\\MİN HA NA\\
Bir kaç gündür yetişmesi gereken sunumlarımla uğraşıyordum. Dersten hemen sonra kendimi kütüphaneye attım. Bir sonraki dersime 2 saat vardı. Eve gitmektense burada sunumlarımın çoğunu yapabilirdim.
Bilgisayara elimdeki sunum dosyasına bakarak slayta yazılar yazıyordum. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki kolumun kenarına bırakılan notu yeni fark etmiştim.
- Min ha na ♥
Ben namjoon-ah
Biraz konuşmaya ne dersin.
Seni her zaman ki yürüyüş dağında bekliyorum.
Gelirsen eğer gerçekten mutlu olurum.
Namjoon benimle konuşmak mı istiyordu ? Onunla kavgamız aklıma geliyordu. Bana karşı asabi oluşu geliyordu. Bana bağırışı kulaklarıma yeniden duyuluyordu. Gözlerime en son karşılaşmamız gelmişti. Bizi yanlış anlamıştı. Hoseokla sevgili olarak düşünmüş bile olabilirdi. Çünkü yüzü düşmüş yoluna devam etmiş sesini çıkarmamış bir selam bile vermemişti.
Aramızdaki ilişkinin ne olduğunu ikimizde bilmiyorduk bence. Ama yine de ona bir şans vermeliydim. Onun dedikleri her ne kadar bana saçma gelse de onunla arama mesafe koymamalıydım. O benim 1 yıldır arkadaşımdı. Çoğu vaktimi onunla geçiriyordum.
Eşyalarımı toplamış kütüphaneden çıkmıştım. Adımlarımı kampüsün yakınındaki yürüyüş dağına attım.
Her zamanki yerimize doğru ilerlerken kimsenin olmadığını fark ettim . acaba başka yerde mi oturmuştu.
Yürümenin verdiği yorgunlukla kendimi banka bıraktım onu aramalı mıydım ?
Sonuçta o beni çağırmıştı ama burada yoktu. Elimi çantama götürmüşken önüme biri geldi. Ellerinde bir koca buket çiçekle namjoondu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Likes Coincidences \ bts
FanfictionHer şey bir tesadüfle başlamıştı. Min ha nanın hayatı küçük çaplı çarpışmalarla şekillenmişti. Min ha na hayat dolu bir insandı, hayallerle yaşıyordu. Ta ki içinde bulunduğu fırtına tüm hayallerinin çatısını uçurana kadar. Hayatını mükemmellik üzeri...