// NAMJOON//
Kafeden çıkmış arabaya ilerliyorduk. Güzel vakit geçirmiştik ha na ile.
Yüzü gülüyordu. O hep güler yüzlüydü. Kısa boylu minyon ve çok tatlı bir kızdı. Hayatında zor şeyler olmasına rağmen güler yüzlüydü.
Abisiyle tanışmamıştık ama abisinin sert biri olduğunu dile getirirdi. İki kardeş çok zıtlarmış. Biri aksa diğeri karaymış. Görmeden inanmazdım. Böyle bir kızın ailesindeki herkes eminim böyledir diye düşünemeden edemiyordum. Ama o aksini söylüyordu. Kendi idolünün babası olduğunu söylüyordu. Babasını çok sevdiğini anlatırken gözlerindeki parıldamadan görebilirsiniz.
Gerçekten çok hareketliydi her yere neşe saçar en kötü şeyi bile iyi düşünürdü . Onunlayken zamanın nasıl geçtiğini pek fark edemezdiniz.
Onunla bir şeyler yapmak artık benim için günlük rutin olmuştu. Gerçi ona göre çok olgun ve hareketsiz biriydim. Ama oda bana katlanırdı. Çoğu zaman onu okulun yakınlarındaki doğa parka götürürdüm. Tepeye kadar konuşur hiç susmazdı. Tepeye varınca nefes nefese kalır ve manzaraya bakarak güzel şeyler düşünürdü.
Gerçekten mükemmel biriydi. Onunla vakit geçirdikçe dahada iyi oluyordum. Yeri geldiğinde yoğun derslerden vs. den bunaldığımda Ha Nayla vakit geçirince unutuyordum çoğu yorgunluğumu.
İki bölüm okuyordum birbirlerine yakındı ama beni yoruyordu. İlk psikolog olmam için ailem yoğun ısrar yapmıştı. Aslında bölümümü seviyordum. Gayette başarılıydım. Ama ilgi çekici gelmiyordu.
Bir gün kütüphanede HaNa ile otururken bana hep felsefik kitaplar okuduğumu neden bu dalı okumadığımı sordu .Aslında çok mantıklı konuşmuştu. Felsefik olan çoğu şeyi severdim . Filozofların kitaplarını okumayı kafa yormaya bayılırdım ve bunu düşünerek ikinci bir bölüm okuma isteği gelmişti . Ha na sayesinde çift dal yapmış olacaktım.
-Geldiğin için teşekkürler Namjoon.
-Ah seninle vakit geçirmek bana iyi geliyor .
Utanmıştı . Ama pek belli etmemek için elmacık yanakları şişene kadar güldü.
-Bak numarasını bile aldım. Çok güzel ve hoş bir kızdı. Çok konuşmuyordu ama olsun.
-Seninle takılırsa eğer bülbül gibi olur . Senin etrafında kim mutsuz olur ki.
-Bunu duyduğuma sevindim. Mesleğimde işime yarar.
Mesleğini o kadar güzel yapacağına emindim ki. Her gelen hastası mutlu çıkardı herhalde. İnsanda öyle bir etki yaratıyordu.
-Onu sık sık ziyaret edeceğim . Kafenin ortamı çok sıcaktı. Seokjin de çok iyi biri gülen yüzlü ve yakışıklı.
Kıskanç değildim. Onu böyle dedi diye kıskanmam saçma olurdu. O gözle bakmadığına emindim.
-Haklısın bende sevdim kafeyi.
- Biliyor musun Namjoon ? Onları yan yana görünce sevgili olduklarını düşündüm. Ama değillermiş . Bence yakışıyorlardı. Dedi elleriyle olayı hareketlendirerek.
-İlk görüşte nasıl buna karar verdin?
-Neden ki ? İnsanlar ilk görüşte aşık oluyor. Benimki sadece bir tespitti.
Güldüm. Biz Ha na ile tanıştığımızda ona aşık olmamıştım elbette ama içindeki merhameti yüzündeki gülümsemeden anlamıştım.
-İlk görüşte aşk mı ?Sen öyle konular düşünür müydün?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Likes Coincidences \ bts
FanfictionHer şey bir tesadüfle başlamıştı. Min ha nanın hayatı küçük çaplı çarpışmalarla şekillenmişti. Min ha na hayat dolu bir insandı, hayallerle yaşıyordu. Ta ki içinde bulunduğu fırtına tüm hayallerinin çatısını uçurana kadar. Hayatını mükemmellik üzeri...