//MİN YOONGİ//
Min Ha Na ile biraz vakit geçirdikten sonra kafa dağıtmak için dışarı çıktım. Çoğu gece çıkardım ve Ha Na bu durumdan çok rahatsız olurdu. Tabi ki de ona nereye gittiğimi nerelerde takıldığımı söylemiyordum. Söylesem asla peşimi bırakmaz yanlış yaptığımı söyleyip saatlerce boş boş nutuk çekerdi. Bundan eminim.
Şu lanet hayatta en çok şunu umut ettim. Annemin de yalnız olmasını. Bir kez olsun Ha Na ile olan yokluğumuzun onu delicesine yalnız hissettirmesini...
İşte bu saçma sapan şeyleri düşünmemek için kafamı meşgul etmem gerekiyor .Ben de soluğu barlarda içip birileriyle takılırken buluyordum. Anneme o kadar kin ve nefret doluyum ki adeta bütün kadınlara düşman olmuştum. Ha Na hariç. Pek belli etmesem de o benim tek dünyam.
Aşk denilen bir şeyin varlığını asla kabul etmiyorum. Benim için ilişkiler tek gecelikten ibaret. Kadınlar benim için kolay yemlerden başka bir şey ifade etmiyor. Gözünün içine baktığım anda kalbi sarsılmayacak hiçbir kadın yok bana göre. Ki genelde hep böyle oluyor.
Bu gece de her zaman takıldığım bara geldim ve bir şeyler içmeye başladım. O sırada bir kızın yardım çırpınışlarını duymamla kafamı o yöne çevirdim. Adam kıza alenen sarkıntılık ediyordu. Kardeşimle neredeyse aynı yaşta gibi duruyorlardı. O an aklıma Ha Na geldi. O asla böyle yerlere adımını atmazdı. Sonra kafamı tekrar kıza doğru çevirdim. Buralarda takılacak tiplerden değildi.
Ah tanrım kardeşim bu durumda olsaydı o adamı öldürürdüm. Hatta öldürmekle de kalmaz işkence ederdim. Adam kıza isteği dışında iyice yaklaştı. Bu durum midemi bulandırdı. Bu gibi insanların oksijen tüketmesi bile israftı. Daha fazla göz yumamazdım.
Yanlarına yaklaştığımda elinden hiçbir şey gelmediği için gözlerini kapamış o kıza acıyacağım hiç aklıma gelmezdi.Lanet olsun hiç benlik şeyler değil ama bu iğrençliğe daha fazla katlanamazdım. Hızımı alamayıp karşımda duran iğrenç yaratığa yumruğumu yapıştırdım ve adam yerden kalkmaya vakit bulamadan kızın kolundan tutup dışarı çıkardım. İçmişti belliydi. Sakin bir şekilde
-Buradan bir an önce gitsek iyi olur dedim.
Çok güzel içkinin tesiriyle yüzünü buruşturmaya başlamıştı bile. Tam da umarım mızmızlanmaya başlamaz diye düşünürken.
-Bıraksana kolumu. Ben daha içmeye devam edeceğim. Uza şimdi dedi gözlerini devirerek.
-Hah şuna bak hem seni o pisliğin elinden kurtarıyorum hem de çocuk gibi boş boş tribini çekiyorum. En azından teşekkür edebilirdin dedim.
Sinirlenmiştim ama içkiliydi bilinci yeri de olsa da insan saçmalamayı biliyordu işte.
-Tamam haklısın teşekkürler şimdi izninle içmeye gidiyorum dedi.
Aniden kolumu tutup kendime çektim. Bu yakınlık hoşuma gitmemişti. Çünkü yakından daha da güzeldi. Yemyeşil gözlerindeki o derin bakışlarında hüzün olduğu çok belliydi. Aniden kendimden uzaklaştırarak
-Oraya geri dönmeyi düşünmüyorsun herhalde . Madem içki içmekte bu kadar ısrarcısın beni takip et dedim.
Başı dönüyordu. İçkinin tesiriyle dengesizleştiği bariz ortadaydı. Barın yakınında satılan büfe benzeri bir yerden iki tane içki şişesi aldım ve doğru kızın yanına gittim. Gece gece başıma iş almıştım. Sahil yakınlardaydı.
Önce onu sırtıma aldım. Düşündüğümden daha ağırdı. Nasıl incecik gözüküp bu kadar ağır olabilirdi. Neyle besleniyordu böyle !!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Likes Coincidences \ bts
FanfictionHer şey bir tesadüfle başlamıştı. Min ha nanın hayatı küçük çaplı çarpışmalarla şekillenmişti. Min ha na hayat dolu bir insandı, hayallerle yaşıyordu. Ta ki içinde bulunduğu fırtına tüm hayallerinin çatısını uçurana kadar. Hayatını mükemmellik üzeri...