Ay Sonra

"Ayol Temmuz yenge sen de elimizde büyüyorsun valla, daha dün gibi üniversiteye girişin..." Pamir elleri arasında tuttuğu kahve bardağına bakarak mırıldandığında içtiğim çayı bıraktım ve Pamir'in saçlarını karıştırdım. "Fazla olmadı zaten üniversiteye gireli yengem, böyle hissetmen normal." Cümlemi bitirdiğim gibi Emir, Güney, Pamir ve Yiğit bana şaşkınlıkla bakmaya başlayınca kaşlarımı çattım. "Ne oldu be?"

"Az önce Pamir sana yenge dedi, sen ona kızmadın ve en önemlisi yengem diye hitap ettin!" Yiğit şaşkınlık içinde konuştuğunda Güney onaylarcasına kafasını salladı ve sanki karpuz tutuyormuşçasına kafamı tutup kendi kafasına yaklaştırdı. "Güzelim sen iyisin değil mi? Hap falan almadın, beynin kopmadı, kalbin yerinde değil mi?" Güldüm ve Güney'in elinden kafamı kurtarıp bana masada hala şaşkınca bakanlara 'ne var' dercesine kafamı salladım. "Görende evrende hiç duyulmamış bir şey söyledim sanar,"

"Benim şaşkınlığım senin yengem demen değil kanka, az önce iç çamaşırı giymediğimi farkettim." Emir'in cümlesiyle bön bön ona bakmaya başladık. Cidden bir insan ancak bu kadar iyi kalpli ama bir o kadar da patavatsız olabilirdi. Güney, Emir'in yanında oturmasından yararlanarak kafasına bir tane vurup kulağını çekti. "Oğlum masada kız var lan, düzgün konuşsana!"

"Kanka iç çamaşırı dedim, yani genel bahsettim. Hemen ne kızıyorsun lan?"

"Hangi iç çamaşırıymış bu?"

"Sütyenimi takmadım kanka, anlasana. Gülünce sallanıp duruyorlar," Emir'in cümlesiyle Pamir ve Yiğit şoka girmiş gibi bana bakmaya başladıklarında, kendimi Bihter ve Behlül'ü görmüş Beşir gibi hissetmiştim.

Bir şey söylemek istiyordum ama şoktan söyleyemiyordum.

Başımı öne eğip dudağımı dişlemeye başladım. Evet, utanmam anlamsızdı ama masada tek kız olduğum için ve Emir bunu söyleyince masadakiler şoka girmiş gibi bana bakmaya başladıkları için ister istemez bir çekingenlik durumum olmuştu. Güney sanırım bunu farkettiği için beni kolunun altına aldı ve saçlarımdan öptü. "Ne bakıyorsunuz lan? Dönün önünüze, gayet normal kelimeler bunlar." Cümlesini tamamladıktan sonra bana utanma dermişçesine omuzumu iki üç kere sıvazladı. Ben de kollarımı beline sarıp kafamı kaldırdım. Güney'in masadakileri uyarmasıyla onların önüne dönüşü bir olmuş olacak ki, başımı kaldırdığım anda herkesi elinde telefonla görmüştüm.

Bu arada üniversiteye başlayalı yaklaşık dört ay olmuştu ve Güney ile aynı üniversiteye gittiğimiz için çok sık buluşuyorduk. Buluşmalarımız genelde derslerimiz bittikten sonra bir kafede veya parkta oluyordu ve ben Güney ile zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığım için eve hep geç gidiyordum. Anneme neredeyse ciddi bir şekilde hiç yalan söylememiştim ve sırf Güney ile buluştum dememek için yalan söyleyecekte değildim. O yüzden üniversiteye başladığım ilk hafta anneme Güney ile çıktığımı söylemiştim ve annemden baya bir azar yemiştim, sonra o Güney ile telefonda konuşup tanışmıştı.

Şu an annem en az beni sevdiği kadar Güney'i seviyordu.

İkra, Yağmur ve Melih'le görüşmeyeli ise baya oluyordu. En son Yağmur'u sevgilisiyle bir parkta görmüştüm, o da beni görmüştü ama hiçbir şey demeden ve selam vermeden yanımdan geçip gitmişti. Melih'e zaten ulaşmak imkansızdı, ailesi dahil kimse nereye gittiğini bilmiyordu. Aile bağları çok sıkı olmadığı için ailesinden kimse bunu umursamamıştı resmen. İkra ise eskisi kadar samimi değildi ama arada sırada birbirimize küçük mesajlar attığımız oluyordu. Benim hatalarımla, diğerlerinin hatalarıyla resmen bir devir bitmiş gibiydi.

BELATES | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin